Dost sohbetlerinin güzel bir yanı vardır. içimize dönüşlerimizi paylaşır, yan yana geldiğimizde 'Hayat'ın, içinde ya da dışında olmanın bir bedeli olduğunu söyler, başlarız şikayetlere. 'şu yaşa geldik, görüp göreceğimiz buymuş'lanır, keşke'lerimizi sıralar, Ah ! şunu da şöyle, bunu da böyle yapsaydık'lanır. bir biçimde yeniden yine'leşmeyi es'leriz.
Oysa geçen zaman, giden zaman bize aittir. dışımızda gelişenler başkalarının hayat'ları olarak ortadadır nasılsa.Hiç birimiz bizim olanın başkalarına ait de olabileceğini düşünmek bile istemeyiz imge dünyalarımızda. Örnek mi ? Tiyatro'dur, örnek mi şiir'dir, örnek mi ? Edebiyat'tır. Şair, Tiyatrocu, Edebiyatcı yazdıklarının, çizdiklerinin gerçek sahibi olmaz aslında bilir misiniz? İşi bitmiştir eser ortaya çıktıktan sonra, okuyucunun, izleyicinin ilgilisinin oluverir artık. Öyle ki tablosunu izlemeye gelenle takıştığı bile olur ressamın. "Ama o'nu öyle düşünmemiştim. ben şöyle esinlenmiştim' der. kavgalaşır durur izleyicisi ile. yazın sanatının da kaderi böyledir çokca, yazılanlar içinde kendine yer bulamayan okuycu, beğenmez olur öyküyü, şiiri. Onca iyi öykü, iyi roman, okuyucunun içinde kendisine yer bulduğu yazın türüdür birazda.
Aklıma geldi birden, Türk Tiyatrosu'nun önemli oyun-öykü - deneme yazarlarındandır Haldun Taner, eserleri bu gün bile keyifle okunur, izlenir. Katkıları unutulmaz Türk tiyatrosuna. Haldun Taner, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı adlı oyununda aktörün hayatından bir kesit sunar. Türk tiyatrosunun ve sinemasının değerli oyuncusu şimdilerde yaşlıllığı gereği evinden pek çıkamayan Münir Özkul bu oyundaki Fasulyacıyan karakterini canlandıran önemli sanatçılardandır. Taner'in ölümsüzleştirdiği şu sözler Tomas Fasulyacıyan'a aittir:
"Zaten aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır. Yok olunca da sesimiz bu boş kubbede bir hoş seda olarak kalır. ( ) Birazdan teatro bomboş kalacak. Ama teatro işte o zaman yaşamaya başlar. Çünkü Satenik'in bir şarkısı şu perdelerden birine takılı kalmıştır. Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir. Hıranuş'la Virjinya'nın bir diyalogu eski kostümlerin yırtığına sığınmıştır. İşte bu hatıralar, o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar, bir fısıltı halinde yine sahneye dökülürler. Artık kendimiz yoğuz. Seyircilerimiz de kalmadı. Ama repliklerimiz , fısıldaşır dururlar sabaha kadar. Gün ağarır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır. Perdeeee ! (*)
Bir bakıverelim mi kendi içimize şimdi bir kez daha ? Hangimiz hayat tiyatrosunda kendi tiradımız ile başbaşa değiliz ki? hangimiz umudu ve geleceğe olan inancımızı ıskalarız ki ? Lafı sündürüp, eveleyip gevelemenin anlamı yoktur. ünlü Ozan'ın söylediği gibi 'Yaşamak güzel şey be kardeşim'!
(*) Haldun Taner: d. 1915-ö.1986
ESERLERİ:
ÖYKÜ: Yaşasın Demokrasi (1949) Tuş (1951) Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu (1953) Ayışığında Çalışkur (1954) Onikiye Bir Var (1954) Konçinalar (1967) Sancho'nun Sabah Yürüyüşü (1969) Kızıl Saçlı Amazon (1970) Yalıda Sabah (1983)
OYUN: Günün adamı-Dışardakiler (1957) Ve Değirmen Dönerdi (1958) Fazilet Eczanesi (1960) Lütfen Dokunmayın (1961) Huzur Çıkmazı (1962) Keşanlı Ali Destanı (1964) Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım (1964) Zilli Zarife (1966) Vatan Kurtaran Şaban (1967) Bu Şehr-i Stanbul Ki (1968) Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (1971) Astronot Niyazi (1970) Ha Bu Diyar (1971) Dün Bugün (1971) Aşk-u Sevda (1973) Dev Aynası (1973) Yâr Bana Bir Eğlence (1974) Ayışığında Şamata (1977) Hayırdır İnşallah (1980) Eşeğin Gölgesi Haldun Taner Kabare
FIKRA-GEZİ-SÖYLEŞİ: Devekuşuna Mektuplar (1960) Hak dostum Diye başlayalım Söze (1978) Düşsem Yollara Yollara (1979) Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil (1979) Yaz Boz Tahtası (1982) Çok Güzelsin Gitme Dur (1983) Berlin Mektupları (1984) Koyma Akıl Oyma Akıl (1985) Önce İnsan Olmak (1987)
Önceki ve Sonraki YazılarYAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.