Demokrasilerde mutlaka güçlü bir muhalefetin olması gerekir.
Güçlü muhalefet aslında iktidarın da ciddi hatalar yapmasını engeller. Halk için bir can simidi gibidir.
Yaşadığınız yerde her şeyden bir tane olduğunu düşünün. Bir tane lokanta, bir tane sinema salonu, bir tane ekmek fırını bir tane özel okul, bir tane özel hastane. Alternatifi olmadığını bilen lokanta sahibi vatandaş nasıl olsa yemek yiyecek başka bir lokanta bulamayacağı için yemeklerin fiyatlarını yüksek tutacak, servise önem vermeyecek. Ya da şehirde bir tane ekmek fırını olduğu için fırın ekmeğin fiyatını belirlerken daha umarsız davranacak. Bir tane özel okul olunca fiyatları belki de olması gerekenin üç katı olacak. Bir tane özel hastane olunca vatandaşın o yörede başka bir şansı olmadığı için kendisine gelmeye mecbur olduğundan tıbbi cihazlarını yenilemeyecek. Teknoloji yatırımı yapmayacak.
İşte demokrasi de böyledir. Siyasi partiler demokrasilerin atölyesi, fabrikası ise halk da bir nevi müşteri daha doğrusu hedef kitlesidir.
Türkiye’de belli bir kesim ne olursa olsun oy verdiği partiden şaşmaz. Hatta partiyle böyle seçmenler arasında bir mantık ilişkisinden çok bir gönül ilişkisi vardır. Bu seçmen için partisi tıpkı Fenerbahçe, Galatasaray gibi bir manevi değerdir. Ama bu seçmenin genel seçmen içindeki oranı olsa olsa % 20’dir belki de daha az. Geri kalan büyük bir çoğunluk ise kararsız dedikleri aslında kararsız olmayan sadece mevcutların arasında en tutarlı olanı seçmeye çalışan seçmendir.
Şu an Türkiye’de Ak Parti alternatifsiz bir siyasi hareket değil mi?
Ak Partinin alternatifi CHP de MHP de olamaz. Zaten bu partilerin liderleri ,karar organları da kendi yerlerini korumaktan başka bir iş yapmıyorlar.
Kemal Kılıçdaroğlu da Devlet Bahçeli de ne kadar çabalarsa çabalasın partilerinin alacakları bir maksimum oy var. O oyu geçemezler. Eınstayn‘ın ne demişti; Önyargıyı yok etmek atomu parçalamaktan zordur.
Bugün CHP’de MHP’de ne söylerlerse söylesinler, ne yaparlarsa yapsınlar bu aldıkları oydan daha fazlasını alamazlar.
Türkiye’de demokrasiye iyilik yapmak istiyorlarsa, bu halka Ak Parti dışında da bir alternatif olabileceğini göstermek istiyorlarsa partilerini fes etsinler. Yeni bir dünya görüşü, yeni bir söylem, yeni kadrolar, yeni yüzlerle insanlara umut versinler.
Acı olanı ne biliyor musunuz?
Bu söylediklerimi bu partilerin en alt kadrolarından en üst organlarına kadar herkes bildiği ve kendi kendilerine sessizce düşündüklerinde kabul ettikleri halde kimsenin birbirine itiraf edemiyor olması. Çünkü en küçüğünden en büyüğüne herkes kendi koltuğunu kollamanın peşinde.
Mevlana’dan ;
Her gün bir yerden bir yere göçmek ne güzel
Bulanmadan dupduru akmak ne hoş
Dün dünde kaldı cancağızım
Bugün yeni şeyler söylemek lazım