Hükümet Hap gibi yutturma taktiği uyguluyor
Hükümet Hap gibi yutturma taktiği uyguluyor
Röportaj : Oya D.USTABAŞ
Referanduma sayılı günler kala, kaleme aldığım Referanduma Doğru yazı dizimizin bugünkü konuğu Cumhuriyet Halk Partisi Armutalan Belediye Meclis Üyesi İsmail Nejat Özbozdağ.
Hükümetin Evet kampanyasıyla, 12 Eylül Anayasasını yeni yamalarla meşrulaştırmaya çalıştığını öne süren Özbozdağ, AKP'nin demokrasiyi değil, anti demokratikliği benimsediğini, referandumda demokratik bir oylama değil, aldatma ve demagojiye dayanan Hap gibi yutturma taktiğine başvurduğunu belirtti. Gelin Bu referandum ortamında işçi ve emekçi kitleleri, kısacası halkımızı aydınlatmak, mücadeleye çekmek ve kazanmak için HAYIR'lı kampanya fırsat olmalıdır. HAYIR kampanyasının gövdesini demokrasiye, demokrasi mücadelesine kazanmanın yolu da buradan geçmektedir diyen İsmail Nejat Özbozdağ'ın sesine kulak verelim
AKP hükümeti tarafından düzenlenen Anayasa paketi, yine AKP'nin tercihiyle bütün haliyle oylamaya sunuluyor. Yurttaşlara 26 soru soruluyor. Bu sorulara sadece bir tek evet veya hayır verilmesi isteniyor. Oysa demokratik olan her maddenin ayrı ayrı oylanmasıdır
Bugünkü politik süreçte iç içe giren karmaşık ilişkiler, sürecin kavranılması konusunda kafa karışıklığına neden olmaktadır. Referandum sürecinde de benzer bir durum yaşanıyor. Ancak politikanın boşluk tanımayacağı gerçeği unutulmamalıdır. Bu gerçeğin belki de en iyi test edileceği alanlardan birisi referandum kampanyası olacaktır. Evet ya da hayır diyebilirsiniz, bunları yanlış buluyorsanız boykot edebilirsiniz, boş oy kullanabilirsiniz.
Ancak şu noktalar bizim çok dikkatli olmamızı gerektirmektedir: Bugün AKP hükümeti tarafından düzenlenen Anayasa paketi, yine AKP'nin tercihiyle bütün haliyle oylamaya sunuluyor. Yurttaşlara 26 soru soruluyor. Bu sorulara sadece bir tek evet veya hayır verilmesi isteniyor. Oysa demokratik olan her maddenin ayrı ayrı oylanmasıdır.
Ancak hükümet demokrasiyi değil, anti demokratikliği benimsediğinden, demokratik bir oylama değil, aldatma ve demagojiye dayanan Hap gibi yutturma taktiğine başvuruyor. Bu durum kasıtlı demagojik manevralara yol açmakta ve ciddi bir politik çarpıtmayı ifade etmektedir. Örneğin hükümet Evet kampanyasıyla 12 Eylül Anayasasının yeni yamalarla meşrulaştırılmasına ve güçlendirilmesine evet derken, gerçek demokrasiyi isteyenler hayır kampanyası etrafında toplanmaktadır.
Demokratik bir ülke, demokratik bir anayasayı isteyenler bu istekler üzerinde yükselen hayırlarının kitleler tarafından anlaşılmasını ne kadar yaygın bir biçimde sağlayabilirlerse, demokrasi için mücadele eden halkı ve kitleleri daha ileri bir bilince ve örgütlenmeye taşıyabilirler
Ama, aynı zamanda 12 Eylül anayasasının kılına bile dokundurtmayız diyenler de hayır derken, bazı eski solcular da cuntaya duydukları öfkeden evet diyebilmektedirler. Kuşkusuz bu ayrışmanın iyi anlatılması gerekiyor. Demokratik bir ülke, demokratik bir anayasayı isteyenler bu istekler üzerinde yükselen hayırlarının kitleler tarafından anlaşılmasını ne kadar yaygın bir biçimde sağlayabilirlerse, demokrasi için mücadele eden halkı ve kitleleri daha ileri bir bilince ve örgütlenmeye taşıyabilirler.
Zira politikada sadece doğru taktiği belirlemek yeterli değildir. Aynı zamanda bu doğru taktiği pratikte hayata geçirirken, çevresinde güç biriktirmeyi, bir sonraki hamleye geçişi kolaylaştırmayı sağlayacak derinlikte ve yaygınlıkta uygulamayı başarmak da gerekir.
Bu sürecin daha güçlü devam edebilmesi, eskisinden daha geniş kitleleri etrafında toplayabilmeyi başarabilmesi, HAYIR taktiğinin güçlü bir biçimde uygulanabilmesine doğrudan bağlıdır
Şunu unutmamak gerekir, bugün yaşanmakta olan süreç demagojiye, çarpıtmaya, kaba politik suçlamalar yöneltmeye ne kadar açık olursa olsun, 13 Eylül'de ayaklar suya erecektir. Çünkü bu ülkede demokrasi ve barış güçleri bellidir. Onlar demokratik bir ülke ve Anayasa için mücadele etmeye, kitleleri bu talepler etrafında birleştirmeye devam edeceklerdir. Kuşkusuz daha önce de söylediğim gibi, yanılgı içerisinde evet diyen, boykot eden, boş oy kullanan kesimler de eklenecektir. Ancak bu sürecin daha güçlü devam edebilmesi, eskisinden daha geniş kitleleri etrafında toplayabilmeyi başarabilmesi, hayır taktiğinin güçlü bir biçimde uygulanabilmesine doğrudan bağlıdır.
Bu referandum ortamında işçi ve emekçi kitleleri, kısacası halkımızı aydınlatmak, mücadeleye çekmek ve kazanmak için HAYIR'lı kampanya fırsat olmalıdır. HAYIR kampanyasının gövdesini demokrasiye, demokrasi mücadelesine kazanmanın yolu da buradan geçmektedir.
AKP'nin demokratik Anayasa talebini istismar ederek, Uluslararası sermayenin ihtiyaçlarına uygun, milliyetçi, militarist, cinsiyetçi ve emek düşmanı 12 Eylül Anayasasını bir kez daha onaylatmak ve meşrulaştırmak istediği için HAYIR
AKP'nin farklı inanç kimlikleri arasındaki ayrımcılığa son vermediği, Aleviler ve her inançtan yurttaşlarımızın eşitlik taleplerini yok saydığı Devlet dini dayatmacılığını sürdürdüğü güya laik Türkiye, gerçek laikliği sağlayacak düzenlemelere yer vermediği için HAYIR.
AKP'nin demokratik Anayasa talebini istismar ederek, Uluslararası sermayenin ihtiyaçlarına uygun, milliyetçi, militarist, cinsiyetçi ve emek düşmanı 12 Eylül Anayasasını bir kez daha onaylatmak ve meşrulaştırmak istediği için HAYIR.
Söz, basın ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmadığı, yüzde 10 seçim barajına son vermediği için HAYIR.
Herkese eşit, parasız eğitim getirmediği için HAYIR.
Kadın ve erkek eşitliğine inanmayan AKP'ye dur demek, kadın ve çocuk haklarına, gençlerin geleceğine, çevrenin korunmasına, tarih ve kültür varlıklarının tahribine karşı kapsayıcı güvenceler getirilmediği için HAYIR.
Öncelikle AKP'nin yaptığı Yamada amacın; kendisine yargıya müdahale etme, hatta Erdoğan ve hükümetinin yargının yeniden yapılandırmasına yarayan ve 12 Eylül Anayasasına da meşruiyet kazandıran bir değişiklik olduğunu söylemek istiyorum
Politikanın boşluk tanımayacağı gerçeği hep söylenir ve yaygın bir biçimde bilinir. Bu gerçeğin belki de en iyi test edileceği alanlardan birisi referandum kampanyası olacaktır. Çünkü yakın tarihte politik çizgilerin bu kadar karmaşıklaştırıldığı bir dönem yaşanmamıştır. Her bir politik güç kendi politikasını zafere ulaştırmak için mücadele ederken, kitleleri kendi etrafında toparlamayı amaçlamaktadır.
Öncelikle AKP'nin yaptığı Yamada amacın; kendisine yargıya müdahale etme, hatta Erdoğan ve hükümetinin yargının yeniden yapılandırmasına yarayan ve 12 Eylül Anayasasına da meşruiyet kazandıran bir değişiklik olduğunu söylemek istiyorum.
Bu değişikliğe referandumda Hayır denmesi, 12 Eylül Anayasasına da Hayır demektir, bu yeni ve demokratik bir Anayasa talebini ortaya koyacaktır. Hayır AKP'nin icraatına da Hayır denmesidir. Bu durum AKP'nin bu süreçten hırpalanmış olarak çıkmasına neden olacaktır.
Boykot taktiği AKP'yi yıpratma amacı gerçekleştirmediği gibi, istemeden de olsa, AKP'nin Evetini güçlendirecek bir özellik taşımaktadır
Boykot taktiği AKP'yi yıpratma amacı gerçekleştirmediği gibi, istemeden de olsa, AKP'nin Evetini güçlendirecek bir özellik taşımaktadır.
Yine Somut koşulların somut tahlili göstermektedir ki; görünüşte referanduma gidilmekte, 12 Eylül filan tartışılmaktadır, ama gerçekte; her siyasi odak genel seçime hazırlanmakta, referandumda alacağı sonucu seçim için bir dayanak yapmayı hesaplamaktadır. Elbette Boykot ya da Hayır diyen demokrasi güçleri de bu gerçeği görerek, referandumda farklı oy kullanmayı, aralarında bir gerilim ve çatışma unsuru olarak ele almamalıdırlar. Tersine referandumun arkasından bir genel seçim; daha da önemlisi Türkiye'nin demokrasi güçlerinin daha uzun süreli, ortaklık ve dayanışma içinde olmalarını gerektiren bir mücadele zemini üstünde olduklarını unutmamaları gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.