TÜRKİYE HEPİMİZİN EVİ

Hz. Davud zamanında genç bir kadın, çocuğunu alıp gezmeye çıkarmıştı. Dinlenmek amacıyla yeşillik bir yer bulup oraya oturdular. Bu sırada yanlarına başka bir kadın gelmişti. O kadının da yanında bir çocuğu vardı. Çocuklar hemen hemen aynı yaştaydılar. Kadınlar tanıştılar. Sonradan gelen kadın diğer kadına nazaran yaşça büyüktü ve onun ablası konumundaydı.

Aralarında konuşurlarken çocuklar da önlerinde oynuyorlardı. Bu sırada büyük kadının çocuğu çalılıkların arkasına girip gözden kaybolmuştu. Annesi bunun farkında değildi. Orada aç bir kurt vardı. Çocuğu önünde görünce ağzıyla elbisesinden kapıp onu götürdü. Kadın çocuğunun ağlamasını duyunca sesin geldiği tarafa baktı. Ancak iş işten geçmişti. Kurt çocuğu kapıp koşarak kaçıyordu. Kadın kurdun peşinden koştuysa da ona yetişmesi imkansızdı.
Genç kadın da bu duruma çok üzülmüştü. Diğer kadın kötü niyetliydi. Hemen genç kadının çocuğunu kucağına alıp,

“Bu çocuk benim” dedi. Genç kadın,
- Sen ne yapıyorsun? O çocuğun benim olduğunu sen de biliyorsun. Tamam çok üzüldün, seni anlıyorum; ama benim çocuğumu almana izin veremem, dedi.
Yaşlı kadın ise,
- Nereden senin çocuğun oluyor? Bu benim çocuğum. Esas senin çocuğunu kurt alıp götürdü, deyip duruyordu.
Aralarında büyük bir tartışma başladı. Tartışma tam kavgaya dönüşecekti ki, orada bulunanlar meseleyi Davud peygambere götürmelerini söylediler. Hz. Davud adil birisiydi ve haklının hakkını teslim ederdi. Bu teklifi iki kadın da kabul etti.
Kadınlar, Hz. Davud’un huzuruna çıktılar. Büyük kadın her türlü yalanı söylemekten çekinmiyor, yeminler ediyordu. Aynı zamanda genç kadını yalancılıkla itham edip ona iftira atıyordu. Büyük kadın bununla da kalmadı Hz. Davud’u ikna edebilmek için yalancı şahitler de getirdi. Hz.Davut işin içinden çıkamadı ve ‘’bana bir bıçak getirin çocuğu ortadan ikiye bölüp paylaştıracağım’’ dedi.

Bunu duyan gerçek anne ‘’Ben iddiamdan vaz geçiyorum. Çocuğa zarar gelmesin. Yavrum yeter ki yaşasın. ‘’ dedi.Öteki ise ses çıkarmamıştı.
Bu denemeyle Hz. Süleyman, çocuğun gerçek annesinin kim olduğunu anlamıştı. Çocuğu genç anneye verdi ve iyi kalpli anne çocuğuna kavuşmuş oldu.

            Şu an Türkiye’miz de bir benzer durumu yaşıyor. Hassas bir süreçten geçiyor.Yaşadığımız coğrafyada haritalar yeniden çizilmeye çalışılıyor. Terör azdıkça azıyor,her şehrimiz Daeşin,Pkk nın Fetönün bomba tehdidi altında.Onların amacı Türkiye’de kaos yaratmak. Türkiye’de milleti parçalamak.Birbirine kırdırmak.Geçmişte çok hatalar da yaptık.Birbirimizi fazlaca da kırdık. Ancak Türkiye varsa biz varız,Türkiye vatan,Türkiye hepimizin evi,anasını,yurdu.Bu  yüzden şimdi muhalefet zamanı değil,şimdi iktidarıyla muhalefetiyle kenetlenme zamanı.Aynı hedefe koşma zamanı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil CANDA Arşivi

En büyük makam hiçlik makamıdır

01 Şubat 2019 Cuma 14:00

İYİ İNSAN OLMAK NEDEN BU KADAR ZOR

02 Eylül 2016 Cuma 12:35

YAZMAK BAŞLI BAŞINA BİR SERÜVENDİR

19 Ağustos 2016 Cuma 12:48

YAMAN ÇELİŞKİLER ÜLKESİ

16 Ağustos 2016 Salı 13:17

ATATÜRK’Ü YENİDEN KEŞFETMEK

26 Temmuz 2016 Salı 13:09

YÜRÜMEKTEN DAHA FAZLASINI YAPMAK

07 Eylül 2015 Pazartesi 12:19

MASUM ÇOCUK

03 Eylül 2015 Perşembe 13:38

HEP İYİLER Mİ KAYBEDER?

29 Temmuz 2015 Çarşamba 12:12