YAŞ MI? KURU MU?
HAYIRLARA VESİLE OLMASI DİLEĞİYLE;
REFERANDUMA DOĞRU (4)
YAŞ MI? KURU MU?
Ben bu yazımda biraz gerilere gideceğim. İşe Teoman'dan ve Mete Han'dan başlayacağım. Yazılı ve mitolojik kaynakların pek çoğu Dünya'daki ilk düzenli orduyu kuranların ve bu düzenli ordularla savaşanların Türk'ler olduğunu söyler. Teoman'ın ve Mete Han'ın düzenli orduları vardı.
Ay'dan Dünya'ya bakıldığı zaman insan eliyle yapılan ve çıplak gözle görülebilen tek eserin; Türk ordularının ülkelerine verdiği zararları en aza indirebilmek için Çinlilerin yaptığı Çin Seddi olduğu görülür. Türkler sahip oldukları ordu gücüyle Çinlilere Dünya'yı dar etmişler ve Dünya'nın yedi harikasından biri olan Çin Seddi'ni yapmak zorunda bırakmışlardır.
Anadolu'ya gelişimiz, kendimizden dört kat büyük ordulara sahip Roma imparatorunu yenişimiz ve Anadolu topraklarını yurt edinişimiz hep birer askeri başarının sonucudur.
Hele Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşu ile birlikte askerlik Osmanlı erkeğinin adeta yaşam tarzı olmuştur. Anadolu'dan ve fethedilen ülkelerden devşirilen küçük çocuklar; önce Acemi Oğlanlar ocaklarında sonra da Yeniçeri ocaklarında eğitilerek Yeniçeri dediğimiz Osmanlı ordusunun önemli bir kısmını oluştururlardı. Yeniçeriler sürekli olarak Osmanlı ordularının ana omurgası olmuşlardır. Tımarlı Sipahiler ve donanma askerleri Leventler de Osmanlının askeri gücü olmasına rağmen; askeri anlamda belirleyici güç daima Yeniçeriler olmuştur. İstemezük deyip kazan kaldırdıkları zaman karşılarında ne cihan padişahları durabilmiş ne de güçlü vezir-i azamlar dayanabilmişlerdir. Kelle almışlar kelle vermişlerdir çok zaman. Ama Osmanlı İmparatorluğu'nun yedi yüz yıllık cihan hakimiyeti de yine bahse konu Yeniçeri ordusu sayesinde gerçekleşmiştir.
Gün gelmiş çağa ayak uydurabilme konusunda inatlaşıp direniş gösterdikleri için katledilmelerine karar verilmiş; kışlaları topa tutularak, tek tek kılıçtan geçirilmişler ya da yağlı kurşunların hedefi olmuşlardır.
Nitekim Kurtuluş savaşını; düzenli ordumuz olmasa bile, düzenli orduda yetişmiş Mustafa Kemal, Kazım Karabekir, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak ve daha pek çok komutanın eğittiği askerler sayesinde kazandık. Eğer o komutanlar olmasaydı şu anda adına Türkiye Cumhuriyeti dediğimiz devlet de yoktu.
Son iki yüz yılı gerileme ve yok olmayla geçmiş Osmanlı İmparatorluğundan; tam da her şeyin bittiği düşünüldüğü anda yedi düvelle savaşarak Türkiye Cumhuriyeti dediğimiz devleti kurabilmiş olan Türk insanı; kendisine bu cumhuriyeti kazandırmış olan ordusunu hep el üstünde tutu. O'nu gönlünün ayrı bir yerine koydu. Şu anda En güvendiğiniz kurum hangisi. anket sorusuna halkın vereceği cevap hala büyük bir oranla Asker olacaktır.
Askerini böylesine seven Türk insanı ile asker arasına nifak sokmak isteyenler var. Türk insanını askerinden soğutmak için bu kurum üzerinde garip bir oyun oynanıyor.
Türk ordusu Dünya'nın sayılı büyük ordularından biri. Böylesine büyük ve devasa bir kurumda elbette her şey her an güllük gülistanlık olmaz. Olması da düşünülemez. Ordunun en önemli görevlerinde bulunan insanlar bile hatalı işler yapabilirler. Bunu için de gerek askeri gerekse sivil mahkemeler vardır. Ve bu mahkemeler suç işleyen ordu mensuplarını yargılamışlar ve yargılamaya devam etmektedirler.
Bu güne kadar ordunun en büyük refleksi, görev kabul ettiği en önemli iş; gericilere ve bölücülere karşı ülke bütünlüğünü sağlamaya çalışmak olmuştur. Ama ne garip bir tecellidir ki sekiz yıldır gericiler iktidarda. Ve nihai amaçları Türkiye'yi İran'a benzetmek. Bu nedenle ilk hedefleri; karşılarındaki en büyük güç Türk ordusunu yıpratmak ve onun gerçek görevini yapmasını engellemek. Üç yıldan beri Ergenekon davasıyla başlayan ve günümüze kadar onlarca uyduruk davayla yapılmak istenen şey orduyu yıpratmaktır. Bunda da galiba büyük ölçüde başarılı oldular.
Hele son YAŞ toplantılarında olanlar gericilerin askerden intikam alma eylemine dönüştü. Özellikle hükümet güdümlü gerici, bozguncu ve yağcı basın ve medya kuruluşları adeta askere savaş açtılar. Asker abondene olmuş boksör gibi. Kedini savunacak gücü bile kalmamış. Allah'tan devir İkinci Mahmut devri değil. Ve Allah'tan mevcut orduyu topa tutup kılıçtan geçirebilecek güçte Nizam-ı Cedid gibi rakip bir ordumuz da yok.
Gerçi bu gericiler Türkiye'yi her şeyiyle ele geçirip İran'a benzetmek için; gelecekte Nizam-ı Cedid benzeri bir ordu kurup mevcut ordumuzu yok etmeye kalkışırlarsa ben buna hiç şaşırmam. Bugün olanlar sanki geleceğin habercisi. Gerici, bozguncu ve yağcı basın ve medya kuruluşlarının cüretkarlığı gelecekte başımıza gelebileceklerin ip uçlarını veriyor. Maazallah referandumda evet çıkarsa 'yandı gülüm keten helva'.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.