Cumhuriyetimizin 102. yılını kutlarken, bu büyük eserin hangi fedakârlıklar, hangi inanç ve kararlılıkla kurulduğunu bir kez daha hatırlamak gerekir. Cumhuriyet, bir günde doğmadı; her adımı, bir milletin yeniden dirilişine giden yolda atıldı. Bu yolculuk, Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla başladı ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla taçlandı.

Samsun: Bir Milletin Uyanışı

1919 yılı baharında Anadolu, işgal altındaydı. Osmanlı Devleti’nin otoritesi zayıflamış, halk umutsuzluğa sürüklenmişti. Ancak Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıkarak yalnızca bir şehirde değil, tüm milletin kaderini değiştirecek bir adım attı. Samsun, Türk milletinin yeniden ayağa kalkışının sembolü oldu. Bu çıkış, “milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözüyle anlam buldu.

Amasya’dan Erzurum’a, Sivas’tan Ankara’ya

Samsun’dan başlayan milli mücadele ruhu kısa sürede bütün Anadolu’ya yayıldı. Amasya Genelgesi, “milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ilkesiyle Cumhuriyet fikrinin temellerini attı. Erzurum ve Sivas Kongreleri, halkın iradesine dayanan yeni bir yönetim anlayışının habercisiydi.

Atatürk ve silah arkadaşları, yalnızca askeri bir mücadele yürütmedi; aynı zamanda bir fikir mücadelesi verdiler. Halkın yönetime katıldığı, egemenliğin millete ait olduğu yeni bir devletin temelleri işte bu yıllarda şekillendi.

Ankara: Bağımsızlık ve Cumhuriyetin Kalbi

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması, Cumhuriyet yolundaki en büyük dönüm noktalarından biriydi. Millet artık kendi temsilcileri aracılığıyla söz sahibiydi. Ardından gelen Büyük Taarruz ve Kurtuluş Savaşı’nın zaferi, Cumhuriyet’in zeminini hazırladı. 29 Ekim 1923’te Atatürk’ün ilan ettiği Cumhuriyet, bu uzun ve zorlu mücadelenin en parlak sonucuydu.

102 Yılın Ardından

Bugün, Cumhuriyetimizin 102. yılına ulaşmanın gururunu ve coşkusunu yaşıyoruz. Bu 102 yıl, yalnızca bir zaman dilimi değil; milletimizin kararlılığı, azmi ve inancının bir göstergesidir.

Cumhuriyet, Atatürk’ün ifadesiyle “en büyük eser”dir. Bu eser, yalnızca bir yönetim biçimi değil, özgürlük, eşitlik ve adalet üzerine kurulu bir yaşam biçimidir. Her birey, bu emaneti korumakla sorumludur.

102 yıl önce Samsun’dan yanan bağımsızlık meşalesi, bugün de aynı inanç ve azimle yanmaya devam ediyor. Bu meşale, geçmişten geleceğe uzanan bir aydınlanma yoludur. Samsun’a ayak basışıyla başlayan yolculuk, Türk milletini işgalden kurtararak Cumhuriyet’in ilanıyla taçlandı.

Bugün, Samsunlu olarak bu tarihi hatırlamak ve Cumhuriyetimizin 102. yılını coşkuyla kutlamak, milletimizin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine sahip çıkmak demektir.

Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyor, gazilerimize uzun ve sağlıklı yıllar diliyoruz. 102 yıl önce Samsun’dan doğan güneş, Türkiye’nin Cumhuriyet ışığı olarak sonsuza dek parlamaya devam edecektir.
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Allah'a emanet olunuz.