Karadenizliler gurbeti yurt edinir
BAHTİYAR TARANOĞLU KİMDİR?
1960 Ordu Merkez, Kovancı köyü doğumlu. İlkokulu Kovancı köyünde, İmam Hatip Lisesini Ordu'da okudu. 1983 yılında İzmir 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. Antalya ve Adıyaman'da Müftü Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 1986 Yılında askerden döndüğünde Adıyaman İli Besni İlçe Müftülüğü'ne atandı. Bu görevinde iken 1988 de Almanya'ya din görevlisi olarak gönderildi. Görevi esnasında Wappertal Üniversitesinde (MITTELSTUFE) yabancı dil kursunu bitirdi.
Yurtdışında 6 yıl görev yaptıktan sonra 1994 yılında yurda döndü. Aynı yıl Muğla İl Müftülüğünde Şube Müdürlüğü yaptı. 1996 yılında da Edirne İl Müftü Yardımcılığına atandı.
2000-2001 yıllarında Diyanet İşleri Başkanlığınca açılan 8 aylık yabancı dil programını bitirdi.
2001 Yılında Marmaris İlçe Müftülüğü'ne atandı. Halen bu görevini sürdüren Bahtiyar Taranoğlu, Fatma Gül Taranoğlu ile evli.
İNSANLARA DAİMA SEVGİ, SAYGI VE HOŞGÖRÜYLE YAKLAŞTIM
-Marmaris'e atandığınızda, turistik bir ilçede görev yapacak olmanız size neler hissettirdi?
-Edirne'deki İl Müftü Yardımcılığı görevimden önce Muğla'da görev yaptığım için Marmaris'i biliyordum, ama çok iyi tanımıyordum. Marmaris'e geldikten sonra ilk amacım Camiler ve Müftülük binasının fiziki yapısının güçlendirilmesi ile Kuran Kursları ve Eğitim Merkezi gibi gelir getirici bina ve yapıların oluşturulmasıydı.
Manevi açıdan halkımıza dinimizin daha çok sevdirilmesi, beşeri münasebetlerin geliştirilmesi yönünde çalışmalar yaptım. Halkımıza dinimizin gereği olarak sevgi, saygı, hoşgörü ve insan onuruna yakışır davranışlarla yaklaşarak, onlarla daha iyi diyalog kurmaya çalıştım.
İnsanları yaşayış ve davranışları ile kınayarak rencide etmekten ziyade, inanç ve sevgi temelinde kalarak herkesi kucaklamaya çalıştım. Beni tanıyanlar, bu yapıda bir insan olduğumu bilirler.
-Bir din adamı olarak yüklendiğiniz misyona uygun bir kişilik taşıyorsunuz
-Evet, yalnızca görevim olduğu için değil, öyle bir yapım var. İnsanlarla diyalog kurmayı, konuşmayı, yeni insanlar tanımayı çok seviyorum. Çalışkan bir insanım, çalışma düzenimde disiplinli ve tertipli olmaya özen gösteririm. Bu benim için çok önemli.
DİN HİZMETLERİNİN SÜRDÜRÜLEBİLMESİ İÇİN MADDİYAT GEREKLİ
-Marmaris'e ilk geldiğinizde yapmayı düşündüklerinizi, ilerleyen yıllar içinde gerçekleştirebildiniz mi?
-Çoğunu gerçekleştirdim. 2006 yılından bu yana Marmaris'te Müftülük için hiç kimseden maddi talepte bulunmadım. Din hizmetlerinin sürdürülebilmesi için maddiyata gerek var. Camilerimizin yenilenmesi, toplantı ve konferansların düzenlenebilmesi belli harcamalar gerektiriyor. Müftülüğümüzün bir iş merkezi var şimdi. Bu iş merkezinden elde edilen gelir, Müftülüğümüzün tüm giderlerini karşılayabiliyor. Camilerimizden Müftülük adına para toplamıyoruz.
Elde etmiş olduğumuz gelirler ve tabii halkımızın da katkıları ile; 5 adet yeni cami inşa edildi, 9 camimizin kubbesi kurşunla kaplatıldı, 5 camimiz büyük çapta onarımdan geçti, yıllardan beri el atılamayan merkezdeki 2 camimizin vakıfların da katkısıyla onarımı gerçekleştirildi, cami halıları yenilendi, şadırvanlar yaptırıldı, ihtiyacı olan öğrencilerimize burs veriyoruz, ayrıca güzel dinimizin öğretilmesi ve öğrenilmesi amacıyla Müftülüğümüz tarafından konferans, panel ve toplantılar gerçekleştiriyoruz.
Yeni Müftülük binamızın içinde dini ve milli yayınlardan oluşan bir de kütüphane oluşturduk. Bu kütüphaneden tüm Marmaris yaşayanları faydalanabilirler.
Tüm bu çalışmalarımızın sonucunda, benim yapmayı düşündüğüm birçok şey gerçekleşmiş oldu. Bunlar benim için önemli çalışmalardır.
İÇMELER'DE İSLAM KÜLTÜR MERKEZİ YAPMAK İSTİYORDUM
-Marmaris'te yapmak isteyip de gerçekleştiremediğiniz nedir?
-Marmaris'te görevli olduğum süre içerisinde yapmak isteyip de gerçekleştiremediğim üç şey var.
Birincisi dört minareli, modern, ilçemize gelen turistlere dini kültürümüzü yansıtacak son derece güzel bir cami, ikincisi ilçe otogarında dünyanın her yerinden gelen Müslim veya gayrimüslimlerin ibadet edebileceği bir yer, üçüncüsü ise İçmeler'de Belediyeye ait, dini tesis alanı olarak ayrılmış olan arsa üzerinde İslam Kültür Merkezi inşa edilmesi idi.
İçmeler'de yapılmasını düşündüğüm İslam Kültür Merkezi'nin içinde konferans ve sergi salonları, İslam Kültürünü anlatan görsel ve basılı yayınların satış reyonları, İslam Kültür Abidelerinin minyatürlerinin sergilendiği bölümler ile dini danışmanlık ve rehberlik merkezi de yer alacaktı.
MARMARİS DİNİ VE SOSYAL AÇIDAN KARIŞIK BİR YAPIYA SAHİP
-Marmaris'in dini ve sosyal açıdan kozmopolit bir yapıya sahip olmasının zorluklarını mesleğiniz açısından nasıl değerlendirmek istersiniz?
-Marmaris'in dini ve sosyal açıdan karışık bir yapıya sahip olması, birbirini tanımayan, anlamayan her kültür ve düşünceden, her eğitim seviyesinden insanın bir arada yaşıyor olması sorunları da beraberinde getiriyor diye düşünülebilir. Şunu unutmamak gerekir ki Marmaris bir Anadolu kenti değil. Bununla birlikte pek çok turizm beldesine göre, bünyesinde barındırdığı bu kozmopolit yapıyla barışık bir yaşantı düzenini kurabilmiş bir ilçe.
Turizm kenti diye ifade edilen bu gibi ilçelerde, dinimizin istemediği birçok olay gerçekleşiyor ve bunlar da sorunlara yol açabiliyor. Tüm bunlar insani bakış açısıyla yaklaşımlarda bulunarak, el ele verilerek aşılabilir. Huzur içinde yaşamanın temeli de budur.
Marmaris'e yaşamak için gelen her insan gibi, ben de Marmaris'i çok sevdim. Yerleşilebilecek, bir ömür yaşanabilecek doğa harikası bir yer Marmaris. Dileğim Marmaris'in gelecek yıllara güzelliğinden ödün vermeden gelişerek, erişmesidir.
İSTERLERSE YABANCILARIN CENAZELERİNDE BULUNUYORUM
-Marmaris'te yabancı uyruklu birçok insan yaşıyor. Marmaris'te yaşamayı seçen bu insanların cenaze hizmetlerinin karşılanmasında size müracaat ediliyor mu?
-Yabancılar vefat ettiklerinde, eğer burada gömüleceklerse, mezarlıklarda problem yaşanıyordu. Şimdi bu soruna Belediyeler ile yaptığımız görüşmeler sonucunda çözüm bulundu diyebilirim. İçmeler ve Armutalan mezarlıklarının yanı başında yabancılar için yer ayrıldı.
Yabancılar cenaze için bize müracaat ettiklerinde, cenazelerine katılıp konuşma yapıyorum. Ölümün her nerede olursa olsun aynı olduğunu, gerçek ve hak olduğunu, ahretin varlığını, herkesin inancına saygılı olduğumuzu, onların cenazesine katılmayı bir görev bildiğimi, acılarını paylaşmak için yanlarında olduğumu anlatıyorum. Ayrıca cenazeleri gömülürken kendi dinleri çerçevesinde ne yapacaklarını bilmiyorlarsa onların inanç ve adetine göre bunun nasıl olması gerektiği konusunda yardım ediyorum.
Ve onlara bizim insanlık anlayışımızın bu olduğunu söylüyorum.
-Marmaris'te yaşayan yabancılardan Müslüman olmak isteyenler oluyor mu?
-Marmaris'te yaşayan yabancılardan Müslüman olmak için Müftülüğümüze müracaat eden bir çok insan var. Bu çok sık yaşanıyor. İlçemizde bu oran, Türkiye ortalamasının üzerinde diyebilirim.
YABANCILAR İSTERLERSE, İHTİDA TÖRENİYLE MÜSLÜMAN OLUYOR
-Müslüman olmak isteyen gayrimüslimler size müracaat ettiklerinde ne gibi işlemler yapılıyor?
-Evet, Müftülüğümüze müracaat ediyorlar. Kendi isteklerine göre Müftülükte tören düzenleniyor. Buna İhtida merasimi, yani Hidayete erme merasimi diyoruz. Bu kişilere İhtida Belgesi veriliyor. İlgili Bakanlıklara, konsolosluklara bildiriliyor. Gayrimüslimler Mekke ve Medine'ye giremiyorlar, ama İhtida Belgesi alan kişiler dünyanın hangi ülkesinin vatandaşı olurlarsa olsunlar Mekke ve Medine'ye gidebiliyorlar.
-İnsanlar bu seçimi Türklerle yaptıkları evlilik nedeniyle mi yapıyorlar, kendi tercihleri de olabiliyor mu?
-Genellikle evlilik nedeniyle Müslüman oluyorlar. Tamamen kendi inisiyatifleriyle ve tercihleriyle Müslüman olmayı seçenler de var. Bazen çok ilginç olaylar yaşıyoruz.
Bir keresinde 58 yaşında bir İngiliz kadın geldi. Kendisinden yaşça genç olan doğulu bir erkekle evlenmiş, fakat çocukları olamayacağından dolayı boşanmışlar. Müslüman olmak istediğini söyledi. Ona dinimizin bir hoşgörü dini olduğunu, insanları sevmenin dinimizin gereği olduğunu anlattım. Biz kadınlara iki gözle bakarız; biri eşimiz, diğeri de annemiz ve kız kardeşlerimizdir dedim. Çok duygulandı ve ağladı. Bunları neden Marmaris'te anlatmıyorsunuz, ben kiminle birlikte olduysam yalan ve riya ile karşılaştım, aldatıldım dedi. Sonra da İhtida Töreni düzenledik onun için, Müslüman oldu.
BİZLER YAŞADIĞIMIZ YERİ YURT EDİNİRİZ
-Memleketinizden bir üniversite öğrencisi olarak ayrıldınız ve mesleğiniz gereği hep başka başka şehirlerde yaşadınız. Bir gurbet yaşayanısınız diyelim. Ordu'yu özlüyor musunuz?
-Doğduğum yeri özlüyorum, ama oraya gittiğimde de doyduğum yeri özlüyorum. Annem, babam ve kardeşlerim Ordu'da. Yıllık izinlerimizde ziyaretlerine gidip, özlem gideriyoruz. Emekli olunca memleketimize yerleşmeyi düşünüyoruz.
Şunu söylemek isterim
Karadeniz'den gurbete çıkmayan az adam vardır. Gurbet; Arapçada ırak, uzak anlamına değil, yakınlık anlamına gelir. Karadenizliler gurbete gittiğinde, nerede yaşıyorsa o memlekete yakın durur. Bizler gurbeti memleket ediniriz. Karadenizlilerin kendilerine has, böyle bir özellikleri var. Karadeniz insanı iyi niyetli, samimi, sıcak kanlı ve vatanperverdir. En büyük dezavantajımız genele yayılmış bir kahve kültürünün olması. Karadenizliler genellikle inşaatçı olurlar. Bu mesleği seçmelerinin en büyük nedeni üretmeyi sevdiklerindendir. Karadenizlilere bakın mutlaka bahçelerinde bir şey ekip biçerler, bahçe yoksa çoğunun balkonu bahçe gibidir.
Karadenizliler yaylalarda yaşamış, yayla kültürü ile büyümüşlerdir. Bundan dolayı yaşadıkları her yeri yurt edinirler. Nerede olurlarsa olsunlar doğdukları yeri unutmazlar, kültürlerini kaybetmezler, ama doydukları yere de sahip çıkarlar.
İKİ RİZELİ SAHİLE CAMİ YAPTIRMAK İSTEDİ
-Mesleğinizde Karadenizlilerin bu özellikleriyle ilgili yaşadığınız anılarınız var mı?
-Gittikleri yeri yurt edinmeleriyle ilgili çok anım var tabii. Bir iki anımı paylaşayım sizlerle. Almanya'da din görevlisiyken, bir adam geldi. Yaşadığı köye bir cami yaptığını ve bir imam istediklerini söyledi. Cemaat kaç kişi diye sorduk. Adam saydı; babam, ben ve oğlum. Bunun üzerine bizim Müşavir O zaman sana imamlığı öğretelim, namazlarını sen kıldır, 3 kişilik cemaate nasıl imam verelim dedi. Adamlar gittiler, imam verilemedi tabii. Düşünün adam yaşadığı yeri memleketi belliyor, aynı düzenini sürdürmek istiyor.
Bir gün de burada Müftülüğe iki Rizeli geldi Marmaris'te bir eksiklik gördük, sahilde cami yok dediler. Sahilde cami yapılabilmesi için uygun bir yer bulunacağını zannetmediğimi söyledim. Nasıl olmaz, gidelim Belediyeye versin bize yer, camiyi yapalım dediler ve gittiler. Üç gün sonra geri geldiler. Tamam yeri bulduk dediler Belediye'nin tam karşısında köşede kocaman bir yer var, Belediye ile görüşelim versin orayı bize hemen yaptıralım camiyi dediler. Orasının kamuya açık Belediyenin yeri olduğunu söyleyecek oldum Yahu Allah'ın yeri değil mi, cami yapılsın diye verir elbet Belediye dediler. İlle yapacaklar sahile Camiyi. Sonra baktım olacak gibi değil Gidin biraz iç taraflardan yer bulun Cami için dedim.
KARADENİZLİLER NÜFUS GÜÇLERİNİN FARKINDA DEĞİL
-Kuzeyin Çocukları yazı dizimiz için yaptığımız söyleşilerde, Marmaris'te yaşayan Karadenizlilerin Derneklerinin çatısı altında toplanamadığından, birbirlerinden kopuk olduğundan yakındı çok kişi. Siz bu konuda ne söylemek istiyorsunuz?
-Marmaris'te yaşayan çok sayıda Karadenizli var. Sanırım 6-7 bin civarında da nüfusa sahipler. Karadenizliler Derneği var, bildiğiniz gibi Ordulular Derneği de var. Kültürümüzü, geleneklerimizi yaşatmak ve tanıtmak için bu dernekler kuruldu.
Karadenizlilerin ilginç bir şekilde birbirinden kopuk yaşadığını ben de söyleyebilirim. Bu kopukluğun; bir çok Karadenizlinin aynı işi yapmasından dolayı ortaya çıkan çekememezliklerden ve siyasi mülahazaların araya soktuğu ayrımcılıktan kaynaklandığını tahmin ediyorum. Şunu söylemek istiyorum, birçok Karadenizli sahip oldukları nüfus gücünün farkında değil. Tüm bu nedenler, birlikteliğin oluşmasına engel oluyor bence.
Fakat yine de bunlar aşılamayacak engeller değil. Dileğim herkesin el ele vermesidir.
Böyle bir çalışma yaptığınız için size ve şahsınızda Gazeteniz Gündem'e çok teşekkür ediyorum. Marmaris'e ve burada yaşayan herkese huzur dolu günler diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.