Tasavvufi İslam
Ramazandır. Öyle ya da böyle İslam'a ilgi artar.
Müslümansanız ya da değilseniz; İslam'ın ne olduğunu bir de Tasavvufi İslam'ın mümini olan yazarınızdan okumak istemez misiniz?
Tasavvufi İslam diye ayrı bir Müslümanlık türü mü var?
Elbette... "İslam bir"dir... Ama anlama, algılama, yaşama biçimi o kadar çoktur ki...
Hatta denilmiştir ki; "Allah'a giden yol yarattıklarının nefesleri sayısıncadır."
Kavramları açıklığa kavuşturmak gerek... Önce iki kelimeyi ayırmalı... Müslüman başkadır, mümin başka...
Müslüman, Müslümanlık kimliği içinde olan insandır. Mümin ise kalbinin derinliklerine iman yerleşmiş olan...
"Allah'ın birliğine ve Muhammed'in Allah'ın Elçisi" olduğuna yürekten inanan insan mümindir.
Mümin, Kur\'an-ı Kerim'in Allah tarafından gönderildiğine inanır. Ve Kur\'an-ı Kerim'e göre müminler kardeştir.
Kur\'an-ı Kerim'le gönderilen ve Allah'ın Elçisi tarafından açıklanan Müslümanlık hükümlerinin ayrıntıları konusundaki ayrı görüşlerden ise şeriat yolları anlamında "mezhepler" doğmuştur. Tarih içinde yüzlerce mezhep olmuştur da bugün için 6\'sı yaygındır: Hanefilik, Şafiilik, Malikilik, Hanbelilik ve Caferilik ve Zeydilik... İlk dördü Sünni, son ikisi Şii diye adlandırılır.
Allah'a ulaştıran iç yolların adı tarikat olmuştur. Tarikatların çoğu Alevi, yani Ali kaynaklıdır. Bekri, yani Ebubekir kaynaklı olan Nakşibendiliktir.
Yine de, bu tarikatın kurucusu Bahaddin Buhari de ana tarafından da, baba tarafından da Alevi kökenlidir. Anası Şerif, yani Hasan'ın soyundan, babası Seyyid, yani Hüseyin\'in soyundan... Hasan ve Hüseyin ise Allah'ın Elçisi\'nin torunları... Anneleri Fatıma, babaları Ali...
Yesevilik ve Türkiye'deki devamı olan Bektaşilik, Kadirilik, Rufailik vb. Alevi tarikatlarıdır.
Bir Müslüman mezhep itibariyle Sünni, tarikat olarak Alevi olabilir.
Sözgelimi, ülkemizde Bektaşiler Caferi'dir. Ama Hanefi Bektaşiler de vardır.
Ebu Hanefi'nin Ehl-i Beyt yandaşı ve bu yüzden Emeviler ve Abbasiler tarafından zulme uğradığı da tarihi bir gerçektir.
Mezhep mensuplarından tarikatlara bağlı olanlar da vardır, uzak duranlar da, karşı olanlar da... Karşı olanlar zahirci Müslümanlardır. Vehhabiler ve Osmanlı tarihinde karanlık bir dönem oluşturan Kadızadeliler tasavvuf ve tarikatlara kökten karşıdırlar...
Olabilir...
Herkes kendi yolunda yürürken başkalarına düşmanlık duymamak ve dini görüş ve tutum ayrılığını kavga sebebi saymamak şartıyla...
Başka dinden olanlara bile "Senin dinin sana, benim dinim bana" demek zorunda olan ve "Dinde zorlama yoktur" hükmüne inanan bir "mümin Müslüman", eğer dini kendisi gibi anlamayanlara düşmanlık duyuyorsa imanı zayıf demektir.
Unutulmamalıdır ki, "Dinde zorlama yoktur" ve "Senin dinin sana, benim dinim bana" Kuran'ı Kerim'de yer alan Tanrı buyruklarıdır.
"La ikrahe fiddin" ve "Leküm diniküm veliye din" Amaç Kabe'ye ulaşmaksa, kiminin Şam üzerinden, kiminin Bağdat'tan, kiminin yaya, kiminin atla, kiminin arabayla, uçakla, vapurla gitmesinden kime ne?
Tasavvuf'un kaynağı da Kur\'an-ı Kerim'dir. Allah Elçisi'nin uygulamaları ve yakınlarına öğrettikleridir. Onlar da başkalarına öğretti ve günümüze kadar bu bilgiler ve uygulamalar geldi.
Bakara Suresi 151: "Size, ayetlerini iletmesi, sizi arındırması, kitabı ve hikmeti ve bilmediklerinizi öğretmesi için Elçi gönderdik."
Arındırma Tasavvuf'un Kur\'an-ı Kerim'deki adıdır. Ve Elçi en büyük arındırıcıdır...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.