Bu şehrin yaz mevsimindeki parlak ışıkları ne kadar çekici değil mi?
Yat Limanındaki restorantlarda yemek yiyen mutlu insanlar.
Uzunyalı'da o bar senin bu bar benim dolaşan turistler.
Barlar sokağındaki diskolarda çılgınca dans eden güzeller.
Gündüzleri plajlarda ,şezlonglarda güneşlenen denizin tadını çıkaran sorunsuz insanlar.
Ne kadar güzel bir Marmaris tablosu.
Keşke her şey bu kadar güzel olsa.
Keşke herkes mutlu olsa.
Oysa herkesin bir hikayesi vardır bu şehirde.
Kimisi doğuştan buralıdır.
Kimisi sonradan buralı olmuştur.Ne fark eder.
Sonuçta buluşturmuştur kader dediğimiz rüzgar bizi burada.
Oysaki filmlere konu olan bu güzel kentte insanlar mutsuz hayatlar sürüyor.
Çocuklarına ekmek götürmek isteyen bir baba çalıştığı yerden maaşını alamıyor.
Aynı saatte bir başka esnaf 5 ay önce vermiş olduğu malların için aldığı çeki bankaya takasa veriyor.Çekin karşılığının bulunmadığını görünce kalbi sıkışıyor.
Aynı saatlerde zabıtalar bir esnafın dükkanına gelip kiraladığı yerin ruhsatsız olduğunu söyleyip mühürlüyor.Kira parasını peşin ödemiş olan esnafımız ,kiraya veren vatandaştan parasını geri istiyor.Vatandaş''bana ne tutmasaydın''diyor.
Bütün sene sezona hazırlanan kuyumcu ,akşama kadar vitrinin camını parlatıyor.Umutla bekliyor.Ama onun yerine algida max dondurması satsam daha iyiydi diye hayıflanıyor.
Hepimiz hayıflanıyoruz.
Çünkü komşumuz açken tok yatmak bize göre değil.Ama hayat şartları çok acımasız.Elden bir şey gelmiyor.
Sonuç;Mutlu bir azınlık,mutsuz endişeli bir çoğunluk.
Güneş görmeyen evde büyüyen çocuklar.
Evine et girmeyen insanlar .
Ekonomik şartların karakterini değiştirdiği insanlar .
Bu insanları sadece seçime yakın zamanlarda hatırlayan devlet erkanı,siyasi parti yöneticileri,siyaset sevicileri.
Bazen fakir edebiyatı da yapmak gerekiyor.
Çünkü biliyoruz ki Marmaris'in herkes için tatil ve eğlence yeri değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.