Üç verdi beş aldı

Önceki gün bir grup gazeteci arkadaş, CHP Muğla milletvekili Fevzi Topuz ve  CHP Marmaris ilçe örgütü yöneticileriyle beraber  Orhaniye köyüne gittim.

Konu Orhaniye Köylülerinin Martı Marina bitişiğindeki sahil şeridinde martı şirketler grubu tarafından dolgu yapıldığı ihbarıydı. Olay yerine gittiğimizde iş makinelerinin denizi doldurduklarına bizzat tanık oldum

Zaten Martı Marina Müdürü Ercan Güneştutar'da orada çalışmaları denetliyordu. Güneştutar denize dolgu yapıldığı iddialarının doğruladı hatta yaklaşık 2.5 dönümlük bir dolgu alanları olduğunun söyledi.

Burada ilk dikkatimi çeken dolgu yapan şirket yetkililerinin rahat tavırlarıydı. Ki  “elimizde izin belgelerimiz var yasadışı bir iş yapmıyoruz” diyerek biz ordayken bile deniz dolgu çalışmalarına ara vermediler.

Bir gazeteci olarak izin belgesi dedikleri kâğıtları gördük ama bunların denizi doldurmak için izin belgesi olup olmadığını ben çözemedim. Milletvekili Topuz ve beraberindekiler bu belgelerin izin belgesi olmadığını sadece inşaat ruhsatı olduğunu iddia ettiler.

Şimdi orta yerde cevap verilmesi gereken iki soru var:  

Martı Marina Şirketler Grubu gerçekten denizi doldurmak için ilgili kurumlardan izin aldı mı?  Aldıysa doğal sit alanı içinde buluna bu arazide denizi doldurma iznini kim neyin karşılığında verdi?  

Köylüler haklı olarak isyan ediyor. “Bizim bahçemizde yaptığımız kümese karışan bunun için bizlere ceza yazan devlet, Halit Narin'e ait şirketlerin denizi doldurma faaliyetine neden sesini çıkarmaz. Köylüler Halit Narin'in yurttaş olarak bizden üstün olan yanı mı var? Diye haklı olarak soruyorlar  

Şunun altını çizmekte yarar var: Şimdi Orhaniye'de CHP'li heyetin bu konuyu gündeme taşımasından hareketle  “Bu CHP'lilerin uydurması” denilemeyecek kadar açık bir doğa katliamı yapılıyor.  Buna bizzat tanık oldum.

Diyelim ki bunun için ruhsatları var… Biz o ruhsatların nasıl ve ne karşılığı sorularını da bir kenara bırakıp ilgililere şu soruyu sormak istiyorum:

İnşaat yasağının olduğu bir zamanda bu çalışma rahatlığı nerden geliyor? Valilik yada kaymakamlık bu şirkete neden “dur” demiyor?

CHPli vekil Topuz bizim yanımızda Kaymakam A.Serdar Polat'ın kendisine ruhset konusunda bilgisi olmadığını ancak inşaat yasağı nedeniyle jandarmanın çalışmayı durdurduğunu söylediğini aktardı. Kaymakam çalışma yapılmıyor dediği saatte biz orada duran bir şantiye değil, içinde iş makinelerinin harıl harıl çalıştığı bir şantiye gördük.  Martı Marine Müdürü Ercan Güneştutar ise kendisine inşaat yasağı içinde bulunduğumuz hatırlatıldığında,  “burada inşaat yasağı yok” diyecek kadar gülünç bir iddiada bulundu.

Şimdi konuyu özetleyelim: İşadamı Halit Narin'in sahibi olduğu Martı Şirketler Gurubu açıkça yasadışı bir iş yapıyor,  devletin ilgili kurumları ise sadece izliyor.

Bu çalışmanın “ruhsatı olup olmadığı” sorusuna Kaymakamlık, il özel idaresi bilmiyoruz” şeklinde cevap veriyorlar.  Şirket yetkilileri izinlerinin olduğunu iddia ediyorlar ve hummalı bir şekilde denizi doldurmaya devam ediyorlar.

 Ne köylülerin ne de çevrecilerin itirazlarının dikkate alan yok

“Üç verdi beş götürüyor”

Orhaniye köylüleri işadamı Halit Narin'in MOBESE kameralarının neden  bağışladığınmın ortaya çıktığının söylüyorlar.  “Narin Marmaris'e 3 verdi 5 götürüyor” diyerek hakli bir isyan başlatıyorlar.

Köylüleri “isyan” ettirecek hale getiren bu olayın mutlaka bir açıklaması olmalı.  Önce Muğla Valisi Fatih Şahin sonrada Kaymakam Polat ve ÖÇK yetkilileri bu konuyu açıklığa kavuşturmalıdır.  Şimdi Cevabı aranan soru şu:

 Devlet Halit Narin'e neden teslim oldu?

 Bu sorunun cevabının peşine Sadece CHP milletvekilleri değil Ak Parti Marmaris ilçe Başkanı Kadem Mete Milletvekilleri Prof Dr. Yüksel Özden ve Dr. Mehmet Nil Hıdır'da düşmelidir.  Evet bu vakayı tüm Marmaris yaşayanları ciddiye almalı olayın takipçisi olmalı, Orhaniye köylülerinin haklı isyanına katılmalıdırlar Çevreciler çevreciliğini burada göstermelidirler

Bu ülke bu cumhuriyet parası olanların kurduğu bir ülke değil her karış toprağında yoksul Anadolu insanın kanı var.

Kendi arazisi üzerinde çocuklarına ek bir oda yapan köylüye milyonlarca ceza yazan devlet Halit Narin'in sırtını neden sıvazlar

Tam bu noktada hayırsever yaftası ile geçinen işadamlarına da birkaç sözüm var. Elbette gerçekten hayırsever olup yasalar içinde iş yapan işadamlarına sözüm yok. Ama bunların sayısı öyle az ki… “Hayırsever işadamı” diye geçinen çok büyük bir kesim bu hayırseverliklerini kendi şahsi menfaatleri için parasına para katma için yapıyor. Yani yapılan her hayrın bedeli bu ülke insanından kat kat fazlasıyla alınıyor.

Tıpkı işadamı Halit Narin örneğinde olduğu gibi şehrin meydanına üç beş  kamera tak sonra da  milli serveti yok etme özgürlüğü kazan..

Oh ne ala memleket!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Arşivi

Bu rezalet daha ne kadar sürecek

22 Ağustos 2010 Pazar 16:26

Haber içinde haber

12 Ağustos 2010 Perşembe 12:54

“Geçmiş olsun, acil şifalar!”

30 Haziran 2010 Çarşamba 20:58

Bayrağa saygı

20 Haziran 2010 Pazar 20:17

Otelcilerin cevap vermediği soru

16 Haziran 2010 Çarşamba 20:07

Sarı basın kartlı gazeteci olmak

03 Haziran 2010 Perşembe 20:46

Rahat bırakın ağlasın analar!

30 Mayıs 2010 Pazar 13:39

Okurla sohbet zamanı

26 Mayıs 2010 Çarşamba 16:39