Demokrat Merkez

 Yazılarımı okuyanlar bilir.Bu yazı da günlük siyasetle ilgili olmayacak. Ama siyasetle ilgili olacak...
     Tam da kalkış noktasına ulaşmış ve dünya değerlerini yerli yerine oturtmakta önemli görevler yapacak bir ülke durumuna gelmişken; içine düşürüldüğümüz durumu iyi anlamalı ve çözümü de bulmalıyız.
     Türk tarihinin katmanlarının; Osmanlı coğrafyasının ve Cumhuriyet'in imkânlarının önümüze koyduğu tarihi fırsat apaçık görünüyor. Belki de bu yüzden dışardan yönlendirmeler
ve içeriden yapılan yanlışlarla bu fırsat değerlendirilemiyor...
     Tersine Türkiye'nin iç dengeleri bozuluyor.Toplum, değerler üzerinden siyaset yapanlarca iki kutba doğru itiliyor. Daha büyük gerginliklerin işaretleri görünmeye başladı.Bir yerde Atatürk, laiklik, Cumhuriyet kavramları...
     Öte yanda İslam, demokrasi...
     Atatürk'ün arkasına sığınıp İslam'a saldıranlar var; İslam'a dayandığını iddia edip; Atatürk düşmanlığı yapanlar da...  Laikliği dinsizlik sananlar da; laikliği laikçilik dini haline getirip dinsizliği savunanlar da...
     Bu durum siyaset dünyamızı gerginleştiriyor. ŞİMDİ ORTA'da ya da MERKEZ'de bir DENGELEYİCİ SİYASİ GÜÇ gerekiyor. Toplumun bilinci ve bilinçaltı bu DENGE GÜCÜ'nü arıyor.
     İslami değerlere bağlı veya hiç olmazsa saygılı; bütün inançlara hoşgörülü; Atatürk Cumhuriyeti'nin değerinin farkında; laikliği laikçilik sapmasına götürmeyen ve demokrasiyi insan onuruna en uygun sistem olarak benimseyen ilerlemecilerin DENGE'leyici gücünden söz ediyorum.Çağın gelişmelerini iyi izleyerek; dünyanın dengelerini ve Türkiye'nin yerini açıkça görerek; Cumhuriyet'in temel dengelerinden sapmadan daha fazla DEMOKRASİ'yi hedefleyerek ve hukukun üstünlüğünün erdemlerini özümseyerek ortaya çıkacak olan DEMOKRAT MERKEZ; içine girilen o tehlikeli fırtınadan çıkışı sağlayabilir. Sağlamalıdır.
      Demokrasi dışı çözüm arayışlarının her türlüsünün önünü kesecek ve bu ülkede baskıcı düzenmerakını ebediyen ortadan kaldıracak çözümlemeler elbette gereklidir.Bu ülkede artık hiçbir muhterisin eline verilen millet silahını, millete karşı kullanmasınaizin verilmemelidir. 27 Mayıs, 12 Eylül, 12 Mart ve 28 Şubat'ın habis ruhunun etkilerinden tümüyle kurtulmalıyız.Sıkıntılarımız vardır; çözümü demokrasidir.Ancak demokrasimizi de DEMOKRAT hale getirmeliyiz.
     TBMM gerçekten HALKIN seçtiği temsilcilerden oluşmalı; genel başkanlık saltanatı artıkbitirilmelidir. Milyonlarca yurttaşın temsilcisiz kalmasına yol açan baraj kaldırılmalıdır.İnsan hak ve özgürlükleri olgun anlamıyla ve bütün yan ve yönleriyle hayata geçirilmelidir.Din ve vicdan özgürlüğü ne kadar eksikse o kadar demokrasimiz de DEMOKRAT olmaktan uzaktır.Milliyetçiliğin gerekleri de DEMOKRAT olmakla gerçekleşir...
     Demokrasinin manevi ihtiyaçlara da çözüm getirmesi gerekir. Gelirler ve servetler arasındaki adil denge de Demokrasinin temel ortamı için gereklidir.DEMOKRAT MERKEZ Türkiye'nin DENGELERİNİ yerli yerine oturtacak kaçınılmaz çözümdür, diyorum. Ve bugün saat 13:00'teKonya 100. Yıl Kapalı Spor Salonu'nda yapacağımız konuşmaya bekliyorum. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

Mehmet Akif Arnavut mu?

17 Şubat 2011 Perşembe 13:04

Nasıl Bir Türkiye

14 Ocak 2011 Cuma 22:46

Mansur Ne Dedi?

01 Ocak 2011 Cumartesi 13:51

AB Bizi Almayacak

22 Aralık 2010 Çarşamba 11:40

Bilim ve Yanılgı

17 Aralık 2010 Cuma 15:51

Hattı Değil Sathı Savunmak

30 Kasım 2010 Salı 12:58

Sadece Soru yorum

26 Kasım 2010 Cuma 14:30

3997 Kitap Okuyan Adam

23 Kasım 2010 Salı 13:24

ATA'ya Rahmet

16 Kasım 2010 Salı 10:52

İran'la Dost Olmayalım mı?

08 Kasım 2010 Pazartesi 19:49