"cemiyet hayatı"

Biz ne mahsun bir ülkenin günahsız çocuklarıyız.

            Mutlu bir azınlık dışında kimse dört dörtlük bir hayat yaşamadı bu ülkede. Zaten o mutlu azınlığı gazetelerin magazin sayfalarında ''cemiyet hayatının tanınan simaları'' olarak izliyoruz.

            Bu ülkede kimse dört dörtlük bir hayat yaşamadı.

            Belki  Kürt asıllı vatandaşların yaşamı  daha zor geçti.

            Alevi  inanca mensup  vatandaşlar  inancını istediği gibi yaşayamadı.

            Süryaniler belki yaşadıkları yerden göç etmek zorunda kaldılar.

            Rum asıllı vatandaşların malları talan edildi kim bilir.

            Başı örtülü kızlar belli dönemlerde üniversiteye gidemediler.

            Kim bilir kimlerin başına ne felaketler geldi.

            İnsanlar ne haksızlıklara uğradılar bu topraklar üzerinde.

            Bunun sorumlusu masum insanlar olabilir mi?

            Kötü siyasetçilerin günahlarının sorumlusu masum halk olabilir mi?

            Ama her fırsatta ezilmiş olduklarını, haksızlığa uğradıklarını dillendirenler bunun sorumlusu  olarak masum kitleleri suçluyorlar.

            Taleplerini geçin taleplerini dillendirme üslubu bile saldırgan.

            Sanırsın ki bu ülkede büyük bir çoğunluk diğerini hep ezmiş, hep köle gibi kullanmış.

            Sanırsın ki  ülkenin yüzde yetmişi  bir eli yağda bir eli balda yaşamış.

          Beyrut'ta korniş adı verilen yerde yürüyorum. Oradan mağazalarıyla ünlü Hamra caddesine gideceğim. Yolda kelli felli ellisinden yaşlı bir adama  yarım yamalak bir Arapçayla nerden gideceğimi sordum. Adam nereli olduğumu sordu. Türkiye'liyim deyince gayet akıcı bir Türkçeyle konuşmaya başladı.

           ''Siz beni pek sevmezsiniz'' dedi.

            Tuhafıma gitmişti bu soru.

           ''neden'' dedim.

            ''Ben Ermeniyim '' dedi.

            Bugüne kadar pek çok insandan nefret ettiğimi ama Ermeniler ,Türkler ve saire gibi bir ayrım yapmadığımı söyledim.

            Bizim aldığımız eğitim,aile terbiyesi ,yetiştirme tarzımız  bir kitleden nefret etmeye elvermiyor.

              Oysaki bu geri kafalılıklarını her sene  önümüze getiriyorlar değişik ülkelerin parlamentosunda. Ülkelerin yasa yapmak için var olan meclisleri kendini mahkeme yerine koyup karar veriyorlar bizim hakkımızda.

            Biz  büyük çoğunluğu ayın sonunu kıt kanaat geçiren, yedi yüz küsur lirayla  dört kişilik bir aileyi geçindirmeye çalışan ,daha doğmadan kötü siyasetçiler yüzünden emperyalist devletlere borçlandırılan bir halkın çocuklarıyız.

           Emin olun bu ülkenin büyük çoğunluğu en az güneydoğusu kadar ezilmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Halil CANDA Arşivi

En büyük makam hiçlik makamıdır

01 Şubat 2019 Cuma 14:00

İYİ İNSAN OLMAK NEDEN BU KADAR ZOR

02 Eylül 2016 Cuma 12:35

TÜRKİYE HEPİMİZİN EVİ

25 Ağustos 2016 Perşembe 13:42

YAZMAK BAŞLI BAŞINA BİR SERÜVENDİR

19 Ağustos 2016 Cuma 12:48

YAMAN ÇELİŞKİLER ÜLKESİ

16 Ağustos 2016 Salı 13:17

ATATÜRK’Ü YENİDEN KEŞFETMEK

26 Temmuz 2016 Salı 13:09

YÜRÜMEKTEN DAHA FAZLASINI YAPMAK

07 Eylül 2015 Pazartesi 12:19

MASUM ÇOCUK

03 Eylül 2015 Perşembe 13:38