REFERANDUMA DOĞRU (3)
HAYIRLARA VESİLE OLAMASI DİLEĞİYLE;
REFERANDUMA DOĞRU (3)
AKILLARDA OLMAYAN AMA BAŞA GELEN PARTİ; AKP.
VE AKILLARDA OLMAYAN AMA BAŞA GELEN BAŞBAKAN; R.T.E.
Sayın başbakanımız Recep Tayip Erdoğan; Şarap neden yapılıyor? diye soruyor. Hemen arkasından cevabını veriyor. Üzümden diyor, bilmiş bilmiş. Arkasından on beş puanlık bir uzman sorusu daha soruyor; Peki rakı neden yapılıyor? buyuruyor. Ve el cevap O da üzümden üretiliyor diyor.
O'nu dinleyenler hayran hayran yüzüne bakıp, huşu içinde söylediklerini can kulağıyla dinlerlerken; bir yandan da sayın başbakanlarının lafı yine nereye bağlayıp Türkiye'yi yine nasıl şaşırtacağını merakla bekliyorlar. Pek çoğunun aklından Sayın başbakanım yine bir şeyler söyler, Türkiye'de işsizlik, geçim sıkıntısı, dert, tasa velhasıl olumsuzluk adına ne varsa unutulur. Çok zeki adam canım bizim başbakan. düşüncesini geçiriyorlar.
Ve düşündükleri gibi başbakan akıllara zarar bir şeyler daha söylüyor ve sözlerini; Şarap, rakı ve bilumum alkollü içkiler zararlı. İçki içeceğinize üzüm yiyin. diyerek veciz bir biçimde bitiriyor.
Bu satırları yazarken sakın yanlış anlamayın; alkolden hoşlanan, her akşam üç beş kadeh içki içmeden duramayan, içmediğim zaman da hır çıkaran biri falan değilim. Tam aksine suyu, kolayı, bilumum diğer gazlı içecekleri, ve dahi ayran, şalgam ve limonata dahil tüm meyve sularını alkollü içkilere tercih eden biriyimdir. Herkes benim gibi içse büyük ihtimalle Türkiye'de içki üreten tüm fabrikalar kapanırdı. Kısaca içki içilmesine karşı olmamama rağmen içkiden hoşlanmayan biriyimdir. Yani tam başbakanımızın tarif edip aradığı adam; yarım kilo çekirdeksiz üzümü bir büyük rakıya tercih eden adam. O benim işte.
Sayın başbakanın söylediklerine çok uygun bir adam olmama rağmen söylediklerine çok şaşırdım. Benim gibi düşünen pek çok insanı da fazlasıyla şaşırttı sayın başbakanımız. Bir insanın bunları söylemesi; üzümle, üzümden yapılan alkollü içkiler arasındaki farkı ve bu farkın insanlar tarafından nasıl algılandığını bilmemesi için sırılsıklam salak olması lazım. Haşa, sümmü haşa salak bir başbakan olabilir mi hiç? Elbette ki olmaz. Aksine çok zeki bir adam bizim başbakanımız. Alkol, üzüm ve asma konusundaki vaazı tarihe şerh düşülecek cinsten. Bu vaazı verirken büyük ihtimalle milleti salak yerine koyup dalga geçti. Ve her zamanki gibi günlerce hatta aylarca; ekonomi, işsizlik, geçim sıkıntısı unutuldu ve biz millet olarak alkolü, üzümü ve asmayı konuştuk. Bir müddet daha teldeki cambazı seyrettik milletçe.
Boynuz kulağı geçermiş. atasözü Necmettin Erbakan ile Recep Tayip Erdoğan arasındaki duruma ve bugüne kadarki siyasi ve sosyal ilişkilerine güzel bir örnek olsa gerek. Sevesiniz sevmezsiniz sayın Necmettin Erbakan atmışlı yıllardan itibaren Türkiye'de gericiliğin tek temsilcisiydi. O da gericilik bayrağını Saidi Nursi'den almıştı. Gericiler en başta Necmettin Erbakan olmak üzere, şu anda Amerika'da yaşayan imam Fetullah Gülen efendi çok çalıştılar. Yıllarca müritler yetiştirdiler. O müritler başka müritlerin yetişmesine vesile oldular. İşte o müritlerden biri sayın Abdullah Gül, diğeri de sayın Recep Tayip Erdoğan'dı.
Necmettin Erbakan'ın adına milli görüş dediği; benim bile ne menem bir safsata olduğunu hala anlamadığım inanç sisteminin bir neferiydi genç Recep Tayip Erdoğan. Yıllarca çalıştı çabaladı. Önce liderinin kurduğu partinin İstanbul il başkanı oldu. Herkes uyurken o ve arkadaşları çok çalıştılar. Sonra da kader O'na İstanbul'a belediye başkanlığını nasip etti. Orada daha çok çalıştılar ve daha çok mürit yetiştirdiler.
Gün geldi kendilerini yetiştiren fikri ve bu fikrin temsilcilerini beğenmediler. Türkiye'nin siyaseten ve konjüktürel olarak uygun olduğu bir zamanda; Artık milli görüş gömleğini çıkarıyoruz. deyip AKP'yi kurdular.
Türk milleti Gerici merici ama bir de bunlara şans verelim. diye düşündü muhtemelen. AKP ve Recep Tayip Erdoğan Türk milletinin kendilerine verdiği bu şansı iyi kullanamadılar. Sürekli milletle alay ettiler.
Millete şarap ve rakı yerine üzüm yemelerini tavsiye etmek, milleti aptal yerine koyup onunla alay etmektir.
Anayasayı değiştirme adı altında kalkışılan durum ve gelinen nokta da pek içki, üzüm meselesinden farklı değildir. Ama Türk insanı salak gibi görünse de gün gelir kendisiyle alay edenlere öyle bir tokat atar ki bu tokadı yiyen bir daha ifla olmaz. Büyük ihtimalle bu referandumda AKP ve RTE bu tokadın tadına bakacaklar. Afiyet olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.