AB Bizi Almayacak

AB Birliği maceramız sürüyor.. Onlar bizi içlerine almayacaklarını açık açık söylüyorlar. Kapalı kapılar arkasında daha sert biçimde söylediklerini de biliyoruz... (Bilmeyenler de bilsin... Örnekler çok...)

            AB Yetkililerinin en yumuşak sözleri "ucu açık süreç ve serbest dolaşım hakkının olmaması"... Serbest dolaşım yoksa bu nasıl girmek olacak ki?..

            Biz, yani yöneticilerimiz ve yönlendiricilerimiz bu sözleri, duymazlıktan geliyorlar... "AB\'ye Giriş Süreci" deyip duruyorlar... İlginç bir pişkinlik... Niye ki?

            AB bize düşmanlıktan değil, ipe un sermek için olmayacak şartlar koşuyor ki artık anlayabilelim. Ne gibi mi?

            Kuzey Kıbrıs\'tan vazgeçin... İçinizden yeni azınlıklar oluşturun... Atalarınızın soykırım yaptığını kabul edin... Gibi..

            Bu şartları yerine getirsek bile yeni ve akıl almaz işler çıkaracaklarından hiç kuşkunuz olmasın...

            Peki bu işin sonu nereye gidecek?

            Boş hayalleri kışkırtılan Türkiye halkı, sonunda AB\'ye düşmanlık duygularıyla dolup taşmaz mı?

            Ne yapmalı?

            Hemen ve gecikmeden bu anlamsız süreç gündemden kaldırılmalı... AB ve Avrupa ülkeleriyle karşılıklı saygı ve çıkara (bilhassa çıkara) dayalı yeni anlaşmalar yapılmalıdır. Elbette Avrupa Konseyinde ve kurumları içinde kalmak kaydıyla...

                                   İMTİYAZLI ORTAKLIĞA NE DERSİNİZ?

            AB Yetkilileri "sizi birliğe almayız, gelin imtiyazlı ortak yapalım" diyorlar.

            Nedense bu teklife karşı çok sert bir peşin hüküm oluşmuş...

            Peki nedir imtiyazlı ortaklık?

            Bilen varmı?

            Bilen olamaz. Çünkü ne olduğu ancak karşılıklı müzakere ile anlaşılabilir.

            Oturalım, müzakerelere.. Onlar tekliflerini söylesinler.. Biz ne istediğimizi anlatalım. Söz gelimi tek taraflı şartlarla elimizi kolumuzu bağlayan şu "AB Gümrük Birliği Anlaşmamızı" bir gözden geçirelim.

            Bizim Azerbaycan\'la "Gümrük Birliği kurmamızı bile yasaklayan" Anlaşmadan söz ediyorum.

            AB Ülkeleriyle ilişkilerimizin sağlıklı zemine oturmasının yolu burda.

            Türk Cumhuriyetleriyle ve bölge ülkeleriyle birlikte yaşama alanını oluşturmanın öncelikle şartı da böyle oluşur. Elbette İran\'dan, Irak\'dan, Suriye\'den, Gürcistan\'dan, Ermenistan\'dan ve başkalarından söz ediyorum.

            Ermenistan da mı?

            Elbette!.. Ve elbette Türkiye ve Azerbaycan\'la aradaki düğümleri çözmüş Ermenistan da..

            Avrupa ile gerginlik sebebi kalkmış ve bölgesinde barış ve işbirliği alanı öncülüğünü üstlenmiş olan Türkiye\'yi ne demek...

            AB\'den demokrasi ve insan hakları konusunda örnek almaktan mı söz ediyorsunuz. 

            Hayır!.. AB ülkelerindeki demokrasiden ve insan haklarından daha ilerisini hedeflemeliyiz. Hatırlıyor musunuz? AB ülkelerinde "1915\'de Ermeni Soykırımı olmamıştır" demek suç... Bu mu düşünce özgürlüğü?

            AB\'ye giren ülkelerin patır patır iflas ettiği bu günlerde bu giriş ısrarı neyin nesi?

            Eninde sonunda "imtiyazlı ortaklığa" yönelecekken zaman kaybetmek niye?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Arşivi

Mehmet Akif Arnavut mu?

17 Şubat 2011 Perşembe 13:04

Nasıl Bir Türkiye

14 Ocak 2011 Cuma 22:46

Mansur Ne Dedi?

01 Ocak 2011 Cumartesi 13:51

Bilim ve Yanılgı

17 Aralık 2010 Cuma 15:51

Hattı Değil Sathı Savunmak

30 Kasım 2010 Salı 12:58

Sadece Soru yorum

26 Kasım 2010 Cuma 14:30

3997 Kitap Okuyan Adam

23 Kasım 2010 Salı 13:24

ATA'ya Rahmet

16 Kasım 2010 Salı 10:52

İran'la Dost Olmayalım mı?

08 Kasım 2010 Pazartesi 19:49

Uyur İdik Uyardılar

01 Kasım 2010 Pazartesi 12:38