“Hapsedilmek, Kapatılmanın Dışında Ek Bir Cezalandırılmaya Dönüştürülmemelidir”

CHP Muğla Milletvekili Demir: “Hapsedilmek, Kapatılmanın Dışında Ek Bir Cezalandırılmaya Dönüştürülmemelidir” CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, Plan ve Bütçe Komisyonunda Adalet Bakanlığı görüşmelerinde cezaevlerindeki hekim açığı ve hasta mahkûmları gündeme getirdi. Hem uluslararası hem de ulusal mevzuatta, hapsedilmenin bir insan hakları ihlali olduğunu belirten Demir, hapsedilmenin bugün ülkemizde kapatılmanın haricinde ek bir cezalandırılmaya dönüştürüldüğünü ifade etti. Demir, ayrıca Suriyeli mülteci ve IŞİD üyesi kaç tutuklu olduğunu sordu. “Tutuklu ve Hükümlüler Sağlık Hizmetlerine Erişememektedirler” Adli Sicil İstatistiklerine göre 2002 yılında 3 milyon olan dosya sayısının 2013 yılında 6,5 milyon olduğunu söyleyen Demir, “Bu veriler suç oranlarında ciddi bir artış olduğunu gösteriyor Hükûmetiniz zamanında. Bu da tabii ki toplumda suç kapsamının genişletildiğini düşündürmektedir. Hele son günlerde çıkarılacak olan yasalarla 1-2 katı daha artacağı tahmin edilmektedir” dedi. Ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ve hükümlülerin kapatılmış olmaları ve içinde bulundukları özel koşullar nedeniyle sağlık hizmetlerine erişimlerinin, toplumun geneline göre daha zor olduğunu vurgulayan Demir, cezaevi hekimliğinin çalışma koşullarının güçlüğü nedeniyle tercih edilmediğini, bu nedenle de tutuklu ve hükümlülerin yeteri kadar hizmet alamadığını belirtti. Demir konuşmasına şöyle devam etti: “Özellikle sürekli hekim bulunmayan ceza infaz kurumlarında, gerek hekime gerekse hastaneye sevk süreci uzamaktadır. Buna yetersiz sağlık hizmetleri de eklenince, ciddi ve yaşamsal etki doğuracak bazı hastalıkların teşhis ve tedavisi gecikmektedir, hatta bazen imkânsızlaşmaktadır. Öte yandan, revir doktorunun İstanbul Protokolü ve meslek etiğine aykırı muayene yapılması durumunda denetlenmesi de söz konusu değildir. Özellikle mahpusların ve Adalet Bakanlığı yetkililerinin sık sık hekim değişikliği konulu yakınma ve şikâyetleri bizlere kadar sık sık gelmektedir.” Demir, ceza infaz kurumlarındaki sağlık personeli, malzeme ve araç yönünden eksikliklere de dikkat çekti. Demir, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a şu soruları yöneltti: “Cezaevi koşullarından kaynaklı olarak hastalanan kişi sayısı kaçtır Sayın Bakan? Cezaevlerinde kaç tutuklu başına bir hekim düşmektedir? Cezaevlerindeki hekim açığının giderilmesi konusunda herhangi bir çalışmanız var mıdır? Ceza infaz kurumlarında koruyucu sağlık hizmetlerinin yapılması konusunda durum nedir? Koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında sağlık taraması ve aşılama faaliyetleri gerçekleştirilmekte midir? Ceza infaz kurumlarına ilk kez getirilen tutuklu ve hükümlülerin sağlık birimlerinde şahsi dosyalar oluşturulmakta mıdır? Ceza infaz sistemi içerisinde farklı kurumlarda çalıştırılan personel hakkında bir sürü şikâyet gelmektedir. Ceza infaz kurumu personellerine insan hakları konusunda herhangi bir eğitim veriliyor mu? Hasta tutuklu ve hükümlülerin hastaneye sevkleri için ambulans sayılarını artırmayı, iyileştirmeyi düşünüyor musunuz? Cezaevi sistemlerinde dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de ağır hastaların tıbbi ihtiyaçlarının karşılanması konusunda eksiklikler söz konusudur. Bu konuda ağır hasta, tutuklu ve hükümlülerin aşamalı ve uzun süre bekletilmeden tahliyesi ya da cezası ertelenmesi söz konusu mudur? Tutuklu ve hükümlü yabancı sayısı nedir? Suriyeli mülteci sayısı nedir, IŞİD üyesi kaç tutuklu vardır?”