Değerli okurlar bu başlık Almanya’da çok büyük tirajı olan
günlük bir gazetede çıktı.
Avrupa’da hemen hemen heryerde Türk kadınlarının
Voleybolde Avrupa şampiyonu olmaları konuşuluyor. Birçok Avrupalı inanamıyor.
Türk kadınlarının Avrupalı gibi giyinip, çıkıp oynamaları ve bütün rakiplerini yenmeleri
Avrupalıyı çok şaşırtmış durumda…
Nasıl birbirleri ile kavga etmeden, sürtüşmeden dışardan ahenk bozulmadan böyle bir başarının
mümkün olduğuna müthiş şaşırmış durumdalar.
Bilhassa büyük çoğunluğu müslüman olan bir toplumun kolektif spor branşında bu derece
başarılı olmaları her branştan insanları şaşırtmış durumda. Bazı Türk Voleybol kulüplerinin
başarılı olduğu biliniyor ancak onlarda para ile transfer edilmiş önemli yabancı voleybolcular
olması bir sebep olarak görülüyor.
Ama Türk Kadın Milli takımının Avrupa’da hiç yenilmeden şampiyon olması büyük
ve ender bir mucize olarak yorumlanıyor.
Sosyal medyada çıkan Melisa Vargas’ın sonradan Türk vatandaşı olması ise çok
normal karşılanıyor ve Mesut Özil ile İlkay Gündoğan örnek veriliyor.
Hiç kimsenin özel hayatı başkasını ilgilendirmiyor, zaten ilgilendirdiği an Afganistan
modeli ortaya çıkıyor.
Bazı Türkler örneğin Ebrar Karakurtu eleştiriyor ve özel hayatı ile ilgili yazıyorlar bunada
Alman gazete “işin başında yetişip bozamadılar, geç kaldılar, kurtlar şimdi işbaşında”
diye yorumluyor.
Bütün bu hareketlilik için Muhalefet ne yapıyor? Küme düşmüş nasıl çıkarım diye çabalıyor.
Kim ne derse desin bu kızlar 100 yıllık Türkiye Cumhuriyetinin bireyleri ve özel hayatları
hiç kimseyi ilgilendirmez.
Beni esas düşündüren müslümanların birbirlerinin kurdu olması sözü.
Gerçekten bu söz acaba doğru mu?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.