Marmaris ,Marmaris olalı böyle kötü ve bir o kadar da enteresan bir sezon geçirmedi.Canlı bombalar, Rusya’yla gerilen ilişkiler nedeniyle sezonu kaybettik derken Cumhurbaşkanımızın da Marmaris’te tatil yaptığı bir sırada meydana gelen darbe girişiminin gecesi olaylar Marmaris’i Türkiye’nin merkezi yaptı.
Peşinden gelen olağanüstü halle kamu personellerinin izinleri de kaldırılınca yerli turist umudumuz da suya düştü.Bir sezon kaybetmek dert değil.Önemli olan vatanı kaybetmemek.
Ne kadar kutuplara ayrılmış olsak da tehlike anında birleşmeyi başarabilen bir milletin evlatları olduğumuzu sevinçle gördük.Kendimize güvenimiz geldi. Darbeye karşı yapılan gösterilerde bir yandan Onuncu yıl marşı çalıyor bir yandan Türkiyem. Olağanüstü hal ilan edilmesine rağmen kimse hayatından şikayetçi değil.Bence bu olağanüstü hal,olağanüstü bir ohal.Sokaklarda korku,panik yerine şenlik havası var.
On beş temmuz gecesi ,Türkiye’nin darbe dönemlerini tarihin tozlu sayfalarına gömdüğünü gösterdi. Tankların üstüne çıkan,meydanlara inen,asker kışlaya diye bağıran bir halk varken bu ülkede yapılacak hiçbir darbe girişimi artık başarılı olamaz.
Toplumlar denize doğru akan ırmaklar gibidir. Bazan önümüze setler çıkabilir,dağlar çıkabilir. Bu ırmağın kaynağı azabilir.Ama eninde sonunda su yolunu bulur. Biz de artık demokrasi denilen o sonsuz bereketli nehrin içindeyiz.Su nasıl yolunu buluyorsa insanlık da daha iyiye ulaşmak için,daha özgür bir hayat ve kendini ifade etme yolunu buluyor. Bu konuda zaman zaman kısıtlansa da facebook, twitter gibi sosyal ağların ne kadar büyük bir yardımı olduğunu birkez daha gördük. Zorbalığın tutmayacağını ,barışın,demokrasinin eninde sonunca kazanacağını gördük.Bedel de ödedik. Birçok vatandaşımızı kaybettik.
Şimdi yaraları sarma zamanı.Bizi kurtaracak olan yalnızca adalettir. Tutanacak olduğumuz bilim ve akıldır.Cemaat türü yapıların içlerindeki biat anlayışıyla ne tehlikeli işler yapabileceğini hep birlikte gördük.Hatta ve hatta ucuz atlattık.15 temmuz gecesi uçağa binip İstanbul’a gitmeyi göze alan Cumhurbaşkanımızın cesaretini gösterecek başka bir lider de yoktur .Galiba ondan ötürü de kimse bileğini bükemiyor.
Son bir öneri .15 temmuz gecesi Cumhurbaşkanının kaldığı otelin en azından bir kısmı dahi olsa bir müzeye dönüştürülmelidir. Böyle bir müze kurulursa başta Marmaris’in ve tüm Türkiye’nin kazancı olur. Zaten dünyadaki pek çok tarihi otel böyle hadiselere ya da ünlü konuklara ev sahipliği yaptığında mutlaka ufak da olsa kendi içinde bir müze hazırlar. Marmaris dünya demokrasi tarihine geçecek olan bu direnişin en önemli noktasıydı.
