Karadenizli olduğum kadar, Marmarisliyim

Karadenizli olduğum kadar, Marmarisliyim
ÇELİK KINAY,1967 Gümüşhane doğumlu. İlk, Orta ve Liseyi ailesinin Trabzon'a göçmesi nedeniyle Trabzon'da okudu. Aydın Turizm İşletme ve Otelcilik Yüksek Okulu'nu bitirdi.

“İLKOKULA GİDERKEN ARABA YIKIYORDUM”
-Marmaris'te yaşamayı seçen bir Kuzey Çocuğu olarak, geçmişe dönüp baktığınızda çocukluğunuzla ilgili neler paylaşmak istersiniz?
-Yoksul bir ailenin beş çocuğundan biriydim. Babamın Trabzon Limanında iş bulması üzerine Gümüşhane'den toplanıp Trabzon'a yerleştik. Babam limanda işçilik yapıyordu, zaman içinde tüm hısım akraba Trabzon'a göç etti.
Halen tüm akrabalarım Trabzon'da, bizi Gümüşhane'ye bağlayan pek fazla bir şey yok.
Öğrenim hayatım boyunca hem okudum, hem de çalıştım.
İlkokula başladığım dönemde araba yıkayarak harçlığımı çıkarıyor, yaz tatillerinde de tamirhanede çalışıyordum. Ortaokul ve Lisede okuduğum dönemde çimento, tuğla, kireç taşıyarak hamallık yaptım.
Üniversiteyi Aydın Turizm İşletme ve Otelcilik Yüksek Okulunda okudum. Bu tercihi yapmamın ilginç bir hikayesi vardır. Denizi olmayan bir yerde yaşamam mümkün değil, çok seviyorum denizi. Bu nedenle, Üniversite sınavları için seçim yaparken, denizi olmayan hiçbir yeri işaretlemedim. Aydın da sahili olan bir il, il merkezinin denize uzak olduğunu göz ardı etmişim demek ki. Aydın'a geldiğimde ilk şokum denizi görememek olmuştu.

“TEPEDEN MARMARİS'E BAKAR “İŞTE MEMLEKETE GELDİM” DERİM”
-Kuzeyden güneye yolculuğunuzda ilk durağınız Aydın olmuş. Peki Marmaris'e ne zaman geldiniz?
-1987 yılında Üniversitede okurken, öğrenci arkadaşlarımla birlikte Marmaris'e bir gezi düzenledik. Buraya ilk kez o zaman geldim. Marmaris'i o kadar sevdim ki, okul bitince de yerleşmeye karar verdim. 1991 yılına kadar aralıklı olarak gidip geldim Marmaris'e . Karar verdiğim gibi de okul bitince tamamen yerleştim.
Şimdi “Nerelisiniz?” diye sorarsanız, “Karadenizli olduğum kadar Marmarisliyim” diye yanıt veririm. Trabzon'a hısım akrabayı görmeye gider, ortalama 10 gün kadar kalırız. Dönüşte, Marmaris'e tepeden baktığımda “İşte memlekete geldim” derim her seferinde.

“SİYASETLE ÜNİVERSİTE YILLARINDA TANIŞTIM”
-Marmaris'te sizi siyasi kimliğinizle tanıyoruz. Siyasete ne zaman atıldınız?
-Siyasetle Üniversite yıllarında tanıştım. Aileden de bir alt yapı var tabii. Üniversiteye girdiğim dönem, henüz 12 Eylül sonrası psikolojisinin geçmediği yıllardı.
Üniversite Öğrenci Derneğini kurduk o yıllarda. Hem kurucu üyesi, hem de ilk başkanı oldum derneğin. Bu dernek, 12 Eylül sonrasında Türkiye'de kurulan ilk dernek olmakla birlikte, aynı zamanda ilk ülkücü dernektir ve de öyle kalmıştır.
Üniversite yıllarım siyasetle iç içe geçti. Aynı zamanda 12 Eylül sonrası kurulan ilk Ülkü Ocağı'nın başkanlığını yaptım.


-Öğrencilik yıllarında başlayan siyasi yaşamınız Marmaris'te de devam etti. Marmaris'teki siyasi yaşamınızdan söz edebilir misiniz bize?
-Marmaris'e geldiğimde “Siyasetten uzak kalacağım” diye söz vermiştim kendime. Ama bu sözümü tutamadım. 1993 Yılında Milliyetçi Hareket Partisi Marmaris İlçe Teşkilatını kurduk, kurucu ikinci başkanlığı görevinde bulundum. Ardından Ülkü Ocağını kurdum ve ilk başkanı oldum. Parti çalışmalarım böylece sürdü gitti. Hayatım daima siyasetle iç içe geçti. Yalnızca 1997'de kısa dönem yaptığım askerliğim sırasında siyasetten uzak kaldım. Dönüşte yine parti çalışmaları içindeydim. 2001 Yılında MHP İlçe Başkanlığı'na seçildim.
Halen aktif siyaset hayatım devam ediyor.

“ALDIĞIM EĞİTİMLE, MARMARİS TURİZMİ TABAN TABANA ZIT”
-Turizm İşletme ve Otelcilik Yüksek Okulu mezunusunuz, fakat ticaretle uğraşıyorsunuz. Neden mesleğinizi yapmıyorsunuz?
-Marmaris'e ilk geldiğim yıllarda kendi mesleğimi yaptım, turizm sektöründe çalıştım. Çeşitli otellerde ön büro müdürlüğü ve otel müdürlüğü görevlerinde bulundum. Daha sonra ticarete atıldım. Kendi mesleğimi bırakmamın kendimce çok haklı nedenleri var.
Ben Türk turizmini iyi tanıyor ve Marmaris'in yapısını iyi biliyorum. Okulda aldığım eğitimle, Marmaris'te uygulanan turizmin ve turizm anlayışının taban tabana zıt olduğunu söylemek istiyorum. Turizmden iyi anlıyorum, bu benim mesleğim. Marmaris'te Otel İşletmelerinin büyük çoğunluğu profesyonel kadro ile çalışmıyor. Patron aile işletmeciliği var. Profesyonel işletmecilik anlayışının minimumda kaldığına inanıyorum. Dolayısıyla turizmi ve işletmeciliği iyi bilen bir profesyonel olarak, buraya gelecek olan turistin tatil psikolojisinin iyi anlaşılmadığını düşünüyorum. Turizm yapacağız diye, yalnızca kumu ve denizi satamazsınız. Turizmi yalnızca buna endekslerseniz, Marmaris bir yerde tıkanıp kalacaktır. Marmaris turizminin geleceğinden endişeliyim.

-Marmaris'te turizmi iyi bir noktaya getirmek için, bir turizmci olarak neler önereceksiniz?
-Bu işin çözümü turizmi profesyonellerin eline teslim etmektir. Ayrıca Marmaris'in tanıtımının yapılması noktasında da, ehil eller gerekli. Her şey burada başlıyor bence. Dikkatimi çeken bir şey var. Bodrum'un mandalinasını marka yaptılar. Yarın öbür gün bakarsınız “Mandalin Festivali” yaparlar. Marmaris'le özdeşleşen Çam Balımızdan başka bir şeyimiz yok, onun da tanıtımını tam anlamıyla yapamıyoruz. Marmaris bir ürüne sahip çıkmak zorundadır. Bu ille sebze, meyve olmasın. Marmaris kültür varlıklarıyla da ön plana çıkabilir. Yaşadığımız yer kapkaçıyla, kavgalarıyla yer almamalı basında. Bu olaylar ne yazık ki yabancı basında da yer alıyor. Bunlar turizmimizi yaralıyor. Marmaris konferanslarıyla, seminerleriyle, güzellikleriyle, misafirperverlikleriyle haber olmalı.
Marmaris kültürünü yaşatmalı, gelen turist bunu görüp satın alabilmeli. Sonuçta Marmaris bir ürünü pazarlamak durumundadır.
Bir kere şunu göz önünde bulundurmalı ve hiç unutmamalıyız, Marmaris yalnızca bir körfez, Antalya değil. Marmaris'in artık daha fazla genişleme şansı da yok. Dolayısıyla elimizde ne varsa iyileştirilme yoluna gidilmeli.
Son sözüm şudur ki; Marmaris'in mevcut durumunun iyileştirilmesinden başka yapılacak bir şey yoktur.

-Turizmciler daima yerli turistlerin küstürüldüğünden söz ederler. Sizin bu konudaki görüşleriniz neler?
-Evet maalesef öyle. Neticede Marmaris yalnızca yabancı turiste mahkum olmamalı. Türkiye'nin kendi içinde de bir turist potansiyeli var. Marmaris'i yeniden, Türkiye'deki iç turizmle buluşturabilirsek, Marmaris'te turistik işletmeler kendilerine çeki düzen vereceklerdir.

“ALİ ACAR'IN HEYKELİNİ DİKECEKLER”
-Hem bir turizmci, hem de bir siyaset adamı olarak Marmaris'te yerel yönetimin son dönemlerdeki çalışmalarını nasıl değerlendireceksiniz?
-Son zamanlarda Marmaris'teki yerel yönetimin yaptığı iyileştirme çabalarını takdirle karşılıyorum. Uzunyalı'daki çalışmalar ve derelerin ıslahı çok iyi yapıldı. Bunu daha önce bazı konuşmalarımda dile getirmiştim, yine söylüyorum; Marmaris belki şu anda Belediye Başkanımız Ali Acar'ı anlamıyor. Ama sanıyorum sonraki yıllarda heykelini dikecekler.
Marmaris'teki MHP tabanı “Ali Acar MHP'ye yakışır” ortak görüşünü paylaşmaktadır. Yıllarını siyasete adamış biri olarak, Marmaris'te bu son dönemde yapılan iyileştirici çalışmaların bir MHP'li başkan tarafından yapılmasını çok isterdim. Bunu Ali Acar'a yağcılık yapmak için söylemiyorum. Gerçekler bunlar olduğu için bu şekilde konuşuyorum.
Sonuçta benim ocağım, bucağım başka yerde. Yarın ceketimi alıp gitsem, kimse bana “Niye gidiyorsun?” demez. Burada dikili ağacım yok. Marmaris'ten ayrı kaldığımda özlüyorum, her nereye gidersem gideyim, dönüşte buraya şöyle tepeden bir baksam “İşte benim memleketim” diyorum. İki tane oğlum var, ikisine de “Oğlum nerelisin?” diye sorduğumda “Marmarisliyiz” diyorlar.
Marmaris'i yalnızca lafta değil, özde seviyoruz. Her sevgi fedakarlık ister. Biz de hasbelkader Marmaris bizden ne istiyorsa, elimizden ne geliyorsa vermeye hazırız.
Biliyoruz ki, Marmaris iyi olursa, biz de iyi olacağız. Burada doğmadık ama, burada yaşıyor ve burada doyuyoruz. Marmaris'ten başka yerde yaşamayı da düşünmüyoruz.
Buraya iki valizle geldik ev olduk, bark olduk. Burayı ailece çok seviyoruz.

“AYRIŞMAYA DEĞİL, BİRLEŞMEYE İHTİYACIMIZ VAR”
-Son yerel seçimlerde aktif çalışmalarınız oldu. Marmaris'teki siyaseti nasıl değerlendireceksiniz?
-Evet. Son yerel seçimlerde MHP'de, eski Kaymakamımız Cemalettin Özdemir başkan adayıydı, onunla birlikte aktif olarak çalıştım. Eşim Naile Kınay da Belediye Meclis Üyesi Adayıydı.
Bir siyasi olarak, Marmaris'te siyasetin vasatın üzerinde olmadığını düşünüyorum. Aslında siyaset belli bir zaman aralığında yapılır. Seçim zamanı çalışmalar yapılır, insanlar kendini yönetecekleri seçer. İşte bu noktada siyaset bitmek zorundadır.
Marmaris içinde yaşayan herkes el ele vermelidir. Ayrışmaya değil, birleşmeye ihtiyacımız var. Marmaris asgari müştereklerini tespit edip, ortak yaşama zeminini paylaşmalıdır.
Bu gemide hepimiz birlikte yol alıyoruz. Maksat gemiyi batırmamaktır.

-Bir siyasetçi olarak kendinizi nasıl yorumlayabilirsiniz?
-Kendim için “Siyasetçiyim” diyemiyorum. Toplumun algılama biçimindeki siyasetçiyle, kendimi aynı kefeye koyamıyorum. O yüzden kendim için, bir davanın ve bir düşüncenin adamıyım diyebilirim.
Memleketini çok seven, bu uğurda çalışan bir adam diyebilirsiniz bana.
Türkiye'ye, ya da yaşadığım yere hizmet edebilmenin zemini politika olduğundan siyasetin içindeyim.
Yoksa ikbal(gelecek beklentisi) noktasında, siyasetten hiçbir beklentim yok.



HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum