Gökhan Başak ile Keyifli Sohbet...

Gökhan Bey nasılsınız?

Teşekkürler siz nasılsınız?

Kendinizi biraz tanıtır mısınız?

1988 Eskişehir doğumluyum. Koyu bir Es-Es’li olmasam da şehrimi çok seviyorum.

Hangi okullarda okudunuz ve nerelerde eğitim aldınız?

Lise mezunuyum. Müzik ve iş hayatım dolayısıyla yüksek öğretim yapmaya vaktim maalesef olmadı.

Müzik hiayeniz nasıl başladı biraz anlatır mısınız?

Küçük yaşlarda akrabam vasıtasıyla başladı. Amatör olarak devam edip müziği tam anlamıyla öğrenmeye çalıştıkça değerli insanlarla tanışma fırsatım oldu. Bu şekilde hem genel müzik bilgimi hem de yorumculuğumu elimden geldiğince geliştirmeye çalıştım ve daha da iyiye gideceğine inanıyorum.

Türkiye’de müzik sektörü hakkındaki düşünceleriniz neler?

Ülkemizdeki müzik sektörünü gerçek anlamda anlatmak saatler alır… sadece ‘’müzik sektörü’’ olarak tek-düze değil de alt başlıklara ayırmak daha mantıklı olur. Çünkü Türk Müziği kültürünü 1960 öncesi ve sonrası olarak ayırıyorum. 60 öncesinde günümüzde pek rahat olmasa da TRT nin yanlış davranısları 8-10 yıl oncesıne kadar uyguladıgı gereksız yaptırımlar, bu otoritelerın yetersızlıgı, muüzisyen topluluğun nüfusa göre azlığı ve bu icracı ve solistlerin ‘’hayat mücadelesi’’ bakımından TRT radyolarına mecburi bağlılığı gibi nedenler 1960 öncesini gayet net açıklıyor. Bir dönem Türk radyolarının kapatıldığında, halkın kendisine yakın bulmasından dolayı Arap radyolarını dinlemesi ve sonrasında ‘’Arabesk’’ diye yanlış nitelendirilen kalite düzeyi olmayan, özenti ve yoz müziğin çoğalması, daha sonraki birkaç yıl içinde kuruyla yaşı da yakan sanatsal yasaklar, saçma sınıflandırmalar, arrangelerin özgür olmaması gibi baskılar bu döneme kadar müziğimizi robotlaştırdı. Halk duymak istediğini değil, dinletilmesi dikte edilen müziği dinlemek zorunda kaldı. Bu anlatmak istediklerim. Hacı Arif Bey, Tmburi Cemil Bey, Hacı Taşan, Muharrem Ertaş gibi bu dönemin büyük duayenlerine değil, bu gibi üstadları kullanarak dikte çalışmalarını yürüten sözde otoriteyedir… 60 sonrasında ise işler değişti… Orhan gencebay’ın öncülüğündeki bir çok büyüğümüzün verdiği savaşlar ve halkın bu yeni akıma ilgisinden dolayı duyumlar birden değişmeye başlamış… Ben buna 1960’lı yıllarım müzik devrimi diyorum. Orhan Gencebay, Rahmetli Barış Manço, Rahmetli Cem Karaca, Erkin Koray ve bir çok tanınan, tanınmayan büyüklerimizin ürünleri Türk Müziğini dünyada adı geçer hale getirmiştir. Biz de bu byüklerimizin meyvesiyiz diyebilirim. Aslında bundan elli yıl önce halk müziğinin altyapısına jazz motifleri eklendiğindeki tepkileri müziğin gerçek üstadı olan kişilerden dinlediğimizde ve yakın Türk Müziğini araştırdığımızda gerçekten şaşkınlık yaşıyoruz… Aslında biz şanslı zamanda doğan bir kuşağız diyebilirim. Bu birikimler ışığındaki ilerleyen müzik kültürümüzde gördüğümüz müzik öreneklerini dinlediğimde haz alıyorum. Büyüklerimizin bu örnekleri dinledikçe ‘’Amacımıza ulaştık’’ diye düşündüklerine eminim. Hem bestecilerimize, hem yorumcularımıza, hem de işin teknik kısmıyla uğraşan kişilere bir Türk vatandaşı olarak baktığımda gerçekten onur duyuyorum. Ki dünyada ‘’kalifiye’’ olarak gözlemlenen bir müziğimiz var. Bu mesleği yaptığım için gerçekten şükrediyorum. Umarım üstadlarımızdan aldığımız bayrağı, en az onların ciddiyetinde daha ileriye taşıyacağız…

Hangi önemli projelerde yer aldınız?

Çok fazla ismi duyulan projelerde yer almadım. Ancak, üstlendiğim her şeyi her şeyi ismi duyulmayan çalışmalar olsa da, elimden gelen en ciddi şekilde yapmaya çalıştım. Bundan sonrakileri de aynı kararlılıkta yapacağım. Çünkü müziği kendimden bir parça olarak görüyorum.

Albüm var mı? Biraz bahseder misiniz?

Çıkacak olan albüm ilk ilk profesyonel çalışmam olacak. Arangeler bitmek üzere. İnşallah en kısa zamanda yetiştireceğiz.

Özel hayatınızda biri var mı?

Hayatımda biri yok.

Sevdiklerinize ve sizi sevenlere buradan neler söylemek istersiniz?

Her zaman yanımda ve dayanağım olan aileme, beni sevenlere ve tüm üstadlara kucak dolusu sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ediyoruz.

Ben teşekkür ederim. Keyifli bir sohbetti…