Otelcilerin cevap vermediği soru

 

Marmaris\'te her turizm sezonu öncesinde ve sezon içinde  “Turizmin sorunları” konusunda sektör temsilcileri kendi aralarında onlarca yüzlerce toplantı tertip ederler. 

Bu toplantılarda alınması gereken tedbirler konuşulur,  gelecek için çeşitli ortak planlar, fizibilite çalışmaları yapılır. “Daha iyi bir tanıtım nasıl yapılır?” “müşteri memnuniyeti nasıl sağlanır?”vb onlarca soruya yanıt aranır.

Cevabı aranan bu onlarca soru içinde bir soru var ki o, ya hiç sorulmaz, sorulduğunda es geçilir yanıtı verilmez.  İşte ben bu yazımda bugün bu soruyu sorup cevabının vereceğim. Soru şu:

“Marmaris'te çeşitli otel ve apartlarda çalışan hizmetli konumundaki personel, bu işletmelerde ne kadar insani muamele görüyor dersiniz?   

Turizmin üç temel ögesi vardır:  İşveren, tesis ve bu tesislerde çalışan personel…  Ve turizmde müşteri memnuniyetinin esasın da bu üç temel unsurun uyumu sağlar.

Yani çok iyi tesisleriniz olabilir. Siz tesislerinizi pazarlayabilecek kapasitede bir işveren değilseniz sonuç alamazsınız. Tesisleriniz dört dörtlük ve sizde tesisleriniz pazarlamasının bilen iyi pazarlamacı olabilirsiniz ama tesisinizde çalıştırdığınız personeli iyi seçemezseniz ve personele insani, yaklaşım göstermeyi başaramazsanız yine sonuç alamazsınız.

Turizmin gıdası tanıtıma dayanır. Ancak siz istediğiniz kadar fuarlara katılın, broşürlü tanıtımlar yapın,  bir şekilde buraya gelmiş turisti memnun gönderemediğiniz taktirde bu tanıtımların hiçbir fonksiyonu olmaz

Ancak müşteri memnuniyetini sağlamış işletmeler gerek kendi tesislerini, gerekse de tesisinin bulunduğu bölgeyi tanıtmada etkili olabilirler.

İşte tam bu noktada yukarıda sorduğum soruya cevap bulmak için Marmaris\'te özellikle turistik otel ve apartlarda çalışan personelle bu turistik otellerin sahibi ve yöneticilerin onlara yaklaşım tarzı ve bakış açılarının masaya yatırılacağı toplantıya acilen ihtiyaç olduğu kanısındayım. Bu alanda içler acısı durum yaşanmaktadır. 

Bir işletmenin müşterisine verdiği hizmetin kalitesi ve verimliliği “müşteri memnuniyeti” skalasıyla ölçülür ve müşteri memnuniyetinin sağlanmasında asıl rol hizmetli konumunda çalışan personele düşüyor. 

Bundan dolayı işçinin eğitimi son derece önemli ama bundanda önemli bir şey var:

İşçinin çalıştığı işletmeyi sahiplenmesi, sevmesi. İşini severek yapan bir işçinin sunduğu hizmet ne olursa olsun müşteri memnuniyetini yaratır.  Ancak işini sevmeden yapan işçi eğitimli de olsa işin en püf noktalarını da  bilse, iş yaparken çevresine yaratacağı negatif rüzgar  müşteri memnuniyetsizliğini  yaratacaktır.

Gelin görünkü turistik işletmelerde çalışan personele “işini sevmelisin” demekle, persoenele bu davranış kazandırılamaz.  İşte tam bu noktada işletme sahibi yada yöneticilerinin çalışan personele karşı gösterdiği “insani yaklaşım” devreye giriyor.

Marmaris\'te pekçok işveren ve yöneticinin, personele karşı yapması gereken asgari sorumluluklarının bile yerine getirmediğini söyleyebilirim. Bu sorumluluğu göstermeyen yönetici ondan verimlilik bekliyor Traji komik olan durum budur.

Burada bu sorumluluğu yerine getiren işletmelerde sayıları azda olsa var ancak büyük çoğunluğunda işçiler insani koşullar sağlanmış değil. Aşağıda anlatacağım gerçekler bilinmeyenler değil ama yinede yüksek sesle kral çıplak demeyi bir görev kendime bir görev biliyorum.

Marmaris'te anlı şanlı işletmelerde asgari ücretle 14-16 saat çalıştırılan işçiler olduğu gerçeğini; çalışan işçilere “lojman” diye sunulan pekçok yerin ahırdan farkı olmadığını; Pek çok işletmede çıkan personel yemeklerinin mevsime uygun olmadığı, kalitesiz olduğu et bile kullanılmadığını; yaklaşık 30 bin otel işçisinden sadece bin bilemedin iki bin işçinin sendikalı olarak çalıştırıldığını; çalıştırıp parasını aylarca alamayan işçilerin varlığını asla unutmamak gerek…

Yeri gelmişken Türkiye\'de bu alanlarla ilgilenen belli başlı iki sendika var. Bunlardan bir Türk-iş\'e bağlı TOLEYİS diğeri DİSK\'e bağlı OLEYİS sendikası. Ama bu iki sendikanında Marmaris\'te esamesi okunmuyor desem yeridir. Bunuda bu sendikaların ayıbı olarak not ediyorum.

Geçtiğimiz günlerde Turunç\'ta GETOB\'un yaptığı sektör toplantısında Başkan İlhan Açıkgöz\'de bu gerçeklerden bahsedip bu sorunlarla ilgili neden hiçbir toplantı yapmıyorsunuz?” diye sormuştum ve Sayın Açıkgöz, “Hasan bey türibinlere oynamayın” diyerek es geçmişti.

Ben sendika yöneticisi değilim belediye başkanılığına aday değilim herhangi bir derneğe ve siyasi partiye üye yada yönetici değilim soruyu sorduğum mekanda işçiler ve oturdukları bir türibin yoktu. Dolayısıyla tribünler oynanam için bir sebep yoktu.

Sonuç olarak yukarıda anlattıklarıma itiraz edecek işletmeciler otel sahipleri çıkabilir ama benim bu itiraza vereceğim yanıtım bu konuda benim mailime gelen onlarca şikayet olur ve gerekirse ben çalıştırdığı elemanın parasının vermeyen ona insanı barınma ve beslenme olanağı sağlamayan onun 14 -16 saat çalıştıran otelleri isimleriyle tek tek sayabilirim.

Çalıştığı yerde insani yaklaşım bulamayan bir personelden iş disiplini, işi ahlakı ve müşteriyi memnun etmesini beklersiniz bu asla mümkün olmaz.  Otel yöneticilerine derim ki “beyler kral çıplak lütfen görün!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Arşivi

Bu rezalet daha ne kadar sürecek

22 Ağustos 2010 Pazar 16:26

Haber içinde haber

12 Ağustos 2010 Perşembe 12:54

Üç verdi beş aldı

30 Temmuz 2010 Cuma 22:43

“Geçmiş olsun, acil şifalar!”

30 Haziran 2010 Çarşamba 20:58

Bayrağa saygı

20 Haziran 2010 Pazar 20:17

Sarı basın kartlı gazeteci olmak

03 Haziran 2010 Perşembe 20:46

Rahat bırakın ağlasın analar!

30 Mayıs 2010 Pazar 13:39

Okurla sohbet zamanı

26 Mayıs 2010 Çarşamba 16:39