Manisa-Konya-Urfa-Antep’ten sevgiler (2)

Manisa-Konya-Urfa-Antep’ten sevgiler (2)
Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü'nün, “yerel basın gezi, inceleme, mesleki yer değiştirme” adlı çağrısına gazetemiz adına katılmaktan ötürü çok mutluyum.

Manisa-Konya-Urfa-Antep'ten sevgiler (2)
Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü'nün, “yerel basın gezi, inceleme, mesleki yer değiştirme” adlı çağrısına gazetemiz adına katılmaktan ötürü çok mutluyum. Farklı illerden, ama aynı mesleki dili konuşan insanlar tanıdım. Bu farklı illeri ve insanları sizlerle de paylaşmak istedim. Ötekileşmemiş, farklı düşünse de birbirine saygılı ve sevgi dolu dostlarla geçen günler…Ve tabii, etnik ayrım gözetmeyen , insanlarımız, insanlarımız, insanlarımız….

Manisa-Konya-Urfa-Antep'ten sevgiler (2)
Yazı Dizisi: Rezzan Şebin Foto: 45 Gazeteci


TURGUTLU
115 bin nüfuslu Turgutlu'ya geldiğimizde, yolda bizi bir sürpriz bekliyordu. Belediye Başkanı Mustafa Serhat Orhan, üzerinde “Ege'nin Yükselen Yıldızı Turgutlu” yazan çok kış poşetler içinde bizlere hediyeler yollamıştı. Turgutlu'yu tanıtan broşürlerin yanı sıra kuru üzüm de vardı. 115 bin nüfuslu Turgutlu'nun meşhur 'Sultanlı' üzümleri yurtdışına ithal edilecek kadar bol üretiliyormuş. Çok da leziz olan üzümlerimiz iyi ki vardı. Mola veremediğimiz zamanlarda, açlığımızı gidermek için bayağı işe yaradı. Sarı leblebi ile tavsiye olunur. Bir de Hür Ekspres'ten Ahmet Ballıca'yı tanımanızı isterim. Kocaman sesi ile her sabah yola çıkarken ve yemeklerden sonra bizi, kendi uslubu ile “hayırlara vesile etti”.. Bizler de “amin” dedik. Her günümüze renk katan bu arkadaşımızı, bir gün Bodrum'a gelirse, içkili bir restorana davet edeceğim. İçmek şart değil tabii. Ama içenlerle aynı masada olacak kadar, yaşam ve düşünce biçimine saygılı olma sınavından geçirmek isterim sevgili meslektaşımı. Urfa'da yakalayamadık, kaçtı gitti de…
Manisa çıkışına kadar, Manisa'da Denge gazetesinden Turan Işık bizlere rehberlik etti. Halen kazı çalışmaları devam eden Sart Harabeleri, Urganlı Kaplıcaları'nı uzaktan da olsa görebildik. Suyun 80-90 dereceye çıktığı kaplıcaların yanı sıra, suyun ısısından yararlanarak seralar oluşturulmuş.

SALİHLİ
Yaklaşık 100 bin nüfuslu Salihli'de iki günlük, iki de haftalık gazete çıkıyor. Gediz'in geçtiği Salihli'de de kaplıcalar oldukça gelişmiş. Kültür sanat etkinlikleri ise oldukça şaşırtıcı. 25 yıldır, 45. kez şiir günleri düzenleniyor. Salihli Belediyesi'nin mimari yapısı görülmeye değer. Yıllar önce belediye başkanlığı yapmış, herkesin sevdiği Zafer Erol döneminde yaptırılan belediye binası, beş yıldızlı oteli andırıyor.
Salihli Ticaret Odası Başkanı Talat Zurnacı, bizleri “Azaklar Odun Köfte Restoran”ta ağırladı. Yolunuz düşerse, ana yol üzerinde olan restoranta uğramadan geçmeyin. Manisa'nın son ilçesi Kula'dan geçerken , peri bacalarını uzaktan da olsa görmek mümkün. Baharda Manisa-Turgutlu-Salihli-Kula gezisi düzenlemek şart oldu artık. Nasılsa oralarda değerli dostlarım, kardeşlerim var.

KARDA MAHSUR KALDIK!!!!!!!
Yavaş yavaş kar görmeye başladık. Ama yollarda bir problem yoktu. Uşak, Afyon Bolvadin üzerinden devam eden güzergah boyunca, yollarda hiçbir sorun yoktu. Hava kararmış olmasına rağmen, gördüklerim iç açıcıydı. Şehirler düzenli gelişmiş, yollar çağın teknolojisinden nasibini almıştı. Evlerin içinde yaşananları bilmek mümkün değildi tabii. Yoksulluk mu, varsıllık mı?
Konya'ya 110 km., Ilgın'a 10 km. kala , Doğanhisar beldesinde bir şaka gerçek oldu. “45 gazeteci karda mahsur kaldı. Bu haberi kim yapacak acaba” derken, trafik tıkandı. Tırlar ve otobüslerden oluşan bir zincir oluştu. Önce çok hoşumuza gitti. Herkes araçtan inerek, kartopu oynadı, birbirine görüntü verdi. Tabii DHA, A.A. bu gelişmeye pek sevindi. Cavit, Durmuş, Kadir ellerinde fotoğraf makinalarıyla, tırcılarla ropörtaj yaparak, haberlerini hemen ulusal basına geçtiler. “Devlet nerede, bizi kurtaracak yok mu” nameleri arasında, Basın Yayın İzmir İl Müdürü Dr. Selçuk Özdağ , Konya Karayolları Genel Müdürü'ne, milletvekillerine telefon açarak yolların açılmasını sağladı. Bir saati aşkın bir süre sonra yola koyulduk. Türkiye'nin en büyük illerinden Konya'ya yakışmamıştı doğrusu. Gece 23.00 civarında, Konya Turizm ve Otelcilik Lisesi Uygulama Oteli'ne geldik. Bu kez odada üç bayan olduk.

YÜZÜ AYDINLIK BİR ŞEHİR: KONYA
Şehri çok fazla gezdiğimiz söylenemez. Ancak, yine de görebildiğim kadarı ile, tahminlerimin dışında bir ille karşılaştım. 1970'li yıllarda görmüştüm. Ancak, o yıllarda Konya daha çok demir çelik, alüminyum gibi sanayi tesisleri, işçi sınıfı mücadeleleri gibi sosyal konularla gündemde olurdu. Oysa son yıllarda, yeni bir siyasi ve dini kimliğe bürünmüş durumda. O nedenledir ki, yollarda kara çarşaflı kadınlar aradı gözlerim. Hep önyargılıyız. Bu gezinin bir yararı da, önyargısız olmayı öğrenmek oldu. Bodrum'da göremediğim, bisiklet yollarını görünce daha da bir şaşırdım.

Dalaman Gazetesi Mehmet Bozkır arkadaşımızın hatırlattığı gibi, (Tarihçi İlber Ortaylı'nın ifadesi ile) ilk Rumlardan olan Mevlana Celaleddin Rumi'yi ziyarete gittiğimizde, ziyaretçilerin çok farklı milletlerden oluşu da beni hiç şaşırtmadı:

"Yine gel, yine gel, her ne olursan ol yine gel
İster kafir, ateşe tapan, putperest ol yine gel
Bizim bu dergahımız ümitsizlik dergahı değildir
Yüz defa tövbeni bozmuş olsan da yine gel."

Devamı var..

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.