Sevgili okurlar bir kriz lafı almış gidiyor, hani çocukluğumuzda masal vardı ya, fareli köyün kavalcısı derlerdi, biri çalar hepsi arkasından gider.

Türkiye'de yeni başlayan bir kriz asla yok, kesinlikle yok çünkü kriz zaten hep vardı, ne zaman olmadı ki? Bakınız % 466 bütçe açığı açıklandı, bundan iyi kriz mi olur?
Bu bütçe açığı demek gemi su almış aşağı doğru gidiyor demek. IMF'den alınacak borç paralar var elbette, o borçları torunlarımız ödeyecek, yani adamlar bizi bıraktılar şimdi doğmamış torunlarımızı borca sokuyorlar.

Ben her fırsatta burada yazmaya çalıştım, bu durum AKP'nin veya CHP'nin suçu değildir. Tüm iktidarlar zamanında Türk ekonomisi zarar etti ve borçlarla idare edildi. Paraları etrafa saçtılar, gösterişler yaptılar, hala yapıyorlar.

Türk bankalarına bakıyorsunuz, hepsi kar etmiş. İnsanlarımıza bakıyorsunuz hepsinin cebinde aynı şeyler var, Banka kartları ve cep telefonu. Olmayan tek şey para... O zaman bu paraları kim harcıyor, nasıl kriz oluyor?

Birazda işimize geldiği için krizden söz ediyoruz, zira her ödemeyi kriz nedeniyle geciktirme durumumuz var ya! Bakın her tarafta kriz dolayısı ile ödemeler aksamış durumda, yakında kriz nedeniyle başka şeyler de olur. Bu kriz bir jenerasyon devam eder çünkü iyi bir buluş. .
Eskiden krizin alası vardı, şimdi dillere düştü. Fark bu.

Netice asla Hatice değil. Netice yanlız ve kesin olarak bu ülkenin eğitimine zamana uyan çok geniş kapsamlı modern bir reform eksikliği. Avrupalı olmadan evvel eğitimi Avrupalı yapmaktan başlamalıyız.

Kafaları değiştirmezsek traşı da o kafaya göre yapacaklarından ve de yaptıklarından hiç şüpheniz olmasın.

Başka hiçbir şekilde sorunlara somut çözüm bulmamız mümkün olmayacaktır.