• BIST 10276.88
  • Altın 2389.553
  • Dolar 32.3413
  • Euro 34.8304
  • Muğla 15 °C
  • İzmir 19 °C
  • Aydın 17 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 15 °C

ÇEVRECİLİK BİLİNCİ

Halil CANDA

 Süleyman Demirel Amik gölünü kurutup toprak reformu yapmıştı yetmişli yıllarda. Köylüyü çok sevdiğinden değil iktidarı çok sevdiğinden. O zaman çevrecilik bilinci yoktu.

Türkiye’de hangi partinin belediyesi yüzde yüz çevreye duyarlı işler yapıyor. Yatağan Termik santrali yıllarca bu doğayı kirletmedi mi?

Hesapsızca kurulan barajlar kaç köyü yedi, kaç tarih hazinesini yuttu bu memleketin.

En azından Marmaris’e bakın. Hesapsız yapılaşma iklimi bile değiştirdi. Otuz kırk yıl önce yazları klimamı vardı Marmaris’te. Şimdi klimasız ev bile yok.

Ya ormanlarımız. Yaka yaka bitiremedik yıllarca. Kimimiz mangal yaptık ateşi söndürmedik, kimimiz bir sigara izmaritini attı arabayla geçerken koca bir ormanı tutuşturdu. Kimimiz de bilerek yaktık kullanıp sahiplenmek için.

Datça’nın henüz düzgün bir kanalizasyon ağı bile yok diye biliyorum. Ya teknelerden denize atılan pislikler. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.

Biz çevre bilinci olmayan bir toplumuz. Sağcısından solcusuna, zengininden yoksuluna, okumuşundan cahiline aynıyız.

Taksimde kesilecek ağaçlara karşı büyüyen gösterilerin de çevrecilikle bir ilgisi yok. Bunu direnişe katılan insanlar da söylüyor, hükümet de.

Biz ne olursa olsun kimseyi körü körüne savunmayacağız. Savunacağımız her zaman doğrular olacak. Çünkü bu ülke belki yüzyıldan beri yalanlarla yönetiliyor. Yalan söylemeye ve dinlemeye kimsenin takati yok.

İnsanların tepkisi polisin sert müdahalesi ile başladı. Zaten bu konuda halk yeteri kadar bilgilendirilmeden herkes bir açıklama yaptığı için bilgi kirliliği oldu. Başbakan da yumuşamayıp sert bir dil kullanınca zaten birikmiş olan öfke harekete geçti. Marjinal guruplar ve kirli eller de bu olaylara karışıp kendi işlerine gelecek şekilde kullanmaya çalıştılar.

Halk hükümete çok büyük kredi açtı. Bakın çözüm süreci devam ediyor. Ne olup biteceğini  halk bilmiyor ama iktidara güvendiği için ciddi bir olay patlak vermiyor.

Ülkenin en ciddi sorunlarında Başbakan büyük bir irade gücü gösterdi. Aylardır şehit haberi gelmiyor.  Ne kadar güzel bir durum. Asker yakınlarının yüreği ağzında değil. Ekonomik gelişmelerde de Başbakan ve hükümetin hakkını vermek gerek.Eskiden bankaya yatırdığı paranın faiziyle geçinen insanlar vardı.Şimdi imkanını biraz zorlayan herkes  konut kredisi çekip ev alabiliyor.Daha bunun gibi pek çok örnek vermek mümkün.

Bu kadar zor konuların üstesinden gelmiş bir liderin Gezi Parkı olaylarını bir cümleyle bitirmesi gerekirdi. Ama  olmadı. Okyanusu geçip derede boğulmak gibi bir şey.

Kimse yanlış anlamasın. Gezi Parkı olaylarını küçümsediğim için dere demiyorum. Sadece Başbakanın biraz yumuşak bir ton kullanması olayları bitirirdi diyorum.

Biliyoruz ki Başbakanın kalabalık bir danışman gurubu var.Bugüne kadar Türkiye’yi çok iyi okudular.Ama sanki son olayda danışmanlarının da yanlış yönlerdirmesi var.

Başbakanın, başbakan yardımcılarının,parti sözcülerinin bulunduğu bir ortamda Başbakanın çıkıp medyaya görüş beyan etmesi alışık olduğumuz bir durum değil.Hele ki Yalçın Akdoğan’ın çıkıp Başbakanı kimseye yedirmeyiz demesi bence en başta Başbakanımıza karşı yapılmış bir ayıptır.

Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141