MÜTHİŞ BİR İLK

 

 

                      Sevgili okurlar birazda Türk olmakla gurur duyulacak haberler verelim istedim.

                      GATA yani Gülhane Askeri Tıp Akademisi eskiden İstanbul'da Sultanahmet Gülhane parkındaydı. Atatürk'ün vefatından sonra Ankara'ya taşındı. Bu kurum askeri doktor yetiştirir ve askerlerin her türlü hastalıklarının tam teşekküllü en büyük hastanesi ve Tıp Fakültesidir. Merhum babamda bu kurumda 21 yıl aralıksız Anabilim dalı başkanlığı yaptı, soyadımızda oradan gelir.

                      Bu kurumda görevli yakın dostum Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı olan Tayfun UZBAY isimli Profesör Albay, çalışma grubu ile geçenlerde Şizofreni hastalığının teşhis ve tedavisinde önemli olabilecek bir buluş yaptı. Buluş komutanlarının izni ve onayı ile TÜBİTAK'ın da desteği alınarak Türk Patent Enstitüsüne gönderildi. Onların da onayı alındıktan sonra Avrupa'nın önde gelen inceleme ofislerinden Avusturya Patent Ofisi'nin hakemliğine sunuldu. Bu kurumda aylarca her türlü araştırmalar yapıldıktan sonra bütün dünyada geçerli olan incelemeli patent GATA'nın 110 yıllık tarihinde benim bildiğim kadar ilk defa olarak bir Türk Profesöre verildi.


                      Sevgili okurlar daha Türkiye bu olayı duymamışken kendisini ilk kutlayan kimdi biliyor musunuz? Hiç şüpheniz olmasın Amerika. Ve hemen buluşu bir konferansta anlatması için Amerika'ya davet ettiler. Büyük bir ihtimalle ailesi ile birlikte Amerika'ya yerleşmesi ve orada çalışması için teşvik edecekler. Dikkat ederseniz buluş ve Patent henüz daha Türkiye'de TÜBİTAK, Türk Patent Enstitüsü ve birkaç kişi hariç duyulmadı.

                      İlaç sanayi petrolden sonra dünyada en büyük maddi potansiyel. Bir ilacın tüm dünyaya satılması ile ilaç firmalarının gelirini siz hesap edin.

                      Buluş 21 Ocak 2009 itibarı ile tescil edildi. Ayrıca bildiğim kadarı ile veriler European Neuropsychopharmacology ve Journal of Psychopharmacology isimli sinirbilim alanına özgül iki önemli dergide yayınlandı ve yayına kabul edildi. Bu da bize elde edilen verilen önemli bir bilimsel değere sahip olduğunu gösteriyor. Şimdi çok merak ediyorum, acaba ne olacak? Yani Türkiye'de fen dalında icatlar yapmanın bir değeri olup olmadığını hep beraber göreceğiz.

                      Geçenlerde Birleşmiş Milletlerde Pakistan İslamabad Üniversitesi Rektörü verdiği konferansta 1,5 milyarlık İslam aleminde son 100 yıl içinde sadece 3 Nobel alındığını bunun da hepsinin Edebiyat dalında olduğunu elindeki resmi bildiriden okudu ve dağıtıldı.

                      Eğitimden söz edenler, halktan okul ve sınıf yaptırmaları için nerede ise yalvaranlar ile devlet ve kurumları bakalım Fen bilimlerinde tüm dünyayı ilgilendiren ve kabul gören bir buluşun ilk defa bir Türk tarafından yapılmasını nasıl karşılayacaklar?
                     Ümit ederim buluş yaptığı için teşvik edilir ve bunu örnek alan başka araştırıcılar başka önemli buluşları patent ile sonuçlandırarak ülkemizin dünyadaki bilimsel saygınlığına katkıda bulunurlar.

                      Bu işin nasıl gelişeceğini gerçekten çok merak ediyorum...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

hangi kriz..

18 Temmuz 2009 Cumartesi 23:39

GAZETECİLİK ve DAĞITIM

09 Nisan 2009 Perşembe 19:20

KARAYOLLARI‏

07 Nisan 2009 Salı 21:15

SEÇİMLERİ DEĞERLENDİRİRKEN‏

07 Nisan 2009 Salı 00:22

TURİZM..

14 Mart 2009 Cumartesi 12:48

TURİZM

14 Mart 2009 Cumartesi 12:45

ZEKİ EREN

12 Mart 2009 Perşembe 09:42

KENAN EVREN KÜRSÜSÜ‏

09 Mart 2009 Pazartesi 10:14

BAĞIŞ VE RÜŞVET

05 Mart 2009 Perşembe 11:31

GERÇEKTEN UTANILACAK DURUM

04 Mart 2009 Çarşamba 10:09