Yerel İdareler denince akla hemen Belediyelerimiz geliyor. Hâlbuki İl Özel İdarelerde artık yerel idare statüsündedir. Ama insan yaşadığı yeri tanzim eden idareyi daha çok mercek altına alıyor. Açıkçası ben de aynı kategoriye girenlerdenim. Armutalan'da yaşadığımdan orası benim yerel idaremdir. Ama bu yörenin de Anakent'i Marmaris Belediyesidir.

         Her ne kadar bütün belediyeler kendi bütçeleri ve idareleriyle müstakil çalışıyorlarsa da, sonuçta bunların artı ve eksisi Marmaris Belediyesi'ne yazılmaktadır.

         Demek ki Marmaris Belediyesi öncü olmak zorundadır. Diğer komşu belediyelere de örnek ve yol gösterici olmak zorunluluğu vardır.

         Zaten, seçim öncesi politize olan adayların seçildikten sonra parti kimliklerini bir dahaki seçime kadar askıya asmaları gerekir. Seçilmiş belediye başkanı partili olamaz. Onun partisi seçildiği yerdir artık.

         Partili hep bir şeyler ister. Hele de parti il ve ilçe başkanları bir dahaki seçimi düşünerek seçmenlere şirin görünme arzusundadırlar. Çat kapı başkanın odasına girer ve hemşerisinin talebini başkana direktif verir edayla iletir. Eh biraz da havasını atacak tabii.

         İşte burada başkanlara büyük sorumluluk düşüyor. Hem vatandaşın işini kanunlar çerçevesinde çözecek hem de kendisinin artık partinin başkanı değil, o yörenin başkanı olduğunu bir şekilde hissettirecek. Bunu yapmak kolay mı? Değil tabii. Ama bunu yapabilenlerde tarihte iz bırakabilenlerdir. Adı caddelere verilen Kemal Seyfettin Elgin'in CHP'li olduğun bilmeyen var mı? Ama adının caddeye verilemesi ve de hala muhafaza edilmesine kimin itirazı var? Bu kadar sevilmeseydi o caddenin adı çoktan değişmez miydi?

         Gönül ister ki, bu seçimlerde Marmaris Belediye Başkanı olacak kişi de Sayın Ali Acar'ın adını bir caddeye versin. İnşallah kimse de itiraz etmez. Duyduğuma göre kendisi çok yorulup yıprandığından bir daha aday olmak konusunda tereddütteymiş. O zaman bizlere düşen de Sayın Acar'ın adını, yaptığı hizmetler karşılığında bir cadde de ölümsüzleştirmek olmalıdır.

         Geçen gün yazdığım yazı da adayların 3 kere masaya vurmalarını istemiştim. Şu ana kadar 1 kişi 3 kere vurdu masaya.

         Eh bu sözüm de ona o zaman…..