Marmaris’in turizm hedefiyle inşaat yasağı arasındaki denge yeniden düşünülmeli.

“12 Ay Turizm Masalı” başlıklı makalemin yayımlanmasının ardından, çok sayıda okuyucudan telefon ve mesaj yoluyla yorumlar aldım. Gelen görüşlerin büyük kısmı, turizmin yalnızca sezonluk bir faaliyet olarak kalmaması gerektiğini; Marmaris’in yılın her döneminde yaşayan, üreten ve yatırım çeken bir şehir olabilmesi için altyapıdan planlamaya kadar birçok konuda yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu vurguluyordu.

Bu geri dönüşlerden biri özellikle dikkat çekiciydi. Uzun yıllardır bölgede faaliyet gösteren İnşaat Mühendisi Orhun Yazar, mevcut inşaat yasağı uygulamasını eleştiren şu ifadeleri paylaştı:

“Dünyanın en önemli turizm şehirlerinde bile inşaat yasağı yokken, bizde saçma fikirlerin sonucu olarak 6-7 aylık inşaat yasağı uygulanıyor. Bu nedenle ne kaliteli inşaat görebiliyoruz ne de kaliteli yatırım. Sonuç olarak kaliteli turizm de gelişemiyor.”

Bu yorum, aslında Marmaris’te yıllardır süregelen bir tartışmanın özünü özetliyor:

Turizm mi öncelikli olmalı, yoksa inşaat faaliyetleri mi?

Oysa bu iki alan birbirinin rakibi değil; tam tersine, doğru yönetildiklerinde birbirini destekleyen iki temel kalkınma aracıdır.

Yasak mı, Planlama mı?

Turizm sezonunun en yoğun olduğu aylarda yapılan inşaatların, gürültü ve çevre kirliliği açısından olumsuz etkiler yaratması elbette bir gerçektir. Ancak bu durum, tamamen inşaat yasağı getirilmesini zorunlu kılmaz.

Dünyanın önde gelen turizm merkezlerinde

örneğin Nice, Barselona, Dubrovnik, Miami veya Antalya gibi şehirlerde inşaatlar tamamen durdurulmaz. Bunun yerine;

Gürültü seviyeleri belirlenir,

Çalışma saatleri sınırlanır,

Çevreye duyarlı malzeme ve yöntemler zorunlu tutulur,

Şehir merkezlerinde denetimler artırılır.

Yani mesele yasak koymak değil, planlı ve denetlenebilir bir sistem kurmak meselesidir.

Marmaris gibi doğal güzellikleriyle tanınan bir bölgede de yapılması gereken, inşaatı yasaklamak değil; onu doğayla, çevreyle ve turizmle uyumlu hale getirmek olmalıdır.

Kaliteli Turizm İçin Kaliteli Yatırım Şart

Bir bölgenin turizm potansiyelini artırmak yalnızca otellerin doluluk oranına bağlı değildir.

Turistlerin memnuniyetini belirleyen unsurların başında altyapı kalitesi, ulaşım, yeme-içme tesisleri, konaklama standartları ve kent estetiği gelir.

Ancak mevcut inşaat yasağı, tam da bu alanlarda yapılması gereken yenileme ve iyileştirme yatırımlarını geciktiriyor.

Otel sahipleri, restoran işletmecileri ya da yatırımcılar, sezon dışında kalan birkaç ay içinde büyük ölçekli yenileme çalışmalarını tamamlamak zorunda kalıyor. Bu da hem işçilik kalitesini düşürüyor, hem de ekonomik sürdürülebilirliği zedeliyor.

Bu noktada Orhun Yazar’ın sözleri, sadece bir eleştiriden ibaret değil; Marmaris’in geleceğine dair bir uyarıdır.

Çünkü kaliteli turizm, ancak kaliteli yapılarla mümkündür — kaliteli yapılar ise akılcı planlama ve esnek yatırım ortamı gerektirir.

Yeniden Değerlendirme Zamanı

Marmaris Belediyesi ve Büyükşehir yönetimlerinin, çevre koruma hassasiyetini elbette koruyarak, mevcut inşaat yasağı uygulamasını yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir.

Bu süreçte sektör temsilcilerinin, mühendislerin, mimarların ve turizmcilerin de dahil olduğu katılımcı bir model benimsenmelidir.

Amaç, turizmi baltalamak değil; turizmi güçlendirecek bir şehir düzeni kurmak olmalıdır.

Çünkü Marmaris yalnızca yazın değil, yılın her günü nefes alan, yaşayan bir kent olmayı hak ediyor.

12 Ay Yaşayan Bir Şehir İçin Akılcı Denge

“12 ay turizm” hedefi, yalnızca bir slogan değil; doğru politikalarla desteklendiğinde Marmaris’in ekonomik geleceğini şekillendirecek bir vizyondur.

Bu vizyonun gerçekleşmesi için;

Mevzuatlar esnetilmeli, Denetim mekanizmaları güçlendirilmeli,

Yatırımlar teşvik edilmeli,

Yerel halkın yaşam kalitesi korunmalıdır.

Gerçek çözüm yasakta değil, denge ve akılda yatıyor.

Kaliteli turizmin yolu, kaliteli şehirleşmeden geçiyor ve bu dengeyi kurmak artık bir tercih değil, zorunluluk.

Allah'a emanet olunuz.