Kendi Kalemize Attığımız Gol

 

Mutluluğun 10 altın anahtarı:

Hayata pozitif bak.

Kaybettiklerine üzüleceğine, sahip olduklarını düşünerek sevin

Bardağın dolu tarafını gör.

Bir dakika.. bir dakika.. Bardağın dolu tarafını ben mi göremiyorum? Yoksa gerçekleri göstermeyen mutluluk gözlükleri takmamızı önerenler mı bardağın tamamen boşalmakta olduğunu görmüyorlar.

Senenin 365 gününe kurban verdiğimiz aydınları, maddi ve manevi kayıplarımızı yazsak, üzüntüden bayram ve tatil yapacak gün bulamayız sanıyorum.

Bence 27 Ocak da böyle günlerden biridir.

27 Ocak, Mustafa Kemal Atatürk'ün kültür devriminin en başarılı, en özgün kurumlarından biri olan Köy Enstitülerinin kapatıldığı gündür. Yazık olmuştur. Çünkü eğitim sistemimizde Köy enstitüleri ulusumuzun kaçırdığı en önemli fırsatlardan biridir.  Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitime ne kadar önem verdiği bir sır değildi.  Daha Kurtuluş Savaşı kazanılmadan önce, Bursa'da, öğretmenlere ”Bir ülkeyi kurtaracakların yalnız ve ancak öğretmenler olacağını” vurgulamıştı.  Atatürk'ün eğitim görüşü geleneksel ezbere dayalı medrese eğitimi değil, sorgulayan, sorun çözen, üretici insanın yetiştirilmesini amaçlayan bir eğitim düzeniydi.  1936 yıllarında deneme amaçlı başlayıp 17 Nisan 1940 yılında resmen kurulan Köy Enstitüleri, Anadolu'nun her bir tarafında eğitim meşaleleri olmuştu. Bu okullarda çoğu köy ilkokulunu zar zor bitiren, ayağında çarığı sırtında entarisi olan, belki de dişini hiç fırçalamamış, elleri-ayakları nasırlı köy çocukları eğitim görüyordu. Dünya eğitim tarihinde teori ile uygulamanın iç içe olduğu, ezbere dayanmayan, yaşayarak öğrenilen, yani  “İş için iş içinde eğitim” ilkesine dayanan bir eğitim modeliydi.  Bilme ve akla dayanan, ezbercilikten uzak eğitim veren bu okullarda köy çocuklarına resim, müzik, folklor, ev ekonomisi derslerinin yanı sıra tarım çalışmaları, teknik dersler, sağlıkla ilgili dersler de verildiği için öğrencilere çeşitli nitelikler kazandırılıyordu. Bu eğitimden geçen çocuklar, daha sonra köylerine gönderilip tarımda, inşaatta, sanatta ve sağlık alanlarında öğretmenlik yapıyorlardı.  Köy Enstitüleri sadece öğretmen yetiştirmekle kalmayıp, bulundukları çevreyi araştıran, geliştiren ve çevrenin kalkınmasına da katkı sağlayan kurumlardı.

Atatürk devrimlerine baştan beri karşı olan Cumhuriyet düşmanları ve din istismarcıları, büyük toprak ve savaş zenginleri bu aydınlanma sürecinden rahatsız olmuşlardı. Günümüzde de farklı uygulamalarına tanık olduğumuz karşı devimciler iftiralara ve karalama kampanyalarına başladılar.  Köy Enstitülerinin “Kominist yuvası” olduğu, eğitmenlerin “Kızılbaş-Kominist” olduğu, kız ve erkek öğrencilerin birlikte eğitim görmelerinin bu okulları “fuhuş yatağına” çevirdiği ve “dinin elden gittiği” şeklindeki yalanlarla halkı etkilediler.   CHP iktidardaydı ve çok partiye geçişte DP kurulmuştu. İktidar bu karalama kampanyasını geri püskürtmeyi ve gerçekleri halka anlatmayı beceremedi. Sonunda da büyük ihtimalle iktidardan düşmemek adına Köy Enstitülerinin kapatılması ne yazık ki bu enstitüleri kuran partiye kısmet oldu.

Daha sonra Köy Enstitülerinin yerine Öğretmen Okulları açılmaya başlandıysa da, bir anda imam-hatip okulları ülkenin dört bir yanında çoğalıverdi. İmam Hatip okulları, dinsel öğretimin ağırlıklı olduğu okullardı.  Bugün ülkemizde yaşanan iç ve dış sorunlar ve yaşam koşulları, bu okullarda ezbere dayalı, çocuk yaşta hafız olmaya özendirilen, sorgulamasız, yargılamasız, tartışmasız kabule dayalı öğretim gören kişilerin ülke yönetiminde çoğunlukta olmalarından kaynaklanmaktadır.

Eğer Köy Enstitüleri kapatılmamış olsaydı, bugün büyük bir ihtimalle;

-          Gidilmemiş köy, okulsuz çocuk,

-          Sanat ve zenaat öğrenmemiş genç,

-          İşlenmemiş tarla,

-          Aç-açık insanlar,

-          Fabrikaları kapatılmış işçiler,

-          Yurt dışında çalışan  “doğduğum değil, doyduğum yer” diyen işçiler,

-          Töre cinayetleri,

-          Boşaltılan köyler vb.. olmayacaktı.

Üretime dönük eğitimi öngören, araştırmacı, sorgulayıcı, Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı, laik Cumhuriyete inanan aydın yurttaşlar yetiştiren Köy Enstitülerinin kapatılması Türkiye için büyük kayıptır.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

Kadınların Kararı Yazgıları Olacaktır

30 Ağustos 2010 Pazartesi 11:59

Kanun Kaçaklarının Sığınma Evi

09 Ağustos 2010 Pazartesi 11:59

Teşekkürler Hayat

05 Temmuz 2010 Pazartesi 11:59

PİRİNÇTEKİ BEYAZ TAŞLAR

16 Haziran 2010 Çarşamba 18:55

BEN BİLMEM, BAYKAL BİLİR

28 Mayıs 2010 Cuma 11:51

VATANA BORÇLARINI ÖDEDİLER

24 Mayıs 2010 Pazartesi 16:42

Zamanı Tersine Yaşamak

11 Mayıs 2010 Salı 20:13

HUKUK ZAFERİNİZ KUTLU OLSUN

11 Nisan 2010 Pazar 16:33

Yaşlılara Saygı! Haftası

18 Mart 2010 Perşembe 13:08

Kadınlar günü (1)

14 Mart 2010 Pazar 21:03