Değerli okurlar Anayasa hür ve demokratik tüm ülkelerde istisnasız
ve kayıtsız-şartsız uyulacak en saygın yaşam kuralıdır.
Ülkemizde Büyük Millet Meclisinde en az 400 Milletvekilinin
oyları ile veya referanduma gidilerek halk oylaması ile
değiştirilebilen bir yaşam kuralıdır Anayasa.
Bazı ülkelerde Anayasa Emniyet Teşkilatı bile mevcuttur ve bunlar Anayasa ihlallerini Kamu
düzeni içinde araştırma yaparlar.
Kadın hakları konusu ise tamamen aşağıda her medeni ve demokratik ülkelerde olduğu
gibi; TC Anayasa’nın -kanun önünde eşitlik- başlıklı 10.cu maddesi şu şekildedir;
“Herkes dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep ve benzeri sebeplerle
ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir”
Anayasa açık ve net “KADIN VE ERKEK EŞİT HAKLARA SAHİPTİR” derken biz nasıl kadınları ayırıp
onlar hakkında kanun çıkarıp karar verebiliyoruz?
Kendini üstün görmek psikolojik olarak önemli bir hastalık olduğu tüm dünyaca kabul edilen gerçek.
Değerli okurlar 21.ci yüzyıldayız ve Türkiye’de yönetim ve yönetime gelmek isteyenler seviyesinde
kadına nafaka, İstanbul sözleşmesi ve 6284 No.lu kanundan bahsediliyor.
Medeni bir hukuk devletinde, halkın yarısının kadın olduğu gerçeğine göre Anayasamız
“cinsiyet gözetilmeksizin” derken kadınları ayırıp onlarla ilgili kanun veya kural çıkartma yetkisini
veren kimdir?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.