Temel IRMAK /Gönül Dostu
26’yı Karşılarken…
Yeni bir yıla giriyoruz. Takvim değişiyor ama hayatın yükü hafiflemiyor. Asgari ücretle çalışanların, emeklilerin yaşadığı geçim sıkıntısı artık rakamlarla değil, doğrudan günlük hayatın içinden okunuyor.
Eskiden insanlar gelecek planı yapardı. Ev sahibi olmayı, bir araba almayı, çocuğuna daha iyi bir yaşam kurmayı düşünürdü. Bugün 2026’ya girerken bu hayallerin yerini çok daha temel sorular aldı:
“Bu ay nasıl geçecek?”
“Faturaları hangi sırayla ödeyelim?”
“Pazardan neyi almasak olur?”
Artık tatil konuşulmuyor. Bırakın tatili, bir şehirden diğerine gitmenin hesabı yapılıyor. “Muğla’ya nasıl gidilir?” sorusu bile lüks sayılıyor. Yol masrafı, konaklama, yeme-içme derken her şey erişilmez hâle geldi.
Toplum olarak bir girdabın içindeyiz. Çalışıyoruz ama yetmiyor. Emek veriyoruz ama karşılığını alamıyoruz. Bu yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda ciddi bir psikolojik yorgunluk yaratıyor. İnsan geleceğe bakarken umutlanmak istiyor ama her geçen gün bu daha da zorlaşıyor.
En çok da sürekli tekrar edilen sözler yoruyor insanı:
“Bu yıl daha iyi olacak.”
“Sabredin.”
“Düzelme yakında.”
Bu cümleleri uzun zamandır duyuyoruz. Ancak sokakta, pazarda, mutfakta yaşanan gerçeklik bu söylemlerle örtüşmüyor. Söylenenle yaşanan arasındaki mesafe her geçen gün biraz daha açılıyor.
Televizyonu açtığımızda ise bambaşka gündemler karşımıza çıkıyor. Haritalar anlatılıyor, stratejiler konuşuluyor, büyük başlıklar atılıyor. Oysa hayat pahalılığı, asgari ücretle geçinmenin zorluğu, emekli maaşlarının alım gücü çoğu zaman arka sıralarda kalıyor. Halbuki insanların asıl gündemi tam olarak bu.
Kimse mucize beklemiyor. Kimse bir gecede zengin olmak istemiyor. İnsanlar sadece emeğinin karşılığını alabildiği, ay sonunu hesap makinesiyle değil biraz olsun huzurla karşılayabildiği bir düzen istiyor.
2026’ya girerken beklenti aslında çok büyük değil:
Daha adil bir düzen, daha gerçekçi çözümler ve sözü değil sonucu olan politikalar…
Çünkü artık nutuk değil, geçim konuşmak istiyoruz.
Vaade değil, yaşanabilir bir hayata ihtiyaç var.
Asgari ücrete yapılan zam için (28.075,50 TL.) “yer yerinden oynadı” denildi. Şimdi gözler emeklilerde. Beklenti açık, rakam da ortada:
Son olarak, 2026 yılının tüm okurlarımıza sağlık, huzur ve daha umutlu bir yaşam getirmesini temenni ediyorum.
Allah'a Emanet Olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.