Maun Suresinin Anlamı

Bugünlerde siyasetçilerimiz, Kuran-ı Kerim surelerinden ayetler okuyarak birbirlerine saldırıyorlar…

             Bu iş hayırlı değil…

            Ama bu şerden bir hayır çıkarmak mümkün…

            Mademki “Maun Suresi” ile başlandı savaşa… Öyleyse, gelin bu surenin anlamını bir kere daha hatırlayalım…

            Bu surede önce, dini yalanlayanların yaptıklarını anlatıyor Yaratıcı:

            “Görüyor musun, o dini yalanlayanı… Odur yetimi itip kakan… Odur yiyecek bulamayan yoksullara yedirmeyi özendirmeyen…”

            Demek ki inançsızlığın göstergesi yetime eziyet etmek, yoksullara yardım etmemek…

            Surenin ikinci bölümünde ise “musallilere” yani “salat” kılanlara sesleniş var…

            Salat veya namaz dua demektir. Namaz sözü Arapça değil, Farsçadır. Biz, İslam'ı Farslardan öğrendik ve dua anlamına gelen namaz'ı da salat yerine kullanır olduk.

            Şimdi asıl konuya dönelim: Yaratıcı Maun suresinde namaz kılanların kimilerine şöyle sesleniyor:

            “Vay haline o namaz kılanların…

Onlar namazlarında sahun halinde (bilinçsiz) olurlar…

            Onlar riyacıdırlar (gösteriş olsun diye namaz kılarlar)

            Onlar küçük bir yardım yapılmasına bile engel olurlar…”

            Bu sureden çıkaracağımız dersler çok açık değil mi?

            Namaz da bilincimiz açık olacak, ne dediğimizin, ne yaptığımızın farkında olacağız. Ve elbette okuduklarımızın anlamını bilerek ve düşünerek okuyacağız.

            Gösteriş için namazdan şiddetle kaçınacağız.

            Yoksullara, yetimlere iyi davranıp yardımcı olacağız ve yardımı özendireceğiz.

            Peki Yaratıcı bu buyruklarını kimin için söylüyor?

            “Müslümanım” diyen herkes ve elbette Müslümanlık iddia eden siyasetçiler için de… Bu sureyi dile getirenler için de, muhatapları için de… Kavganın bütün tarafları için de…

            Öyle değil mi?

            BUGÜN HEM DE ORUÇLUYUM

            Gösterişçi bir softa varmış. Olur olmaz namazını, dindarlığını pazarlarmış. İki derviş, buna ders vermeye karar vermiş. “Nefsini şişirip patlatalım” demişler.

            Gösterişçi sermiş koltuğundaki namazlığını, durmuş nafile namaza. Dervişler de başlamış yüksek sesle konuşmaya:

-          Şu kişi ne güzel namaz kılıyor değil mi?

-          Ruku'da ne kadar düzgün duruyor,  görüyor musun?

-          Bak bak secde de ne kadar uzun kaldı. Tam bir dindar canım…

Dervişler övmekte birbirleriyle yarışırlarken, onları zevkle dinleyen gösterişçi bir ara secdeden başını kaldırmış ve arkaya dönmüş:

-          Biliyor musunuz, bugün hem de oruçluyum!

Ve secdeye kapanmış gösterişçi; namazının bozulduğunun bile farkına varmadan…


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Arşivi

Mehmet Akif Arnavut mu?

17 Şubat 2011 Perşembe 13:04

Nasıl Bir Türkiye

14 Ocak 2011 Cuma 22:46

Mansur Ne Dedi?

01 Ocak 2011 Cumartesi 13:51

AB Bizi Almayacak

22 Aralık 2010 Çarşamba 11:40

Bilim ve Yanılgı

17 Aralık 2010 Cuma 15:51

Hattı Değil Sathı Savunmak

30 Kasım 2010 Salı 12:58

Sadece Soru yorum

26 Kasım 2010 Cuma 14:30

3997 Kitap Okuyan Adam

23 Kasım 2010 Salı 13:24

ATA'ya Rahmet

16 Kasım 2010 Salı 10:52

İran'la Dost Olmayalım mı?

08 Kasım 2010 Pazartesi 19:49