KAYIP ÇOCUKLAR

            Tatlı bir mahmurlukla uyandılar uykudan. Bayram sabahıydı. Babalarının onlara bir gün önce aldığı yepyeni bayramlıkları giymek için sabırsızlanıyorlardı. Türkan  kırmızı elbisesini yatağının başucuna koymuştu. Ahmet yeni ayakkabılarını karyolasının altına saklamıştı. Kahvaltılarını alelacele yaptılar.Karınlarını da fazla doyurmamışlardı.Ne de olsa akşama kadar dünya kadar şeker toplayacaklar.

            İki kardeş Ahmet ve Dilruba arkadaşları Türkan'la mahalledeki komşularının  kapılarını bayramlaşmak, el öpmek ve şeker toplamak üzere çalmaya başladılar. O çocuksu masumiyetleriyle ,gülen gözleriyle ,melek simalarıyla.

            Aradan nerdeyse 1 sene geçti. O gün bugündür bu çocuklardan haber alınamadı. Çocuklar hiçbir iz bırakmadan kaybolmuşlardı.Polis Kayseri Talas'daki heryeri  didik etti ama hiçbir bulguya rastlayamadı.Bu çocukların evlerine ateş düştü.

            Belki organ mafyası kaçırdı  çocukları. Belki  bir sapığın  elinde kurban oldular. Bilinen tek gerçek bu çocuklar o gün bugündür sırra kadem bastılar.

            Tıpkı Türkiye'de 2009 yılının ilk altı ayında kaybolan 645 çocuk gibi.

            Çocukken biz de bayramı dört gözle beklerdik. Sabah uyanır uyanmaz önce apartmandaki  komşularımızdan başlardık el öpmeye.Topladığımız harçlıkları defalarca sayardık.Hiçbirimizin içinde çaldığımız kapıda bir felakete uğrayacağımız korkusu yoktu.Zaten mahalledeki tüm çocuklar bayramlıklarını giyer ellerinde şeker poşetleriyle o sokak senin bu kapı benim dolaşırdık.

           Ne oldu benim güzel ülkeme.

           Çok değil 20-30 yıl öncesinin bayramları çok mu uzakta kaldı bizler için?

           Şimdi hepimizde bir tedirginlik.

           Bu güzel memleket her an  felaketlerle burun buruna yaşayan  sorunlu insanlar diyarı mı oldu şimdi?

           Bayramları yıldızlı otellerin açık büfelerinde  ,ıssız  koyların tenha köşelerinde inzivaya çekilerek kutlayan bir toplumun fertleri.

           Kim cesaret eder ki artık çocuklarına bayramlıklarını giydirip,saçını tarayıp öpüp koklayarak  komşularına,mahalleliye bayramlaşmaya  göndermeye.İnsanın aklını oynatmış olması lazım.

           Her yıl kaybolan çocuk sayısında ki artış  devam ediyor. Kaybolan çocukların  çoğuyla ilgili hiçbir delil hiçbir ipucu yok.Bu da faillerin profesyonel bir soğukkanlılıkla çalıştığını gösteriyor.Organ mafyasıyla mücadelede  henüz ciddi bir adım atılmadı.Ama boşverin bize ne bunlardan.Biz evetle  hayır arasında ürükasit yarıştıralım .

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil CANDA Arşivi

En büyük makam hiçlik makamıdır

01 Şubat 2019 Cuma 14:00

İYİ İNSAN OLMAK NEDEN BU KADAR ZOR

02 Eylül 2016 Cuma 12:35

TÜRKİYE HEPİMİZİN EVİ

25 Ağustos 2016 Perşembe 13:42

YAZMAK BAŞLI BAŞINA BİR SERÜVENDİR

19 Ağustos 2016 Cuma 12:48

YAMAN ÇELİŞKİLER ÜLKESİ

16 Ağustos 2016 Salı 13:17

ATATÜRK’Ü YENİDEN KEŞFETMEK

26 Temmuz 2016 Salı 13:09

YÜRÜMEKTEN DAHA FAZLASINI YAPMAK

07 Eylül 2015 Pazartesi 12:19

MASUM ÇOCUK

03 Eylül 2015 Perşembe 13:38