Bazı kavimler daha bir tane bile devlet kuramamışken tarihin başlangıcından bu yana çok büyük coğrafyalara hükmeden devletler kurmuştur Türkler. Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Avarlar,Bulgarlar,Selçuklular, Osmanlıllar derken en son Türkiye Cumhuriyeti. Toplam 17 büyük devlet kurulmuş. Hatta bunu yüzün üzerine çıkaranlar da var. En uzun varlığını sürdürebilen Osmanlı olmuş. Bu kadar devlet kurulmuş ama çoğunun ömrü kısa olmuş.

İlkokul, ortaokul çağlarındayken tarih derslerinde şunu öğrenmiştik. Türk devletleri genellikle düşman devletlerin askeri gücüyle değil kendi içinden yıkılmıştır. Dış güçlerin de bunda mutlaka etkisi olmuştur.

Türk milleti ortama çabuk uyum sağlar. Bu özellik bazen avantaj olur bazen de dezavantaj.

Tarihte üç semavi dini de kabul eden tek millet de Türk Milletidir.

Macarlar,Bulgarlar,Gagavuzlar Hıristiyanlığı din olarak benimsemiştir.

Zaten Türklerin büyük bir kısmı 8.asırdan sonra Müslümanlığa geçmiştir. Oğuz boyu, Gaznelilar, Karahanlılar ,Selçuklular derken Türkler kitleler halinde Müslümanlığa geçmiştir.

Bir de toplu halde Musevi olan bir Türk boyu da vardır. Hazar adı verilen devleti kurmuşlar ve Karadeniz’in kuzeyine yayılmışlar.

Devamlı bir göç halinde olmuşuz. Devamlı batıya doğru ilerlemişiz. Bugün bile öyle değil mi? Doğudan batıya hala göç halindeyiz.

1980 de askeri darbe olduğunda nerdeyse toplumun tamamına yakını askeri alkışlamıştı.

28 şubat döneminde de şu an tutuklu olan generalleri bu halk , kahraman gibi görmüştü.

Şimdi Tayyip Erdoğan ülkenin lideri. Şimdi onu alkışlıyoruz.

Yarın birgün iktidar değişirse bugünün muktedirleri yargılanacaklar belki de. Bugün sözünün üzerine söz söylenmeyenler ,gün gelecek belki de en ağır suçlamalarla karşı karşıya kalacaklar. Eminim bizim tavrımız yine değişmeyecek. Gidene ağam gelene paşam diyeceğiz.

Hani tansaş yıkılırken alkışlandı , binanın yıkımı bir gösteri döndü, Marmaris’i hem ekonomik hem de mimari bir marazdan kurtuldu diyorduk. Ancak 3-4 ay sonra tansaş yeni yerinde , halkın katıldığı bir açılışla yeni mağazasını açmıştı. Onu da alkışlamıştık hep beraber.

Dün Abdullah Öcalan’a sayın diyenler yargılanıyordu, şimdi de nerdeyse sayın demeyenler tutuklanacak.

Galiba bizim yaşadığımız bu çelişkilerin, dengesizliklerin temelinde de olaylara karşı takındığımız bu güvenilmez tavrımız var.

Ve insan bu ülkede olaylara nasıl tepki vereceğini bilemiyor gerçekten. Çünkü bu ülkede doğrular zamana göre, iktidarın kimde olduğuna durmadan değişiyor.