Nihat Öztürk: "Ak Partiliyim"

Nihat Öztürk: "Ak Partiliyim"
Ben çok konuşurum. Kendimi iyi ifade ederim. Siyasete girmeden önce bunun farkında değildim.

Karadeniz bende ayrı bir tutku

NİHAT ÖZTÜRK KİMDİR?
1973 İstanbul Beykoz doğumlu. Giresun kökenli. Hayatı Giresun-İstanbul-Marmaris üçgeninde geçiyor. İstanbul Üniversitesi'nde elektronik bölümünü bitirdikten sonra, Bursa Uludağ Üniversitesinde İktisat okudu. 1991 yılında bir fuar nedeniyle gelip tanıdığı Marmaris'e 1993 yılında yerleşti. 2001 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi Marmaris Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. 2004 yılında Muğla İl Yönetimine geçti, İl Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi. Bir dönemdir İl Başkan Vekili, halen Ak Parti İl Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı. Bilgisayar ve Teknik donanım merkezi olan Sun Bilgisayar Tic.Ltd.Şirketinin sahibi. Marmaris'e yerleşene kadar İstanbul Paşabahçe takımında oynadığı futbolu, şimdi Marmaris'te arkadaşlarıyla halı sahada top koşturarak devam ettiriyor. Denizin olmadığı yerde yaşayamayacak kadar deniz sevdalısı. Devlet Hastanesinde Baş Hemşire Yardımcısı olan Giresunlu Mübeccel Öztürk ile evli, 8 yaşında bir kızı var.

-Giresun kökenli ama İstanbul Beykoz doğumlusunuz.


- Annem Görele'li, babam Tirebolu'lu… Ailemin İstanbul'a gelişi dedemin gemici olması dolayısıyla gerçekleşmiş. Dedem iş dolayısıyla İstanbul'a geliyor, gezinirken tesadüf Samsun Feribotu ile anlaşıyor ve işe başlıyor. Yıl 1930. Gemi ile yurtdışına gelip gitmeye başlıyor. Tabii geminin kalkış ve dönüş limanı İstanbul. Bu nedenle İstanbul Beykoz'a yerleşiyorlar. Biliyorsunuz Beykoz İstanbul'un kuzeyindedir, yeşillikler içinde bir ilçedir. Karadeniz'den hiç kopmadık, ailem yaz aylarını Giresun'da geçirir daima. Bu nedenle çocukluk dönemimin ve gençlik dönemimin bir bölümü Giresun'da geçmiştir. Halen çok sık gider gelirim Giresun'a. Özümde Karadenizlilik var tabii ama iki kuşaktır İstanbulluyuz.
Bendeki deniz tutkusu dededen geliyor. Beykoz'da hem denizin, hem yeşilliklerin içinde büyüdüm.


FARKINA VARMADAN MARMARİSLİ OLDUM


-Marmaris'e ilk ne zaman geldiniz?


- Uludağ Üniversitesinde okurken çalıştığım Bilgisayar firması beni Antalya'ya gönderdi. 1991'de Antalya'dan Marmaris'e fuara geldim. Mart ayıydı. Marmaris o kadar hoşuma gitti ki. Karadeniz ve İstanbul'un ortak özelliklerini yansıtıyordu. Ertesi yıl Ortaca'da Sun Bilgisayar kuruldu. Ben İstanbul'daki bilgisayar firmasının işlerini de yürütüyordum. Böylece Marmaris'e sık sık gidip gelmeye başladım. Bir de baktım ki farkına varmadan Marmarisli olmuşum. Ne zaman Marmaris'ten çıksam, Marmaris'i özlüyorum. Bir yere ait olduğunuzu nasıl anlarsınız? O yerden çıktığınızda orayı arıyorsanız, oraya aitsiniz demektir.
Sonra 1993'te yerleştik Marmaris'e. Hayatımda daima Giresun-İstanbul-Marmaris üçgeni oldu. Denizi o kadar seviyorum ki, denizin olmadığı bir yerde yaşamam mümkün değil.
Annemler burada misafirimiz şu anda. Buraya bayılıyor, çok seviyor. Denizi ve yeşili ile Giresun'a çok benzetiyor. İnsanlar yaşadıkları yerin kıymetini bilmiyorlar. Marmaris'in olumsuzluklarını konuşuyorlar. Neyin sahibi olduğumuzun ve yaşadığımız yerin farkına varalım. Ben bir hafta İstanbul'a gidiyorum, Marmaris'i özlüyorum, zor atıyorum kendimi buraya. Marmaris farkına varmadan insanı içine alıyor. Dediğim gibi buradan çıktığınız zaman bunu gayet iyi anlıyorsunuz.


-Sun Bilgisayar nasıl doğdu peki?


-1994'te dört ortak kurduk Sun Bilgisayarı. 1996'da Marmaris'teki ilk şubemizi açtık. 2001 de ortaklarımdan ayrıldım. Şimdi ortaklarımızdan ikisi Antalya'da. Lara'da kendi binamız, plazamız var. Bir ortağımız Çanakkale'ye gitti. Ortaca şubemiz halen duruyor, Ortaca ve Dalaman'daki Söğütlü Marketler içinde de birer şubemiz var.
Marmaris yalnız bana ait. Bilgisayar donanımları üzerine çalışıyoruz. Sun Bilgisayar, Casper Bilgisayar Muğla İlçeleri yetkili servisi ve dağıtıcısı, konsept mağazasıdır. Casper Bilgisayar'ın sahibi Rizelidir. Bize çok destek oldu, bölge bayiliğini bize verdi, 2002'de çarşı şubemizi açtık. Casper Bilgisayarın ismini bölgemizde iyi noktalara getirdik, satışı bini aştı.
Ayrıca Sentez Yazılımlarının Marmaris yetkili servisiyiz. Mesela bir otelin otomasyonundan, rezervasyonuna tüm oteli yönetim yazılım sistemlerini biz kuruyoruz.

BÜYÜK DEDEM KUVAYİ MİLLİYECİDİR


-Bir siyaset adamısınız aynı zamanda? Nasıl başladı bu yoldaki çalışmalarınız?


-Babam eski Cumhuriyet Halk Partilidir. Zamanında Gençlik Kolları Başkanlığı, Yönetim kurulu Üyeliği yapmış. Dedem hacıdır ama, koyu bir CHP'lidir, İsmet İnönü'ye laf söyletmez mesela. Dedemin babası bir Kuvayi Milliyeci'dir. Büyük dedem Halil Efendi Giresun'da bir halk kahramanı olan Topal Osman'ın askeridir.
Ben 1992 yılında Milli Gençlik Vakfının Üniversite-Fakülte sorumlusu iken, ilk İstanbul seçimlerinde Tayyip Erdoğan ile tanıştım. Tayyip Erdoğan ile tanıştıktan ve partisi içindeki sosyal adalet, paylaşımcılık, eşitliği kapsayan hummalı çalışmayı gördükten sonra fikirlerim değişti ve kendime “Doğru yer burası” dedim. Adaletli olmak çok özümsediğim bir şeydir. Ben bunu Tayyip Bey'den öğrendim ve o zamandan beri Tayyip Bey nerede, ben oradayım. Tayyip Erdoğan özellikle Belediye Başkanı olduktan sonra Avrupa Belediyeciliğini yansıttı çalışmalarına.

- Peki bir siyasi olarak, geçmişe dönüp baktığınızda kendinize idol seçtiğiniz bir isim var mı?

-Herkesin bir idolü olduğu gibi, benim de idolüm var tabii. Atatürk'ün benim için ayrı bir yeri vardır her zaman. Cumhuriyeti kurduktan sonra Türkiye'de 15 yılda başarılamayacak şeyleri başardı.

ÇOK İYİ BİR AK PARTİLİYİM

-Cumhuriyet Halk Partili olan aileniz, sizin Ak Parti içindeki çalışmalarınıza nasıl bakıyordu?


- Ben, Ak Parti kurulana kadar başka parti içinde olmadım. Parti çalışmalarına başladığım ilk zamanlar bunu aileme anlatmam çok kolay olmadı. Ailem sol görüşlü, Anadolu kültürü ile yaşayan insanlardı. Bu yeni ideolojime ailemi alıştırana kadar çok zorluk çektim. Gençlik kuruluşlarını yedi arkadaşımla birlikte kurduğumuzda ailemden çok tepki aldım, ama yılmadım. Çok iyi bir Ak Partiliyim.
Ailem zaman içinde yapılan çalışmaları gördüler, şimdi onlar da benimle aynı görüşleri paylaşıyorlar.

SİYASET MARMARİS'TE İKİNCİ SIRADA YER ALMALI


-Bir siyaset adamı olarak bölgemizi ve Marmaris'i nasıl yorumlarsınız?


-Muğla köylerini karış karış bilirim. Bu kadar politize olmuş memleket görmedim. Bunun bize faydası olmaz, kutuplaşma olmamalı. “Ben yaşadığım yere nasıl faydalı olurum” diye düşünürüm hep, bu yüzden siyaset içinde yer aldım. Marmaris'in sorunlarının çözümü için, buranın yararına ne gerekirse yapmaya hazırım. Benim çocuğum burada yaşıyor, burada büyüyor.
Ayrımcılık yapılmasına karşıyım ve her zaman herkese kapım açık. Marmaris ufak bir yer, burada öksürülse orada duyuluyor. Kimse kabuğuna çekilmesin. Siyaset Marmaris'te ikinci sırada yer almalı ve kimse ön yargılı olmamalı. Herkes birbirine gaz veriyor, sonra elli akıllı ortalığı toparlayamıyor. Marmaris'i sevmek demek bir ortak sinerji yaratmaktır.

HERKES AYRI TELDEN ÇALMAMALI


-Marmaris'teki siyaseti nasıl yorumlamak istersiniz?


-Marmaris siyaseti bana kısır geliyor. Herkes Marmaris'i seviyor, ama herkes birbiriyle kavga ediyor. Konuşma adabını buraya yerleştiremezsek, adam gibi konuşamaz, tartışamazsak nasıl yol alacağız? Herkes ayrı telden çalarsa çözümlere nasıl ulaşacağız? Ben istiyorum ki “Marmaris'e ne verebiliriz?” bunu konuşabilelim. Ama olmuyor. Kavganın olduğu yerde başarı olmaz. İnsanlar her şeyde bir kulp arıyor.
Marmaris yerel iktidarının yapıcı, önyargısız yaklaşımlar içinde olması gerekli.
Bu arada yerel iktidarın başarılı çalışmalarını da kutluyorum. Mesela dere ıslahı konusunda başarılı oldular.

-Biraz önce “Marmaris'te siyaset ikinci planda kalmalı” dediniz. Neden siyaset ikinci planda kalmalı sizce?


-Siyaseti ticaretin önüne çıkarmak iyi değil bana göre. İyi bir siyasi olmak bir meziyettir. Bir büyüğümüz “Siyaseti hakkını vermeden yapıyorsanız, değerlere uymuyorsanız başarılı olamazsınız” demişti, bu sözü çalışmalarımda hep göz önünde tutmaya çalıştım.
Biz zengin bir ülke değiliz, halkımız daha yeni yeni ayakları üzerinde duruyor. Genç bir Cumhuriyetiz. 2001'de Ak Parti iktidar olduğunda dolar bin 800 lira iken, ortalama memur maaşı beş yüz liraydı. Bir memur bilgisayar almak için 4-5 maaşını veriyordu. Şimdi bir maaşla iki bilgisayar alınabiliyor. Bu bir göstergedir. Ben ekonomistim, iktisat eğitimi aldım. Tabii ki zor geçişler yaşanıyor. Sadece ne zaman bu ülkenin milli geliri kişi başı 15 bin dolar olur, o zaman bu ülkenin içinde siyaset olmaz. Nasıl ki Amerika'da seçimden üç ay önce seçim propagandaları yapılır, seçim sonuçlanır siyaset biter. İktidar demek, musluğun başındaki adam demek değildir.

ÇALIŞKAN BİR YAPIM VAR

-Konuşkan bir yapınız var, sizi konuşturmak için hiç zorlanmadım…


-Ben çok konuşurum. Kendimi iyi ifade ederim. Siyasete girmeden önce bunun farkında değildim. Ak Parti İl Başkan Yardımcısıyken ilk kez konuşma yapacaktım, ama çok heyecanlanmıştım. Bir arkadaşım “Hiç düşünme, mikrofonu eline al, ilk kelimeyi söyle gerisi gelir” demişti. Gerçekten de öyle oldu. O gün konuşmaya başlayınca heyecanımın yersiz olduğunu anladım.

-Hem işte, hem siyasette yoğun çalışmalarınız ve sorumluluklarınız var. Kendi firmanızı çekip çeviriyorsunuz, Partinizin İl Başkan Vekilisiniz. Bu koşuşturma zor olmuyor mu sizin için?

-Çalışkan bir yapıya sahibim. Bu nedenle zorlanmıyorum. Çocukluğumdan beri bu böyle. Öğrencilik yıllarımda da yaz tatillerinde çalıştım hep. İlkokulu bitirdiğimde İstanbul Sultanhamam'da iç giyim toptancılığı yapan dayımın yanında çalıştım. 1986'da Paşabahçe Şişe Cam Fabrikasında sigortalı olarak çalışmaya başladım. İki üniversite bitirdim, bu öğrencilik yıllarında da yarım gün çalıştım.

-Size yakın çevrelerden iyi bir futbolcu olduğunuzu duyduk.

-Futbolu çok severim ve iyi bir oyuncuyum. İstanbul Paşabahçe'de genç takımında oynamaya başladım, A takımında da Marmaris'e gelene kadar oynadım. Halen Salı-Cuma akşamları arkadaş guruplarımızla halı saha maçları yapıyoruz.

KARADENİZ HAVASINI SOLUMAZSAM OLMAZ

-Sıra geldi memleketiniz Giresun'dan söz etmeye. İşlerinizden fırsat bulup, gidebiliyor musunuz memleketinize?
-Mutlaka fırsat yaratıyorum. Karadeniz bende ayrı bir tutku. Orada o havayı solumazsam olmaz. Yılda 2-3 kez ziyaret ederim. Kayınpederim Giresun'da yaşıyor. Ailemin de fındık bahçeleri var Giresun'da, yaz aylarında orada olurlar hep. Ben de her yıl Temmuz'un 15'i geldiğinde mutlaka memleketime gider en az yirmi gün kalırım. Yazın herkes Marmaris'e, ben Giresun'a giderim. Temmuz ayının ilk yarısından sonra yayla festivalleri düzenlenir. Gümbet, Kazıkbeli, Güvende Sisdağı yayla şenliklerine mutlaka katılırım. Sisdağı çok özeldir. Güneşi yakalamak zordur orada, hep sislidir. 2000-2200 metre yüksekliği vardır.
Trabzon ve Rize'deki yayla şenliklerine de katılır, Uzungöl'e mutlaka çıkarım.
Giresun merkez de, Marmaris'e benzer. Bir ucundan bir ucuna 20-30 metre genişliğinde, 20 kilometre uzunluğunda sahili var. Aileler sahilde yürüyüş yapar.
Karadeniz insanı birlik, beraberliği sever. Temmuz-Ağustos aylarında tüm gurbetçiler memlekette buluşur. Özellikle Karadeniz'e gideceklere tavsiye ederim Gümbet'i mutlaka görsünler.
Bizim memlekette kadınların da ayrı bir yeri vardır. Mesela, Giresun'da Doğankent belediye başkanı Ak Partili Nazmiye Kabadayı, yörenin ilk kadın belediye başkanıdır. Meclis üyeleri de kadın.


KARADENİZ- MARMARİS ARASINDAKİ ELÇİLİK AYAĞIMIZI KUVVETLENDİRMELİYİZ


-Karadenizliler Derneği çalışmaları hakkında neler söyleyeceksiniz?


-İstanbul'da da Karadenizliler Derneği var, dernek çatısı altında paylaşımcı bir şekilde buluşmayı başarmışlar. Beykoz Giresunlular Derneği Başkanı arkadaşım. Muğla'da da Karadenizliler Derneği var, ilk üyelerinden biriyim.
Marmaris'teki derneğimizde henüz bu yapıyı oturtamadık. İlk yıllar rahmetli Ömer Yalçınkaya vardı. Etkin çalışmalar yapılıyordu. Şu anda dernek yapısında bazı eksiklikler var. Ordulular Derneğinde, Karadenizliler derneğine göre daha farklı bir ahenk var. Gerçi şimdi Temel Irmak'ın Karadenizliler derneğindeki çalışmalarıyla biraz eskiye dönüş olduğunu gözlemliyorum.


-Karadenizliler Derneği sosyal yapısı içinde nasıl çalışmalar yapılmalı?


Ben sosyal anlamda dağınık olduğumuzu düşünüyorum. Siyaseti dernekten çıkarıp, Marmaris ve Karadenizli ortak yapısını oluşturmak gerekli. Marmaris ve Karadeniz arasındaki elçilik ayağımızı kuvvetlendirmemizin gerekli olduğuna inanıyorum. Muğla'da üniversitede okuyan iki yüz Giresunlu öğrenci var. Biz Muğla Karadenizliler Derneği olarak, Muğla'da onlara ev ve yurt bulmalarında yardımcı olup, burs sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Muğla'dan da Karadeniz'deki üniversitelere giden öğrencilere, orada yardımcı olmak istiyoruz. Derneğin bu gibi sosyal açılımları olmalı.



HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum