MASUM ÇOCUK

Masum çocuk başlığı yanlış oldu aslında.Zaten bütün çocuklar masum değil mi?

Ben avukatlığa başladığımda göçmen kaçakçılığı suçu ağır cezalık bir suçtu. Yakalananlar  genelde uzun süre tutuklu kalırdı Çünkü genelde  örgütsel bir suç sayılıyordu ve faillere verilen ceza bir katı arttırılarak veriliyordu. Daha sonra kanunu değiştirdiler, bu suçun failleri ağır ceza yerine asliye ceza mahkemelerinde yargılanmaya başladılar ve daha az cezalar aldılar. Zaten son on yılda ceza kanununda ve usul kanunda, infaz kanununda yapılan değişiklikler hukuku öyle bir hale getirdi  ki konunun uzmanı diyebileceğimiz , kanunu bizzat uygulayan hakimler savcılar bile işin içinden çıkamaz oldular. Yargıtayda yıllarca bekleyen sonra bozulan dosyalar, tekrar yargılamanın uzun sürmesi ve saire derken çoğu suç zamanaşımına uğradı. Dolayısıyla bu suçun failleri de yüksek getirisi nedeniyle daha korkusuz hale geldiler.

Örgütlü suç diye bize Ergenekon’u yutturmaya çalıştılar. Asıl  örgütlü suçların en babası göçmen kaçakçılığıdır. Doğudan batıya kadar her ülkede bu örgütün ayakları vardır.Mesela Irak’tan İngiltere’ye gitmeye çalışan bir göçmeni düşünün.Irak’ta bu işin aracısını bulacak ona para verecek Türkiye’ye geçtiğinde de onu başka uzantılar karşılayacak,Türkiye’den Yunanistan’a girince bu sefer de Yunanlılar karşılayacak onları ve menfaat karşılığı İtalya kıyılarına çıkaracaklar.Zaten İtalya’ya kapağı attıktan sonra ister orda kalır,isterse zamanla İsviçre’ye Fransa’ya,İngiltere’ye kolaylıkla ulaşır.Zaten  göçmenler üzerinde en fazla oyun oynayanlar yine kendi vatandaşlarıdır. Hemşeri hemşeriyi gurbette üter misali bu işin alt yapısını kuran yıllar önce oraya aynı yollarla gelmiş göçmenlerdir.

Peki kabahat hep mi hırsızda? Ev sahibinin hiç suçu yok mu?

Aslında en büyük suç ev sahibinin. İnsanları batıya göçmeye çalışanlar genellikle Orta doğunun Müslüman ülkeleri.Afrikalılar da var amma  onların sayısı Irak,Afganistan,Suriye’liler kadar çok değil. Yıllarca din adına pozitif bilimden uzaklaştırılmış, cahil bırakılmış halklar fakirlikten, rejimlerin baskısından, iç savaşlardan, en azından insanca bir hayat yaşama arzusundan Avrupa ülkelerine kaçak yollarla göç ediyorlar.Ülkeyi yöneten elit tabakaların  aç gözlülükleri yüzünden  sefalet içinde yaşayan insanlar ölümü göze alıp bu yolculuğa çıkıyorlar. Bu bahtsız insanların makus talihi maalesef çok da değişmiyor.Kimisi çoluk çocuk yolda can veriyor.Kimisi kötü koşullardaki göçmen kamplarında barınmaya çalışıyor.Yolculuğu başarıyla tamamlayanlar gittikleri ülkede en ucuz iş gücü olarak kullanılarak yaşam savaşı veriyorlar.

Ailesi  İşid zulmünden kaçarken cansız bedeni kıyıya vuran çocuk içimize dert oldu. Benim gibi pek çok insan da dertlendi.Elimizden bir şey gelmiyor.Biz bugün o çocuğa üzülürken belki şu  an başka çocuklar Ege’nin serin sularında hayat mücadelesi veriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil CANDA Arşivi

En büyük makam hiçlik makamıdır

01 Şubat 2019 Cuma 14:00

İYİ İNSAN OLMAK NEDEN BU KADAR ZOR

02 Eylül 2016 Cuma 12:35

TÜRKİYE HEPİMİZİN EVİ

25 Ağustos 2016 Perşembe 13:42

YAZMAK BAŞLI BAŞINA BİR SERÜVENDİR

19 Ağustos 2016 Cuma 12:48

YAMAN ÇELİŞKİLER ÜLKESİ

16 Ağustos 2016 Salı 13:17

ATATÜRK’Ü YENİDEN KEŞFETMEK

26 Temmuz 2016 Salı 13:09

YÜRÜMEKTEN DAHA FAZLASINI YAPMAK

07 Eylül 2015 Pazartesi 12:19

HEP İYİLER Mİ KAYBEDER?

29 Temmuz 2015 Çarşamba 12:12