Basınımız da (gazeteler), yayınımız da (TV'ler) olayı gördü: "İkinci Ay Çağ" diye verenler oldu.
     Ne olmuş ne olmuş?
     NASA, Ay'ı bombalayarak “ciddi miktarda” su keşfetmiş...
     Nasıl keşfetmiş? Nasıl keşfetmiş?
     Geçen haziranda aya bir roket fırlatmış; kalkan toz bulutunu analiz etmiş ve “Evet su bulduk,
üstelik az bir şey değil, ciddi miktarda bulduk” demiş...
     Ve müjdeyi vermiş: “Sadece bir noktadan vurduk.”
     Yani daha birçok noktadan vuracaklar ve bize yeni müjdeler verecekler...
     Ve Dünya'yı mahvetmeleri yetmemiş; AY'ı da kirletmeye başlamışlar...
     Bu arada bu işlemi anlatan basın toplantısına bir kova su getirmişler...
     Gösteriye dönüştürülen basın toplantısının asıl amacının “olayı abartarak Obama'dan NASA için para koparmak” olduğunu söyleyenlerin sözleri ise pek önemsenmemiş...
     Ay'ı bombalamanın sürdürülmesinin Dünya'da tehlikeli yansımaları olacağı gündeme getirilmiş mi?
     Getirilmemişse onu da biz söyleyelim ve Ay hakkında bazı bilgiler verelim.
     Ne bilgisiymiş? Biz Ay hakkında her şeyi biliyoruz? İlkokulda ve de ortaöğretimde okuduk, demeyin...
     Belki bu bilgiler, sizin için de yeni olabilir.
     Bilim zihniyeti neydi?
     Bellediğimiz her bilginin yanlış olabileceğini bilmek değil mi?
     Gözlemleyelim, araştıralım, deneyelim, düşünelim ve son gerçeğe ulaşalım...
     Biz de deneyelim:
     Ay, Dünya'nın uydusudur, değil mi? Tartışmalıdır... Kimi bilginler Ay'ın uydu olmak için çok büyük olduğunu söylerler. (Dünya'nın dörtte birine yakın) 3 bin 475 kilometrelik çapıyla ay uydudan çok bir gezegene benzer. “Dünya ve Ay birlikte gezen iki gezegendir” denilmiştir. Söz gelimi Merkür'ün çapı 4 bin 878 kilometredir.
     Ay'ın gecelerimizi aydınlatan ışık kaynağı oluşu kaba gözlemle bildiğimiz bilgidir.
     Bilimlik gözlemle biliyoruz ki; Ay, okyanus gelgitlerinin asıl oluşturucusudur.
     Ve yine az bilinen bir gerçek var.
     Ay tam da bulunduğu yerde ve boyutlarda olmasaydı, Dünya'mızın dönüşü şimdiki gibi bir eksen çerçevesinde düzenli olmazdı.
     Yani, Ay olmasaydı. Kutuplar ve Ekvator iklimleri olmazdı.
     Ve Dünya'da en azından bildiğimiz anlamda hayat olmazdı.
     Peki bu durumda kim kimin uydusu?
     Dünya'yı topaç gibi çeviren Ay mı; Dünya mı uydu?
     Yoksa Dünya'nın çevresinde belli uzaklıkta dönmek zorunda olan Ay mı?
     Galiba Patrick Moore haklı...
     Bunlar birlikte gezen iki gezegen...
     Yazar TÜBİTAK'tan Türkçesi yayınlanan “Gezegenler Kılavuzu” adlı kitapta böyle söylüyor.
     Biz de NASA'ya diyelim ki aman dikkatli olun kaş yapalım derken...
     Ve NASA'yı kullananlara diyorum ki:
     “Ay'ımızla oynarken sakın ölçüleri kaçırmayın...” Dünya'mızın havasını, suyunu, toprağını kirletip duruyorsunuz.
     Hiç olmazsa Ay'ımızı rahat bırakın...