SÜRÜ PSİKOLOJİSİ

 

            

 

            Üç yüze yakın bireyden oluşan  Afrika antilobu sürüsü her yıl Afrika savanalarından sulak yerlere düzenli göç ediyorlar. Bu göç  sırasında kuytu yerlerde bekleyen aslanlar da dişlerine göre olan,kolay yakalayabilecekleri antiloplardan birini  gözlerine kestirip hep beraber bir tane antiloba karşı harekete geçiyorlar.Nihayetinde emellerine ulaşıyorlar.Kurban acı içinde feryat ederek aslanların bir günlük  yiyeceği oluyor.

 

           Bu anlattığımı hepiniz bir çok belgeselde izlemişsinizdir.

 

           İnsanoğlu da aslında bu kurbanlar ve avcılar gibi değil mi?

 

           Aslında antilop sürüsünün üçyüze varan bir sayısı var.Saldıran aslanlar ise üç bireyden ibaret.Antilop bire bir aslanla karşılaştırıldığında son derece narin ve zayıf bir hayvan.Tek silahı sivri boynuzları.Ama bu üçyüz bireyden oluşan antilop sürüsü bir olup da aslanların üzerine saldırsalar belki de tükürükleri ile aslanları boğacaklar.Ama onlar o an birlik olma değil canı kurtarma derdinde.Kaçarken de biliyorlar ki sürüden bir antilop aslanlara  yemek olacak.Aslanlara yem  olan antilop can çekişirken,son hamlesini yaparken sürüden  bir tane antilop bile dönüp arkasına bakmıyor.

 

          Ve bu döngü hep böyle devam ediyor.

 

          Aslanla,kurt  ya da çakal sürüsü ile mücadele  etmeyen otobur hayvanlarn doğada hep avdır.

 

          İşte biz de böyle bir toplumuz.

 

          İçimizdeki çakallarla hep birlikte mücadele etmek yerine kaçmayı seçiyoruz.

 

          Günü kurtardığımız takdirde kendimizi güvende hissediyoruz.

 

          Başkasının başına gelen fekaleti tıpkı antilop sürüsü içindeki bahtsız  avın aslanlar arasındaki son çırpınışları gibi seyrediyoruz.

 

          Aslında birimizi bile feda etmeyi göze alamasak her sıkıntının üstesinden geleceğiz. Ama biz her gün onlarca kurban vermemize rağmen hala olaylar bizim çok dışımızdaymışız gibi davranıyoruz.

 

          Bir şehit haberi geldiğinde etkilemiyoruz.Hatta Kurtlar Vadisindeki Memati’nin dizide ölmesi bizi daha çok yaralıyor.

 

         Bir kadın koca şiddetinden ötürü hayatını kaybettiğinde  hiç dertlenmiyoruz.Sanki gerçek dışı bir hikayeyle ilgileniyor gibi davranıyoruz.

 

        Ama gerçekte bu olayların hepsi bizim çevremizde oluyor.Belki de bir gün kurban biz olacağız.Felaket başımıza gelmedikçe başkalarının felaketini ciddiye almıyoruz.

 

        Oysaki bütün çözümsüzlüklerin  çıkar yolu kadere kurban verip kaçmak değil birbirini satmadan mücadele etmek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil CANDA Arşivi

En büyük makam hiçlik makamıdır

01 Şubat 2019 Cuma 14:00

İYİ İNSAN OLMAK NEDEN BU KADAR ZOR

02 Eylül 2016 Cuma 12:35

TÜRKİYE HEPİMİZİN EVİ

25 Ağustos 2016 Perşembe 13:42

YAZMAK BAŞLI BAŞINA BİR SERÜVENDİR

19 Ağustos 2016 Cuma 12:48

YAMAN ÇELİŞKİLER ÜLKESİ

16 Ağustos 2016 Salı 13:17

ATATÜRK’Ü YENİDEN KEŞFETMEK

26 Temmuz 2016 Salı 13:09

YÜRÜMEKTEN DAHA FAZLASINI YAPMAK

07 Eylül 2015 Pazartesi 12:19

MASUM ÇOCUK

03 Eylül 2015 Perşembe 13:38