Ey ahali söyleyin.
Niyet okumaktan ne zaman vazgeçeceksiniz?
İnsanların yaptıklarıyla değil de yapmak istedikleriyle ilgilenmeyi ne zaman bırakacağız?
Yılbaşı gecesi Marmaris’te bir vatandaş yılbaşı kutlamaları sırasında namaz kıldı. Vatandaş diyorum ama aslında tanıdığımız bir arkadaşımız.
Etraftan birçok sataşmaya maruz kaldı.
Kimisi ‘’şov yapıyor ‘’ dedi. Kimisi ‘’provakasyon’’ dedi.
Kimisi ‘’niyeti gerçekten ibadet etmekse uluorta yerde namaz kılmasın ‘’ dedi.
Mustafa Kara’nın niyetinin ne olduğunu kim bilebilir?
O, Allah’la kendisi arasında.
Uygar insanların yaşadığı bir şehirde başkalarına zarar vermeden herkes her dilediğini yapmakta özgürdür.
Özgürlüğün sınırı başkalarının haklarını gasp etmektir.
Eğer Mustafa Kara, eline sopa alsaydı, yılbaşı kutlayan insanların üzerine yürüseydi,
‘’Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız’’ diye nara atıp, kalabalığa müdahale etseydi. Kesinlikle karşısında dururduk.
Ama o kendi halinde, seccadesini yere serip, kalabalığa aldırmanda namaz kaldı. Kimseyi taciz etmedi. Kimseye laf atmadı. Kimseye sataşmadı.
Kimisi diyebilir ki ‘’göz zevkimi bozuyor’’. Bunu diyende ya iyi niyetli değildir ya da iyi niyetlidir amma biraz eksiktir. Çok okuması, çok gezip görmesi gerekir.
Bazen övünürüz mozaik gibi bir millet olmakla.
Ramazanda oruç tutmayan insanlar, oruç tutan insanlara saygı duysun. Ulu orta yerde yemesin. Lokantalar çalışacaksa bile pencerelerini perdeyle örtsün, içerisi görünmesin.
Eski İstanbul’u anlatırken derler ki ‘’ ramazan ayında gayrimüslimlere ait lokantaların penceresi perdeyle örtülür, Müslüman olanlara saygıdan ötürü. Aslında bu saygıdan çok ‘’aman başım belaya girer’’ korkusundandır.
Antakya neden dünyanın en medeni şehirlerindendir bilir misiniz?
Orda ramazan ayında iftar vaktinde herhangi bir lokantada oruç tutan orucunu açarken, yan masada da başka birisi yeni rakının kapağını açar. Kimse kimseden de rahatsız olmaz.
Bu binlerce yılın imbiğinden süzülüp gelen bir kültürün, bir kafa yapısının yansımasıdır.
Mustafa Kara’nın amacı şuydu buydu demeye hiçbirimiz yetkili değiliz.
Yılbaşı kutlaması yapanlara karşı da herhangi bir taarruzda bulunmamış. O zaman inançlı insanlar olarak ona sadece ‘’Allah Kabul Etsin’’ diyebiliriz.
Kabul edip etmemek Allah’ın takdiri.
