Meslek hayatımda otuzuncu yılındayım. Ne zaman bir turizm toplantısı yapılsa, masanın en önemli konusu hep aynı oldu: 12 ay turizm.

Dün, 1-5 Ekim tarihleri arasında Selimiye, Söğüt, Bozburun ve Taşlıca’da gerçekleştirilecek olan Marmaris Deniz Ürünleri Festivali’nin tanıtım toplantısı, Queen Stage Netsel Marina’da yapıldı. Ben de oradaydım. Katılımcılar yine “12 ay turizm” deyince, kendimi tutamadım: “30 yıldır dinliyorum, turizm 3 aya indi” diye sesli düşündüm. O an dedim ki: Bu konuyu köşeye taşıyayım, bir daha konuşalım.

Her mahalli seçimde, her genel seçimde siyasetçiler aynı sözü verdiler: “Turizmi 12 aya yayacağız.”

Hayali güzeldi… Dinleyince insanın içi kıpır kıpır olurdu. Fuarlar, kongreler, termal tesisler, gastronomi rotaları, kış sporları… Hatta her bölge için ayrı ayrı projeler. Biz de safça “Bu sefer olacak” diye umutlanırdık.

Ama gelinen noktada turizm 12 aya değil, 3 aya sıkıştı. Yaz geldi mi her yer dolup taşıyor, yaz bitti mi sanki ülkenin üstüne kepenk iniyor. Oteller kapanıyor, esnaf siftah yapmadan günü kapatıyor.

Neden mi olmadı?

Çünkü plan vardı ama icraat yoktu. Yol, ulaşım, tanıtım, teşvik… Bunlar hep eksik kaldı. Kâğıt üstünde her şey güzeldi ama sahada karşılığı yoktu.

Şimdi dönüp bakınca, bunca yıldır kulağa hoş gelen bir masal anlatıldı bize: 12 ay turizm masalı.

Gerçeği ise şöyle yazmak lazım: Biz turizmi 12 aya yayamadık, tam tersine 3 aya daralttık.

Ama yine de umut tükenmiyor. Örneğin Marmaris’te Belediye Başkanı Acar Ünlü, kışın ilçeyi biraz da olsa hareketlendirmek için iki festival organize ediyor.

Bunlardan biri, Marmaris Deniz Ürünleri Festivali. 1-5 Ekim tarihleri arasında Selimiye, Söğüt, Bozburun ve Taşlıca’da gerçekleşecek.

İkinci etkinlik ise, #MarmarisNewYearFest. 29 Kasım – 31 Aralık tarihleri arasında yapılacak bu festival için hazırlıklar çoktan başladı. Marmaris Belediyesi’nin öncülüğünde düzenlenecek bu etkinlik, aynı zamanda sosyal medyada da duyuruluyor.

Belki bu adımlar turizmi tek başına 12 aya yayamaz, ama hiç yoktan bir başlangıçtır. Küçük kıvılcımlar, büyük umutlara dönüşebilir. Yeter ki laf değil, icraat olsun.

Allah'a emanet olunuz.