Halil CANDA
ÖLÜLER ŞEHRİ
Kahire dünyanın en gizemli şehirlerinden biri. Qahıra Arapçada ''galip anlamına geliyor. Bu şehri yazmaya kalksam ciltler dolusu kitaplar çıkardı..Bugün yirmi milyona yaklaşan nüfusuyla Afrika kıtasının en kalabalık şehri.
Bugünlerde Mısır dünyanın gündemini meşgul ediyor. Medeniyetin başladığı topraklarda bugün Mısır halkının büyük bir çoğunluğu sefalet içinde yaşıyor.Gelin sizinle bu gizemli şehrin gizemli mahallelerinden birine uğrayalım.Ölüler şehrine.
Gün batımı Kahire'den biraz yüksekçe bir mevkiye çıkarsanız toz bulutları arasında güneşin kızıllığı içinde hayal meyal görünen o bin yıldan eski camilerin kubbeleri görenleri büyüler. Kahire'nin en güzel manzarasıdır bu görüntü.
Şehrin dışına,eski kaleye giderken büyük bir gecekondu mahallesini andıran küçük küçük evler, labirent gibi sokaklar ve kum rengi duvarlarıyla Bab-ül Bahr adı verilen yerin ilginç hikayesi Kahire'nin büyüsünü biraz daha efsunlaştırır.
Antik Mısır'lılar ölümden sonraki yaşama inanırlardı. Bu yüzden mezarlarını ev gibi yaparlar ,bir bahçenin içine kondurdukları küçük yapıların içine ikinci hayatlarında kullanmak üzere altınlarını,paralarını koyarlardı.Hatta bu mezar evlerin içine bir miktar yiyecek bile konurdu ki ölü uyanınca karnını doyurabilsin. Dünyanın en eski mesleklerinden biri olan mezar soygunculuğu o çağlarda da popüler bir meslekti. Hırsızlar hiç korkmadan bu mezar evleri soyarlar, ölüye ait eşyaları çalmaktan çekinmezlerdi. Bu yüzden zengin aileler bu evlere bekçi koymak ihtiyaca hissetmişlerdir.Bu bekçiler zamanla evlenmiş ve çocuk çoluğa kavuşunca da bu mezar evlerde, mezarın yanıbaşında yeni hayatlar başlamış.
Antik Mısır inancı bütün dinleri etkilemiştir.Bugün duaların sonunda ''amin'' kelimesini hem Hıristiyanlar hem de Müslümanlar kullanır.Bu kelimenin antik Mısır'ın güneş tanrısı '' Amon Ra''dan günümüze kaldığı rivayet edilir.
Yüzyılar boyu süren bu gelenek Mısır'da hüküm süren Memlüklüleri de etkilemiş ve Memlük asilleri de aynı yerde hatta daha ince işçilikle daha güzel mezar evler yapmışlar ve insanlar bu mezar evlerin hem bekçiliğini hem de ev sahipliğini yapmışlar.Daha sonra bu gelenek günümüze kadar devam etmiş ve son yüzyıldır dinmek bilmeyen göçlerle şehrin bu bölgesi bugün yoksul halkın barındığı bir milyondan kalabalık bir nüfusa ulaşmış.
Günümüzde ölüler şehri diye anılan bu yer aynı işlevini hala sürdürüyor. Zaman içinde mezarlıkta yaşayan aileler zemin üzerine kat çıkınca mezarlar daha da aşağıda kalmış. Burda yaşayan aileler buraya ölü defnedildiğinde defin işlerini yapıyorlar.Mezarlığın bakımını üstleniyorlar.
Evin alt katında bir bölmeden giriliyor mezarlara. Üst katta ise gayet normal bir hayat devam ediyor. Kadınlar mutfakta yemek pişiriyor, çocuklar bahçede koşuşturuyor,ihtiyarlar kapının önünde nargilelerini fokurdatıyor.Evlerin aralarında çamaşırlar açılmış, yüzlerce çanak anten pencereyi ve tavanları kaplıyor.
Burda kamerayla görüntü almaya pek sıcak bakmıyorlar. Taksi şoförümüz Muhammed'in tanıdığı bir ailenin evine konuk oluyoruz.Bizi sıcak karşılıyorlar.Yaşadıkları onca sıkıntıya, fakirliğe rağmen güleryüzlüler. Naneli çay ikram ediyorlar. Evler bizdeki tipik gecekondular gibi.Bu küçük şehir bugün elektirik,su gibi altyapı hizmetlerinden yararlanıyor.Buraya belediye otobüs seferleri bile koymuş.Evden çıkarken biraz Mısır Poundu bırakıyoruz kapnın yanındaki sehpanın üzerine ,gönlümüzden koptuğu kadar.
Kahire'ye gelen turistlerin mutlaka uğradığı yerlerden. Yeni doğan pek çok çocuğun ikametgah adresi mezarlık göründüğü için Kahire Belediyesi bu işe bir çözüm bulmak istemiş. Burda yaşayan insanları tahliye edip toplu konutlar inşa ederek aynı ailelere vermek,mezarları çöle taşımak gibi bir düşünceleri var. Ama umarım bu düşüncelerini gerçekleştirmezler. Çünkü bu haliyle ölüler şehri artık çekim merkezi olmuş.
Bizlere ne kadar ürpertici geliyorsa bu evlerin sakinleri için gayet sıradan bir durum burda yaşamak.Evinizin alt katında bir mezar ,hatta birden fazla mezar bulunduğunu biliyorsunuz ve onunla yaşıyorsunuz.O mezar da zamanla evdeki sıradan bir objeye dönüşüyor aslında. Kapının tokmağı,saksıdaki çiçek gibi sıradan.
Avrupa'dan başka bir yeri görmeye tenezzül etmeyenler doğunun bu gizemli şehirlerini gözden kaçırarak ne çok şey kaybediyorlar keşke bilebilseler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.