Değerli okurlar geçtiğimiz hafta kısa bir seyahatle Bodruma ve oradan Kos adasına geçtim. Ne gördüklerimi sizlerle paylaşmak isterim.
Herşeyden önce Bodrum bitmiş. Daracık sokakları insan, otomobil, bisiklet ve motosikletlerle tam bir kaosa dönüşmüş.
Kimin nereden gittiği belli değil…
Görünürde tek bir trafik polisi olmadığı için isteyen istediğini yapıyor.
Kırmızıda geçenmi istersiniz, sağdan, soldan geçenler, yolun ortasında duranlar.
İnsanlar dayak veya kurşun yemekten korkup susuyor…
Bu trafik kontrolü Belediyede mi, yoksa Poliste mi? İkiside seyirci durumda…
İnanılmaz bir keşmekeş yaşanıyor Bodrum’da. Sadece Bodrum içinde değil daha Bodruma gelmeden kuyruklar başlıyor.
Taksi şoförü boyuna küfür ediyordu, kendisine sordum “nasıl çalışıyorsunuz burda!” diye verdiği cevap “Rezalet abi hanım buralı yoksa bir dakika durmazdım”.
Katamarana bindik eskiden dolu olurdu bu sefer boş. Kosa geldik ve önlem alınmış kontroller bekletilmeden çabuk yapılıyor. Kos dolu, her yıldan çok daha kalabalık.
Oteller memnun, lokantalar rekor kırdıklarını söylüyor.
Kocaman yolcu gemileri limanlarını doldurmuş turist yağıyor.
Herkesin yüzü gülüyor ve çok samimi davranıyorlar.
Kos adasında Yunanlı seyahat acentesi sahibine Türkiyede dolar ve euro çok yüksek neden fazla geçiş yok diye sorduğumda şöyle cevap verdi; “Gümrük ve Polis kontrollerinde çok uzun kuyruklar oluştuğu için yolcu tercih etmiyor”.
Aklıma İstanbul Havaalanı ve Kapıkule girişleri geldi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.