Korkarım

Korkarım

dokunulmaza

dokunmaktan

Biz gazetecilere en sık yapılan eleştirilerden biri tarafsız olmadığımıza dairdir. Aklı başında hiçbir gazeteci bu eleştiri karşısında, “hayır siz yanılıyorsunuz  ben tarafsızım” diyemez.. Çünkü bunu demek  “ben bir ağacım mevsimine göre göre yaprak açıp dökmeyi bilirim” demekle eş anlama gelir.

Buna rağmen gazetecilere “tarafsız olun” uyarıları her nedense son bulmaz. İşte bazı gazeteciler, bu hiçbir mantığı olmayan eleştiriden sıkılmış olacaklar ki bir araya gelip “Biz Taraf\'ız, tarafsız olmayacağız” dediler ve çıkardıkları gazetelerine de “Taraf” adını verdiler.

“Taraf” denilen bu gazeteyi itirafçılar çok sevdi nedense. Ama bu itirafçılar Yasadışı örgütlerin itirafçıları değil devletin itirafçılarıydı. Ki yasadışı örgütlerin itirafçıları,  itiraflarını ve ilgili belgelerini yargıya intikal ettirirken, Devletin itirafçıları itiraf ve belgelerini Taraf\'a vermeyi tercih ettiler. Ve tabiri caizse Taraf, devletin itirafçılarının Taraf\'ı oldu. Bu itirafçılardan aldığı belgeleri bilgileri kullanarak haber yaptı. Bu haberler ülke gündemini sarstı.    

Bu haberler için bazı çevreler önce “külliyen yalan” değerlendirmesinde bulundular. Fakat yargı bu haberleri suç duyuru kabul edip peşpeşe davalar açınca ortaya çıkan deliller, Taraf\'ın haberlerinin yalan olmadığını gösterdi.

Şimdi Taraf\'ın haberlerine “külliyen yalan” diyen çevreler artık bu iddialarında o kadar ısrarcı değiller ama şimdi de “Taraf\'ın, kimden taraf olduğunu ortaya çıkarmak için amacını ve finans kaynaklarını sorguluyorlar.

Kuşkusuz tüm bunlar sorgulanmalı. Hatta itirafçıların “Taraf sevgisi” de bu haberleri yayınlamakta ki niyette sorgulanmalı. Ama bu gazetenin yaptıkları haberler asla   “yok” kabul edilmemeli.

Öyle yada böyle, seversiniz yada sevmezsiniz, “Taraf” gazetesi tarafsız olmadığını söyledi ve hiçbir kaygı taşımadan şimdi kendi tarafı doğrultusunda haber yapıyor. Ben bu gazetenin yaptığı haberleri önemsiyorum ve ciddi buluyorum.

Denebilir ki “bu haberler neden başka gazeteler servis edilmiyor da sadece Taraf tercih ediliyor” bu haberlerden diğer gazetelerin habersiz olduğunun onlar servis edilmediğini sanmıyorum. Ama bu ülkede bu tarz haberleri yayınlamaya taraf olan gazete ve gazeteci bulmanın da o kadar kolay olmadığını herkes bilir. Bu sadece bizde değil demokrasi ve fikir özgürlüğünün güvence altına alınmadığı tüm ülkeler için geçerli bir durum. Geçmişte bu tarz haberleri yayınlayan gazetecilerde çıktı gazetelerde. Ancak onlar hep bunun ağır bedellerini göze alarak böyle haberler yaptılar ve bunun bedellerini de çok ağır ödediler.  Şimdi sevindirici olan “Taraf\' şu ki, söz konusu gazete bu haberlerden dolayı kayda değer bir bedel ödemiyor

İşte benim kafamı kurcalayan da tam bu sevindirici durumdur. Bu ülkede devletin temellerini sarsıcı nitelikte haberler yapacaksın Ve bu haber yapanlara bir şekilde dokunulmayacak. Bunu izah etmekte gerçekten zorlanıyorum. Bu yüzden zaman zaman, “bu Taraf kimin tarafı? Deme ihtiyacı duyuyorum.

Taraf\'çılara bakılırsa “halkın, gerçek demokrasinin, hukuk devletinin tarafındayız” diyorlar. Eğer bu böyleyse, bana düşen tek söz var; o da, “işiniz rastgele” demektir.

Ama onlara şu soruyu sormadan da edemiyorum: “Bu ülkede fikir özgürlüğü demokrasi kavgası verenler bu kavgada zafere eriştiler mi ki, siz bu kadar rahat ortamlarda çalışıyorsunuz?”

Bakın ben,  Taraf yazarlarına bakarak “onlar herşeyi yazıyorsa bende yazarım” diyemiyorum. Demek ki Taraf yazarları kadar kendimi güvende hissetmiyorum. Düşünüyorum da beni koruyacak ne bir gizli servisim var, ne gerçek manada güçlü bir antiemperyalist örgütüm, ne bir sermaye grubum var.

Çünkü ben gerçekten halkım ve halktan yanayım. Halkın da yazık ki bu memlekette hiçbir koruyucu gücü yok. Evet, dedim ya “ben halkım” Halk gibi cılızım,  korkarım, dokunulmaza dokunmaktan…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Arşivi

Bu rezalet daha ne kadar sürecek

22 Ağustos 2010 Pazar 16:26

Haber içinde haber

12 Ağustos 2010 Perşembe 12:54

Üç verdi beş aldı

30 Temmuz 2010 Cuma 22:43

“Geçmiş olsun, acil şifalar!”

30 Haziran 2010 Çarşamba 20:58

Bayrağa saygı

20 Haziran 2010 Pazar 20:17

Otelcilerin cevap vermediği soru

16 Haziran 2010 Çarşamba 20:07

Sarı basın kartlı gazeteci olmak

03 Haziran 2010 Perşembe 20:46

Rahat bırakın ağlasın analar!

30 Mayıs 2010 Pazar 13:39

Okurla sohbet zamanı

26 Mayıs 2010 Çarşamba 16:39