Atatürk ve Mareşal

Mareşal'in Milletine ve Milli Mücadeledeki büyük yeri bilinir.
     Mareşal'in dindar olduğu ve Atatürk'ün, ramazan gecelerinde, kutsal gecelerde ve Mareşal'in geldiği gecelerde sofraya içki koydurmadığı da bilinir.
     Torunu, bugünlerde Atatürk'le Mareşal'in sonuna kadar yakın dost olduklarını söylemiş bu da bilinenlerdendir.
     Az bilinen bir başka gerçeği çok yönlü olarak hatırlayalım, diyorum.
     Ata'nın Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'ın yazdığı “Atatürk'den Hatıralar”dan… 2. Cilt sahife 758, 759…
     “Elbette bunda söz ve intihap hakkı sadece milletin ve onun mümessili olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir; yalnız ben bu meseledeki mütalaamı ifadeedeceğim. Evvela akla İsmet Paşa gelir; evet! O, memlekete pek büyük hizmetler ifaetmiştir. Fakat nedense umumun sempatisini  kazanmadığı görülüyor; bu yüzdendurumu pek de cazip olmasa gerek… Bir de Mareşal Fevzi Çakmak var. O, hemmemlekete büyük hizmetler etmiş, hem de herkesle iyi geçinmiş, selahiyet sahiplerinin mütalaalarına daima kıymet vermiştir; kimse ile münazaa halinde değildir. Bu itibarlabence, Devlet Başkanlığı için en münasip arkadaş odur. Filhakika kendisi ordu işleriyleuğraşmaktan çok hazzeder, belki ordudan ayrılmak istemez… Ama Cumhurreisliğinde,aynı zamanda Başkomutanlık mevkiinde de olacağı için bu meşguliyetine devam imkanıdaima mevcut demektir; binaenaleyh, kanuni bir yol bulup kendisi namzet gösterilir veseçilirse çok iyi olur zannederim…”
    
Bu mevzu üzerinde biraz daha konuştuk; sözlerinden anladım ki, İsmet Paşa'nın tenkide tahammülsüzlüğünü, hoşgörürlük hassasının yetersizliğini gerek Hükümette ve
gerek Parti başında selahiyet ve mesuliyet sahibi arkadaşlarının sıfat ve haklarına lüzumu kadar, hatta bazan hiç itibar etmiyerek, her işte yalnız kendi arzu ve fikirlerini yürütmeye çalışmasını beğenmemekte, bu hal ve itiyadiyle, ilk günden beri hedeftutulup varılması için mücadele edilen, gayeye tamamen aykırı olarak, memleketi, ozamanlar Avrupa'da mevcut bazı şef idarelerine doğru götüreceğinden endişeetmektedir. Belli idi ki; rahmetli Recep Peker'in bir Avrupa seyahatinden döndüktensonra , Partinin son kongresine teklif edilmek üzere hazırlayıp İsmet Paşa tarafından daimza edildiğini yukarıda izah ettiğim nizamname veprogramın faşist esaslarınıunutmamış, bunlar kafasında yer etmişti.
     İnönü'nün Cumhurbaşkanlığına geçer geçmez, hiçbir ciddi sebep ve lüzum olmadan, kendisini milli şef ve partisinin değişmez başkanı ilan ettirmesi ve bu hali, hür alemle beraber, yurdumuzda da alıp yürüyen fikir cereyanlarının yarattığı kuvvetli dalgalara çarpıncaya kadar devam ettirmeye uğraşması, derin ve uzak görüşlü BüyükAdam'ın endişelerinde ne kadar haklı olduğunu ispat etmiştir.”
     O faşist programın ne olduğunu daha önce yazmıştım yine yazarız…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

Mehmet Akif Arnavut mu?

17 Şubat 2011 Perşembe 13:04

Nasıl Bir Türkiye

14 Ocak 2011 Cuma 22:46

Mansur Ne Dedi?

01 Ocak 2011 Cumartesi 13:51

AB Bizi Almayacak

22 Aralık 2010 Çarşamba 11:40

Bilim ve Yanılgı

17 Aralık 2010 Cuma 15:51

Hattı Değil Sathı Savunmak

30 Kasım 2010 Salı 12:58

Sadece Soru yorum

26 Kasım 2010 Cuma 14:30

3997 Kitap Okuyan Adam

23 Kasım 2010 Salı 13:24

ATA'ya Rahmet

16 Kasım 2010 Salı 10:52

İran'la Dost Olmayalım mı?

08 Kasım 2010 Pazartesi 19:49