"Bizim Cumhurbaşkanı'nda akıl var, bilim var, yürek var..."
     Bu sözleri Sovyet Sosyalist Kazakistan Cumhuriyeti Kültür Bakanı Kanat Bey'den dinliyorum. Yıl 1990...
     O zaman dünya başka bir dünyaydı. Sovyetler Birliği daha dağılmamıştı. Kazakistan egemen olmuştu, ama daha erkin, yani bağımsız değildi. Kazak aydınları, geleceğe ümitle bakıyorlardı; halklarına, ülkelerine ve "Elbaşı"na güveniyorlardı. Elbaşı yani Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev idi.
     Nursultan Ağa'yla yaptığımız uzun görüşmelerde Kanat Bey'in ne kadar haklı olduğunu anladım. Akıl, bilim ve cesaretin yönettiği Kazakistan'ın geleceğine ben de güvendim.
     Geçen zaman içinde Kazakistan hızla gelişirken, Türkiye'yle ilişkiler de çok yönlü olarak gelişti.
     Nursultan Ağa'nın destek ve himayesinde Türkiyeli işadamları, petrol yatırımlarını saymazsak Kazakistan'da her zaman birinci oldular.
     Şimdilerde Kazakistanlı işadamlarının da Türkiye'de oteller yaptıklarını, yatırımlara giriştiklerini görüyoruz.
     Nursultan Ağa'nın dâhice yönetiminde Kazakistan parlak bir geleceğe doğru yürüyor. Tabii kaynaklar iyi değerlendiriliyor. Halkın yaşama düzeyi hızla yükseliyor. Satın alma paritesine göre fert başına düşen milli gelirin Türkiye'yi geçtiğini söyleyebiliriz.
     Köy gibi bir yer olan Astana, bugün çağdaş şehirciliğin en güzel örneğini veriyor.
     Nursultan Ağa, çok sayıda milletten ve etnik gruptan oluşan Kazakistan'ı barış içinde yönetiyor. Sadece Kazakların değil, bütün halkların desteğini almış durumda... Kazakistan elbette Kazakistan, ama diğer milletler de her türlü kültürel haklara sahipler. Dillerini konuşurlar, kültürlerini yaşatırlar, öz dillerinde eğitim yapabilirler. Bütün yurttaşlık haklarından da yararlanırlar.
     Komşularıyla tamamıyla iyi ilişkiler içinde olan Kazakistan, bölgede kurulan kimi uluslararası kuruluşların da önderidir.
     Avrasya İktisadi İşbirliği Teşkilatı'nın lideri Nursultan Ağa'dır. Şanghay İşbirliği Örgütü'nün de etkin üyesidir Kazakistan. Dünya ile iyi ilişkiler içinde olmak Nursultan Ağa'nın dış ilişkilerdeki büyük başarısıdır. Ortalık Asya Birliği fikrinin de tartışılmaz lideri odur.
     Demokrasi mi? Hiç şüpheniz olmasın, Kazakistan demokrasisinin kimseden aşağı kalır yanı yok. Cumhurbaşkanını doğrudan halk seçer, milletvekillerini de. yürütme, yasama ve yargı erkleri yerli yerindedir. İnanç ve düşünce özgürlüğü Batı demokrasilerinin de önündedir. Basın-yayında cumhurbaşkanı dahil herkes için en ağır eleştirilere rastlayabilirsiniz. Ama halkın eğitim düzeyi ve bilinç çok yüksektir. Yüzde 92'yi aşan oranlarda halkın desteği Nursultan Ağa'nın yanındadır.
     Çünkü o gerçek bir liderdir, halk bunun bilincindedir...
     Kazakların, Türk dünyasının en önemli halklarından biri olduğunu hatırlatalım.
     En başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Kazak halkının Türkiye'ye karşı kardeşlik duyguları içinde olduğunu da ekleyelim ve ad benzerliğinden başka hiçbir ilgilerinin olmadığı Rus Kazaklarıyla karıştırmaktan da vazgeçelim...
     Kazakistan Cumhurbaşkanı yine Türkiye'de. Bu sefer en büyük eserlerinden olan TÜRK KONSEYİ'nin kuruluşunun fikir babası ve sürükleyicisi olarak...
     Ülkemize hoşgeldiniz Sayın Cumhurbaşkanı, bu gelişiniz de kutlu olsun...