Sarı basın kartlı gazeteci olmak

 

Ben hali hazırda sarı basın kartlı bir gazeteci değilim. Onun için benim gazeteciliğim kimilerinin nazarında hala tartışmalı bir durum olabilir. 

Ama gazeteciliği tartışmalı olanların yanında tartışmalı olmayanlar da var Marmaris\'te. Bunlardan biri de gazeteci ağabeyimiz Gökten Ulugergerli.  

Son yazılarından birinde bu tartışmalı durumdan kurtulmak için olsa gerek “ben sarı basın kartı sahibi gazeteci olarak” diye başlamıştı yazısına.

Ne diyelim yakışır tabiki Gökten Abimize sarı basın kartı. Bize de kendisini kutlamak düşer.  Gelin görün ki burası Türkiye… 

Gazetecilikle uzaktan yakından alakası olmayanlarda bu karta bir şekilde sahip olabiliyorlar.

Bir gazete künyesinde görünmek ve sigorta primini belli bir süre ödemiş olmak ve evrakları tamamlamak için gerekli olan bir 300 Tl\'si olan herkes bu karta sahip olabilir.

Yani bu ülkede basın kartı dağıtanlar sormuyor adama, “gel bakalım gazetecilik adına hangi emeği harcadın hangi haber başarısında imzan var” diye.

İşte bu yüzden sarı basın kartı sahibi olmak benim nazarımda gazeteci olmak anlamına gelmiyor. Ki ben gazeteci olmayıpta sarı basın kartı ile dolaşan çok insan gördüm.

Onun için Gökten abiye haddim olmayarak derim ki “Gökten abi senin yerinde olsam gazeteciliğimin kanıtı olarak aldığım sarı basın kartını değil, yaptığım işleri, yazdığım yazıları gösteririm. Bu senin gazeteciliğini göstermeye yeter ve artar bile…

Konuyu gökten Abimizden açmışken onun \'Çağdaş Marmaris\'teki renkli yazılarından bahsetmeden geçmek istemiyorum.

Renkli olduğu kadarda derinlikli yazılar yazıyor Gökten abimiz.  Ama bazen öyle derin yazıyor ki dibini bulup ne olduğunu anlamam mümkün olmuyor.

Bak Gökten abiciğim yazılarının birazda benim gibi anlayışı kıt insanları düşünerek yaz. Çünkü senin yazılarını sadece akıllı insanlar okumuyor ki “leb demeden leblebi dediğini anlasınlar.

Şimdi senin aktardığın “ey diken arayan kimse cennete gitsen bile orda senden başka diken bulunmaz” (mevlana) sözünü. ben nasıl yorumlayacağım? 

Başkan Ali Acar\'ın icraatlarını eleştirenler diken arayanlardır” deseydin çok daha rahat anlardım. Herşeyi söylüyorsun bunu söylemiyorsun ilahi Gökten abi!

Belediyelerin birleştirilmesi fikrine de belli ki çok sinirlenmişsin. Yoksa senin beldelerin belediye başkanlıklarında gözün mü var?

Eğer öyleyse bana bir mesaj at kimselere de söylemem vallaha! Ha az kalsın unutuyordum Kimse duymasın ama bende bu birleştirmeden yanayım. Sakın olaki bu bilgiyi köşende kullanıp beni aleme rezil rüsva etmeyesin! Latife bir yana, Gökten abimizin engin hoşgörüsüne sığınarak ettim bu kelamları… Özcesi Gökten abi yiğidi öldürüyor ama hakkını da veriyor yazılarında. 

Gelelim bu basın kartı meselesine…

 “Sen niye basın kartı için müraacat etmiyorsun diye soranlara işte samimi bir itiraf:

 250 -300 TL\'yi gözden çıkarmaya kıyacak kadar “cömert” olamadığım için…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Arşivi

Bu rezalet daha ne kadar sürecek

22 Ağustos 2010 Pazar 16:26

Haber içinde haber

12 Ağustos 2010 Perşembe 12:54

Üç verdi beş aldı

30 Temmuz 2010 Cuma 22:43

“Geçmiş olsun, acil şifalar!”

30 Haziran 2010 Çarşamba 20:58

Bayrağa saygı

20 Haziran 2010 Pazar 20:17

Otelcilerin cevap vermediği soru

16 Haziran 2010 Çarşamba 20:07

Rahat bırakın ağlasın analar!

30 Mayıs 2010 Pazar 13:39

Okurla sohbet zamanı

26 Mayıs 2010 Çarşamba 16:39