Marmaris’in adı geçince aklıma ilk gelen isimlerden biridir Serkan Yazıcı... Onu sadece bir siyasetçi, iş insanı ya da sporcu olarak tanımlamak yetersiz kalır. Çünkü Serkan Yazıcı, bu topraklara gönül vermiş, makamların ve unvanların ötesinde bir Marmaris sevdalısıdır. O yüzden açık yüreklilikle söylüyorum: Serkan Yazıcı, siyasetin değil, siyaset üstü bir adamdır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yol arkadaşlarından biri olan Yazıcı, özellikle 15 Temmuz’un o karanlık gecesinde gösterdiği dik duruşla hafızalara kazındı. O geceyi Marmaris’te yaşayan biri olarak söylüyorum: Serkan Yazıcı, milletin ve devletin safında dimdik duran bir neferdi. Gözümüzle gördük, kalbimizle hissettik.
Siyaset sahnesinde iki dönem AK Parti Marmaris Belediye Başkan Adayı olarak yer aldı. Seçim meydanlarında projeleriyle, vizyonuyla, samimiyetiyle halkın karşısına çıktı. Ama hiçbir zaman koltuk sevdalısı olmadı. O, makam için değil, hizmet için yola çıkanlardandı... Seçim bittiğinde kaybolanlardan değil; Marmaris’in sokağında, mahallesinde, insanının gönlünde hep var oldu. Kazansa da kaybetse de biz onun çalışmaya devam ettiğini gördük, görüyoruz.
Sporcu kimliğiyle de bu memlekete gurur yaşattı. Dört kez Türkiye Ralli Şampiyonu oldu. Ülkemizi uluslararası arenada başarıyla temsil etti. Ralliyi Marmaris’e taşıyarak sadece motor sporlarını değil, ilçemizin adını da dünyaya duyurdu. Ama sadece kendisi yarışmadı; gençlerin sporla büyümesi için çabaladı, öncülük etti.
İş dünyasında da adından söz ettirdi. Marmaris ve Bursa’daki turizm yatırımlarıyla hem yerel kalkınmaya hem de ülke ekonomisine katkı sundu. Yazıcı Otel Grupları ile babadan oğula Türk turizmine hizmet eden bir aile geleneğini sürdürüyor. Moldova Fahri Konsolosluğu görevini üstlendi, devlet nişanıyla onurlandırıldı. TOSFED Başkanlığı yaptı, FIA Dünya Motor Sporları Konseyi’nde Türkiye’yi temsil etti. Ama hangi unvanı taşısa da her zaman mütevazı kaldı. Göz hizasında konuşan, yürek hizasında duran bir adamdı.
Ama bana sorarsanız Serkan Yazıcı’yı özel kılan bunların hiçbiri değil. Onu farklı kılan: insan sevgisi, yardımseverliği ve vefasıdır. Uzak bir cenazeye çiçek gönderecek kadar zarif, bir ameliyat sonrası “Geçmiş olsun, var mı yapacağım bir şey?” diyecek kadar ince düşünceli, annemin vefatında arayacak kadar gönlü geniş bir dost... O yüzden benim için Serkan Yazıcı, bir siyasetçiden öte, bir gönül adamıdır.
Ne yazık ki seçim döneminde Marmaris halkının büyük bir bölümü onun verdiği mesajların derinliğini göremedi. Bugün dönüp baktığımızda daha net anlıyoruz ki, o sözler birer seçim vaadi değilmiş; bir vizyonun, bir Marmaris hayalinin yansımasıymış.
Serkan Bey’in merhum babası İbrahim Yazıcı’yla aynı masa etrafında oturmuş bir gazeteci olarak, onu gençlik yıllarından beri tanır ve takip ederim. Babası İbrahim Yazıcı, sadece bir milletvekili değildi; aynı zamanda Bursaspor’un efsane başkanıydı. O Bursaspor ki, 2010 yılında Türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdırdı. O başarıda imzası olan liderlerden biriydi İbrahim Yazıcı… Rahmetle anıyorum.
Serkan Bey de işte o karakterin, o vizyonun, o duruşun mirasçısı.
Babadan siyasetçi diyemem çünkü Serkan Yazıcı, siyasetçi değil; siyaset üstüdür.
Sadece Marmaris’in değil, bu ülkenin kıymetini bilen herkesin değer vermesi gereken bir insandır.
(Serkan beyin ofisimi ziyaretinden bir kare)
Ve unutmayalım:
Değer bilmek, bize yakışandır.
Allah'a Emanet Olunuz.
