“Duymadım, görmedim, bilmiyorum”

Bir kez daha Marmaris Belediyesi'nde eski Hesap İşleri şimdi ki Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Kemal Kaya'nın Başkan Ali Acar'ın azmettirmesi sonucu koruması ve makam şöförü tarafından darp edildiği iddiasında bulundu.  İddianın sahibi Kemal Kaya Geçen Cuma günü Marmaris Çarşı Karakolu'na gidip ifade verdi ve kendisini darp edenlerden şikâyetçi olduğunu söyledi.

İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı İlhami …….Kaya'nın şikayetini doğrulayarak şikayet konusu olan kişilierin karakola ifade vermelelri için çağrıldıklarını söyledi.   Ancak olay günü Çarşı Karakolu'nda beklenen kişiler karakol yerine Asayiş Şube Büro Amirliği'ne giderek ifade veriyorlar ve ifadelerinde böyle bir olaya karışmadıklarını Kaya'nın kendilerine iftira ettiklerini iddia ediyorlar. 

Tüm bu gelişmeler üzerine Başkan Acar aynı gün akşam saatlerinde konuyla ilgili kısa bir yazılı açıklama yaptı ve dedi ki “bize resmi olarak intikal eden bir şey yok olmayan bir olay için açıklama yapamam” 

Olayı ister “Kaya'nın iftirası” olarak değerlendirilsin isterse “gerçek” kabul edilsin, her iki durumdada “vahim” olarak kabul etmek gerekiyor.  Bunun için “es” geçilemez…

Bu durumda kamuoyunu bilgilendirirken meseleye Ne Kaya'nın gözü ile nede Başkan Acar'ın değerlendirmesi ile yaklaşamayız. Kapalı kapılar ardında cereyan eden olaylarda olayın içinde olanların söylediklerine bakarak hüküm vermek doğru değil, yalnız hiçbir şey yaşanmamış gibi de davranamayız.

Dün Marmaris TV haberi verdikten sonra Kemal Kaya'nın kim olduğunu başkan Acar'la yaşadığı sorunları ve Kaya hakkında açılan davaları gündeme taşıdı.   Bana göre haberin mesajı şuydu “Kaya darp edilmedi iftira ediyor, velev ki darp edilmiş olsun hak etmiştir” 

Acar gazetecilere yaptığı kısa açıklamada  “olmayan bir şey için açıklama yapılamaz” diyor, ama “olmayan bir şey için” koruması ve şöförü ifade vermeye gidiyorlar. Tüm bunlar Sayın Acar'dan habersiz mi oluyor?  

Hatırlanacağı üzere aynı iddia geçen Eylül ayı başlarında da yaşanmış, o zaman da başkan Acar “belediyede herhangi bir şey olmamıştır” şeklinde bir açıklama yapmıştı.  Hatta o zaman bu iddia Belediye Meclis Toplantısı'na kadar gelmiş ve Ak Parti'li üyeler konuyla ilgili, olarak başkanın açıklama yapması için önerge vermişlerdi. Ancak bu önerge diğer üyelerin oyları ile reddedilince Ak Part'inin beş meclis üyesinden dördü meclis oturumunun terk etmişti. 

Eğer bu iddia o gün meclis toplantısında tartışılsaydı ve Sayın Acar Kemal Kaya'nın “olmayan bir şeyi neden olmuş gibi gösterme” çabası içine girdiğini açıklayabilseydi, ve hatta tarafları meclise bilgi vernek için çağırıp yüzleştirseydi belki sorunlar çözülür ikinci bir iddia ortaya çıkmazdı. 

Peki, bu durum nereye kadar gidecek?  Onlar “dövmekten” Kemal Kaya'da, “dayak yemekten” bıkmayack mı?

Buna Sayın Acar'ın yanıt vermesi gerek. Bana kalırsa sorumlu olduğu bir kurumla ilgili ne olursa olsun kayıtsız kalmamalı “üç maymunları” oynamamalıdır.

Beni bir gazeteci olarak Kemal Kaya'nın işinde ne denli başarılı yâda başarısız olduğu, belediyeyi ne kadar zarar uğratıp uğratmadığı elbette ilgilendiriyor. Ancak gelinen aşamada tüm bu sorunlar mahkemelere taşınmış zaten. Mahkemeler bu sorulara en iyi cevabı kuşkusuz verecek. Burada şimdi bizi ilgilendiren bir devlet memurunun makamında darp iddiasıdır.  Gerekçesi ne olursa olsun, hiç kimse bir başka kişiye hakaret ya da darp etme hakkına sahip değildir.

Kemal Kaya sırf başkan Acar'ı zor durumda bırakmak için böyle bir senaryo ile karakol kapılarını aşındırıyorsa, Acar'ın yapması gereken şey kuruma şahsına ve çalışanlarına iftira ettiği için karşı dava açması bu iftirasından dolayı da Kaya'yı “çalışma barışını bozuyor “gerekçesi ile tekrar görevden almalıdır.  Tüm bunları yapmıyacaksın  “duymadım görmedim bilmiyorum” diyeceksin 

O zamanda akla ister istemez şu geliyor  “bu işte bir bit yeniği var”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

Bu rezalet daha ne kadar sürecek

22 Ağustos 2010 Pazar 16:26

Haber içinde haber

12 Ağustos 2010 Perşembe 12:54

Üç verdi beş aldı

30 Temmuz 2010 Cuma 22:43

“Geçmiş olsun, acil şifalar!”

30 Haziran 2010 Çarşamba 20:58

Bayrağa saygı

20 Haziran 2010 Pazar 20:17

Otelcilerin cevap vermediği soru

16 Haziran 2010 Çarşamba 20:07

Sarı basın kartlı gazeteci olmak

03 Haziran 2010 Perşembe 20:46

Rahat bırakın ağlasın analar!

30 Mayıs 2010 Pazar 13:39

Okurla sohbet zamanı

26 Mayıs 2010 Çarşamba 16:39