Acı çekmek özgürlükse özgürüz hepimiz de.

Izdırabın Türkü, Kürdü, Ermenisi, Yahudisi var mı?

Gözyaşı dünyanın neresine gidersen git tuzlu bir sıvıdır.

x

Terör örgütünün silahla yapamadığını medya yaptı. Televizyonlarda durmadan çıkan ağzından barış kelimesini eksik etmeyen ama yüzünde nur olmayan gazeteciler, yazarlar başardılar bunu.

Ölen asker olduğunda, polis olduğunda mübahmış gibi köşe yazanlar, siviller ölünce dillerinin ucuyla tepki gösterdiler. İnsan haklarını polise askere çok gördüler. Bizi milletçe demokrasiden, insan haklarından nefret ettirdiler.

Hiçbir özgürlük için,hiçbir hak için masum insanlar öldürülmez.Benim insan haklarından anladığım budur. Bana dünyayı bile verecek olsalar bir çocuğun öksüz kalmasını kabul edemem.

Bana ayrı bir ülkede verseler bir insanı öldüremem.

x

PKK'nın kamplarına birkaç girip çıkan gazeteceler kendilerini barış elçisi ilan ettiler. Kendilerine rol biçmeye çalıştılar.

Canı yanan bu ülkenin çaresiz insanları oldu. Tuzu kuru olanlar için Türkiye İstanbul'dan ya da İzmir'den ibaret.

x

Hayat bizi terörden,güneydoğudan daha büyük bir meşgaleyle terbiye etti.

Milletçe öyle bir düşmüşüz ki geçim kavgasına. Başımızı kaldırmaya mecalimiz yok. Sistem öyle bir çökmüş ki üstümüze, en büyük mücadelemiz ay sonunu getirmek olmuş.Dünyanın en pahalı benzinini kullanan ülkenin vatandaşı olursanız iki yakanızı nasıl bir araya getireceğinizi düşünmekle geçer ömrünüz.

Türk insanı zalim bir ekonomik düzeni sırtında taşıyor. Bu yüzden de tepkisi anlık olmaktan ileri gitmiyor.

Konuştuğum çoğu insan Türkiye bölünse de kurtulsak diyor.

Bazı insanlar Van'daki depremle terör olaylarını yan yana koyan yorumlar yapıyor.

Bu dünya düzeni, bu televizyon denilen aygıt bu medya bundan 10 yıl önce aklımıza gelmeyen şeyleri artık söyletiyor bize.

PKK nın ektiği nefret tohumlarını medya ve siyaset büyütüyor.

Nefret büyüyor. Kin azıyor.

Facebook'ta öyle şeyler yazıyorlar ki ''PKK ya karşı olan Kürtleri bile rencide edercesine''.

Diğer taraftan ne yöre insanı ne bir medya kuruluşu PKK ya samimi bir ''yetti artık demiyor''

Müzakare edelim, barışı konuşalım diyorlar.

Başbakanın dediği gibi ''Barış ona inanmayanların ağzına yakışmıyor''. Kimse kardeşliğin dilinden konuşmuyor. Öfkeli insanlar bir araya gelince zaptedilemez kalabalıklara dönüşüyor.

Belki harita üzerinde ayrılmıyoruz ama fikren ve kalben çatırdıyoruz.