Ve kelimeler ve anlamları

     Kimi kelimelerin zaman ve mekân değişmesiyle anlamını değiştirdiğini bilmezseniz, okuduğunuz metinlerden yanlış anlamlar çıkarabilirsiniz.
     Kimi kelimeler de mekânın bir yerinde eski anlamlarını korurken, başka mekânlarda başka anlamlar taşıyabilir... Sözgelimi YAVUZ kelimesi Sultan Selim'in zamanında KIYICI, ZALİM demekti. Sonraki zamanlarda Sultan Selim'e halkın taktığı bu san, onun kişiliği dolayısıyla saygınlık kazandı. Çok kişi adını YAVUZ koyar oldu. Doğu Türkçelerinde ise olumsuz anlamında kullanılır kaldı.
     YAMAN sözü de öyle: KÖTÜ demektir... Türkiye Türkçesinde nasıl olduysa BECERİKLİ anlamını kazandı. Acaba KÖTÜ'ler BECERİKLİ mi oluyor?
     Azerbaycan'da balık yerseniz, size "NAR ŞARAP ister misiniz?" diye sorarlar. Bildiğiniz şarap değil, nar şurubudur ve balığın üstüne dökülür. Şarap içmek isterseniz ÇAKIR istemeniz gerekir. Bu arada BARDAK istemeyin manası iyi değildir. ISTIKAN istemelisiniz.
     Türkmenistan'da "donunuzu çıkarınız" denilirse, bu paltonuzu çıkarmanız anlamındadır. Nitekim eski zamanlarda Türkiye'de de o anlamdaydı.
     Osmanlı tarihine iftira atmayı çok sevenlerin sevinerek kullandıkları bir kelime var: OĞLAN... Osmanlı'da sarayda İÇ OĞLAN'lar varmış... Öyleyse Osmanlılar sapıkmış... Vah zavallılar... Ama bu zavallılar içinde adı yazara çıkmış olanlar da var ne yazık ki... OĞLAN aynen ERKEK ÇOCUK demektir. Bugün argo Türkçede bulaştırıldığı anlamla da hiç ilgisi yoktur. Bir Gagavuz türküsü vardır: OĞLAN, OĞLAN NE GÜZEL OĞLAN, YALABUK ÇOBAN...
     Geçen yazımda anlatmıştım. KIMRAN eskiden Türklerde "DEVE SÜTÜ" ayranı adıydı. Türkiye'de ne deve kaldı, ne deve sütü içen... Ama Kazak Türklerinde Kımız kadar sevilen bir içecek... İçecek...
     İçki değil... Değerli bilginlerimiz Osmanlı'nın kuruluş dönemini incelerken karşılarına çıkan KIMRAN: KAMARON, KAMARAN diye okuyup, onu da "OLSA OLSA" bilimlik yaklaşımıyla KIMIZ yaptıklarından KIMIZ'ı da içki sandıklarından bundan neler neler çıkarmışlardı...
     Olur... Eski yazının böyle bir yapısı vardır.
     Bir nokta düşer, göz olur kör...
     1994 yılında dostum AKADEMİK PROFESÖR MURAT CURİNOF beni bir Kazak Bakan\'a Türkiye Cumhurbaşkanı'nın BAŞDANIŞMANI diye tanıttığında bakan gülüvermişti. Düzeltmek zorunda kaldım. Başdanışman değil, BASKENESÇİYİM dedim. DANIŞMAN sözü Kazak Türkçesinde DAHİ anlamı kazanmış... BAŞDAHİ sözüne gülünmez mi?
     Merak ediyorum... Bu Osmanlı Devleti'nin babasının adı ERTUĞRUL, oğlunun adı ORHAN olan kurucusunun adı neden OSMAN? Acaba OTMAN mı? Neden Avrupalılar OTTOMAN demişler?
     Ve önümde bir kitap... YORGİOS SFRANCİS'İN ANILARI. Çeviren Levent Kayapınar. Yorgi efendi, Fatih'in fethinde İstanbul'da yaşayan bir kişi... Kitabın 32. sahifesinden:
     "1402 Temmuz ayının 28. günü Temur tarafından Amir Beyazıt öldürüldü. O soyunun beşinci yöneticisiydi. ERTOĞRIL birincisi, OTMAN ikinci...”
     Başka kaynaklarda da Osman değil, OTMAN denilir. Gerçek nedir?
     "Gerçek nedir" deyince yanlış bildiğimiz o kadar tarih bilgisi var ki diye söylememeli miyiz?
     Sözgelimi Hunların adı KUNLAR, o bilinen en güçlü KAGAN'larının adı da METE değil BAHADIR (BAKATUR, BAATUR) mu?
     Çin kaynaklarından ÇİÇİ diye öğrendiğimiz KAGAN'ın Türkçe adı ne?
     KAGAN değil, YABGU mu?
     Sözgelimi Mansur oğlu Hüseyin HALACİ mi? HALLAC-I MANSUR mu?
     Elbette bunlar bilimlik konular.
     Hatta... Abdülhamid-i Sani, Gök Hakan mı? Kızıl Sultan mı?
     Yok, yok, kızmayın... Bilim işlerinde kızmak olmaz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

Mehmet Akif Arnavut mu?

17 Şubat 2011 Perşembe 13:04

Nasıl Bir Türkiye

14 Ocak 2011 Cuma 22:46

Mansur Ne Dedi?

01 Ocak 2011 Cumartesi 13:51

AB Bizi Almayacak

22 Aralık 2010 Çarşamba 11:40

Bilim ve Yanılgı

17 Aralık 2010 Cuma 15:51

Hattı Değil Sathı Savunmak

30 Kasım 2010 Salı 12:58

Sadece Soru yorum

26 Kasım 2010 Cuma 14:30

3997 Kitap Okuyan Adam

23 Kasım 2010 Salı 13:24

ATA'ya Rahmet

16 Kasım 2010 Salı 10:52

İran'la Dost Olmayalım mı?

08 Kasım 2010 Pazartesi 19:49