Temel IRMAK /Gönül Dostu
Üşüyelim
Yazın sıcağı yalnızca tenimizi değil, ruhumuzu da kavurdu. Çarşamba’da, Selanik’te, Marmaris’te ya da Ege kıyılarında fark etmedi; nereye gittiysek, sıcak bizimle geldi. Denizin serin suları bile içimizdeki harareti söndüremedi. Gölgeler yetmedi, nefes almak bile zorlaştı.
Artık üşümenin zamanı geliyor.
Yağmurda ıslanmak, karın beyaz örtüsünde yürümek, ciğerlerimize buz gibi havayı çekmek… Bunlar sadece mevsimin değişmesi değil, insanın içten içe yenilenmesidir. Çünkü üşümek, sadece bedenin titremesi değildir; ruhun silkelenip tazelenmesidir.
Kaç kere gittim Uludağ’a, hatırlamıyorum. Ama her gidişimde başka bir şey yaşadım. Bazen dostlarla kahkahalar, bazen yalnız başına içime yolculuk… Hatta “Temel bile Uludağ’a gitmiş, ben de gideceğim” deyip yola çıkanlar oldu. İyi de yaptılar. Çünkü ertelememek lazım. Hayat kısa, dert etmeye değmez. Üşümek için bile yola çıkmak gerekir.

Uludağ bu çağrının en güzel cevabıdır. Zirvesinde esen rüzgâr, yüzümüze çarpan ayaz, kayak pistlerinde hızla birleşen soğuk… Bunlar bize yaşadığımızı hatırlatır. Uludağ’da üşümek, soğuğa yenilmek değil; onunla dost olmaktır. Her kar tanesi, insanın içindeki yorgunluğu siler, yerine hafiflik bırakır.
Sevgili gönül dostlarım, sağlık sorunları yaşadıktan sonra şunu öğrendim: Hayat o kadar uzun değil. Yolun yarısını geçtik. O an içinizde ne varsa yapın; çünkü bir dakikanın bile garantisi yok. Sevdiklerinizi ihmal etmeyin. En yakın dostlarınızla hayatı paylaşın. Borç mu var? Benim de var. Takmayın. Kimin derdi yok ki?
Çünkü üşümek burada bir şikâyet değildir. Yazın sıcağında tükenen yanlarımızı uyandıran, bize yeniden güç veren bir histir. Özlenen, beklenen bir armağandır.
Uludağ’da üşümeye gidelim.
Üşürken aslında tazelenelim, yeniden can bulalım. Dostluğumuzu pekiştirelim.
Çünkü üşümek, kendini yenilemektir.
Allah'a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.