DERSİM
HAYIRLARA VESİLE OLMASI DİLEĞİYLE;
REFERANDUMA DOĞRU - 6
DERSİM,TUNCELİ VE BOMBALANAN KÖYLER MESELESİ.
Türk siyasilerinin ağzından çok şey duydum ama böylesi bir konuşmayı hem de on binlerin önünde avaz avaz bağırarak yapılan böyle bir konuşmayı ilk defa duyuyorum. Başbakanın her konuşması, her yumurtladığı yeni fikirler ve yeni beyanlar daha bir tuhaf gelmeye başladıysa da; bu defaki konuşması bana bile çüş dedirtecek cinstendi.
Aslında ben sayın başbakan Recep Tayip Erdoğan'ı yazmak istemiyorum artık. Biraz MHP ve Devlet Bahçeli'yi, biraz da CHP ve Kemal Kılıçtaroğlu'nu yazmak istiyorum. Ama ne mümkün. Sayın başbakandan onlara bir türlü sıra gelmiyor. Ne yapıp edip bir şeyler yumurtluyor ve kendini yazdırıyor adam.
Başbakanın Sakarya mitingindeyiz. Avaz avaz bağırarak anlatıyor: Dersim'i diyor. Nedense Tunceli yerine Dersim'i tercih ediyor. Adam çok kurnaz, ya da kurnaz olduğunu sanıyor. Bu nedenle Tunceli yerine Dersim diyerek; Tunceli'li Kemal Kılıçtatroğlu'nun kalesine gol atma derdinde. Dersim halkı vergi vermediği için köyleri bombalandı. diyor. Hopbalaa nereden çıktı şimdi bu bombardıman. Koskoca devletin başı başbakan kendi devletinin kendi halkını; sırf vergisini ödeyemediği için bombalattığını söylüyor avaz avaz bağırarak. İsmet İnönü tek parti iktidarında milli şef iken vergi vermeyen Dersim köylerini bombalattı. Dersim'i ve köylerini vergilerini ödeyemedikleri için CHP bombalattı.
Bu sözleri BDP ve PKK sözcüleri söylese bir nebze anlarım. Adamların derdi 1930'lu yıllarda neler olup bittiğini anlamak değil; cumhuriyeti ve cumhuriyeti kuranları küçük düşürüp karalamak. diye düşünürüm. Ermeniler söylese, Irak'ta bize hasım güçler söylese yada Suriye veya Yunanistan'da bize düşman güçler olsa ve onlar söylese; bir nebze anlayabilirim. Ama maalesef bütün bunları düşman bildiğimiz herhangi bir güç veya onların temsilcileri değil bizzat bizim 'başbakanımız' dediğimiz adam sayın Recep Tayip Erdoğan söylüyor.
Ermeniler Bak gördünüz mü, başbakanınız neler söylüyor; vergi veremediği için köylerini bombalayan bir ulus 1915 soykırımını hayda hayda yapar. dese ve başbakanın Sakarya mitingindeki görüntülerini delil olarak gösterse Ermenilerin 'soykırım tezi' bile tescillenir. Üç beş oy için bir başbakan böyle ayarsız ve dengesiz bir konuşmayı nasıl yapabilir? Anlamak mümkün değil. Ama bizim başbakanımız meydanları boş buldu yapıyor. O'na Bir dakika hemşerim, sen neler söylüyorsun? Senin dilin ne söyler? diyen yok.
Ben bu konuyu birazcık araştırdım. Tunceli'de devlete karşı iki kalkışma oluyor. Bunlardan birincisi; 1937 yılında. Atatürk'ün cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün başbakan olduğu yıl, ikincisi de 1938 yılında yine Atatürk'ün cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın başbakan olduğu yılda olmuş.
Birinci kalkışmanın nedeni; silahlı aşiretlerin ellerindeki silahları devlete teslim etmede ağır davranmaları hatta tamamen vazgeçmeleridir . Durum böyle görülmekteyse de asıl neden dış kaynaklı İngiliz kışkırtmasıdır. Bu kalkışmanın bertaraf edilmesi için bizzat cumhurbaşkanı sayın Mustafa kemal Atatürk emir buyurmuşlardır. İsmet İnönü Atatürk'ün emirlerini uygulamıştır. Yani sayın Recep Tayip Erdoğan'ın meydan meydan suçladığı insan İsmet İnönü değil maalesef Mustafa Kemal Atatürk'tür. Birinci Tunceli isyanının hesabını üzülerek söylüyorum ki bizatihi Mustafa Kemal Atatürk'ten sormaları gerekiyor.
İkinci kalkışmanın nedeni ise bir karakol baskını ve karakolda görev yapan on askerin öldürülmesi ve bundan sonra oluşan kargaşa halidir. Aslında devlet her iki kalkışma halinde de gereğinden fazla sabırlı ve anlayışlı davranmasına rağmen olayları kontrol edememiştir. Hele ikici kalkışma çok daha talihsiz bir durumdur. Olaylar bir kadınla ona tecavüz ettiği iddia edilen askerlerin öldürülmesi ile patlak vermiş; büyümüş, gelişmiş ve devlete baş kaldırmaya dönüşmüştür. Devletin tepkisi her iki kalkışma halinde de biraz sert olmuş onlarca insan ölmüştür.
Başbakanın meydanlarda suçladığı insan İsmet İnönü birinci kalkışmada Atatürk'ün emirlerini yerine getirirken ikincisinde ise sade bir milletvekili olarak olayların tamamen dışında kalmıştır. İkinci kalkışmada Atatürk çok hasta olduğu için tüm sevk ve idareyi başvekil Celal Bayar yönlendirmiştir. Yani Tunceli kalkışmalarından dolayı suçlanacak insanlar varsa bunlardan biri Atatürk öteki de Celal Bayar'dır.
Sonsöz; şartlar ne olursa olsun bir başbakan üç beş oy için tarihi karalama çabası içine girmemelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.